15 Kasım 2024 – Günün Son Görünümü (İkindi Vakti)
Evdeyim. Çocuklarım Yiğit Ozan ve adını koyduğum güzel kızım Anisa ile yerde oyun oynuyoruz. Hayali bir senaryo kurduk: güya sel basmış bir yerdeyiz ve o selden kurtulmaya çalışıyoruz. Ortalık tam bir curcuna! Oyunla birlikte gelen hengameyi kontrol etmeye çalışıyoruz. Çocuklarımın kahkahaları arasında sürüklenip gidiyoruz ve bu durum bir yandan da bana fiziksel bir egzersiz oluyor. Karın kaslarımı çalıştırdığımı hissediyorum. Yerde sürünürken, boğuşurken ve onları sudan çıkarmaya çalışırken fark etmeden bolca efor sarf ediyorum. Bu yarım saatlik oyunda kaç kalori yaktığımı tahmin edemiyorum, ama çocuklarımın mutluluğu her şeye değiyor. Şen kahkahalarıyla dolup taşıyoruz.
Bugün ve yarın izin günüm. Dört gece çalıştıktan sonra iki günümü tamamen çocuklarımla geçiriyorum. Aralarda kendi gelişimime de vakit ayırıyorum; kitap okuyorum ve dil gelişimim için sesli kitaplar dinliyorum.
Az önce biraz uzandım. Oğlum Yiğit Ozan yanıma gelip, “Baba, sana masaj yapayım,” dedi. Kabul ettim. O kadar ilginç bir yöntem geliştirmiş ki şaşırmamak elde değil! Sırtıma çıkıp, “Kollarını hapistekiler gibi bağla,” dedi. “Kelepçele elini,” diyemedi, ama bir şekilde kendini ifade etti. Ellerimi bağladım, o da sırtımda basınç uygulamaya başladı. Ayağıyla öyle bir hareket yapıyor ki sanki kasların işleyişini anlıyor gibi! Kendi tekniği olduğunu söylüyor. Nereden öğrendiğini sordum; “YouTube’dan,” dedi, ama anladım ki bu aslında düşünmeyi öğrenmenin doğal bir sonucu.
Evlatlarınıza yatırım yapın; geleceğiniz onlar. Sevginizi göstermekten çekinmeyin. Ben çocuklarımı günde elli kez öpüyor, onlardan elli kez öpülüyorum. Kucağımdan ve sırtımdan inmiyorlar. Bu anlarda onlarla olan bağım daha da güçleniyor. Onlar benim geleceğim...
Bugünün ikindi vakti böyle geçti. Sevgi ve mutlulukla dolu anılar biriktirmeye devam ediyorum.