Umudun umutsuz yolcuları
Siz akşamki diziyi keyifle izleyip, uykunuzu almış işinize doğru yola koyulduğunuzda başlar onların günü AKM önüne iyice bakın veya Mecidiyeköy deki kafelerin önlerine bir göz atın Akşam izlediğiniz dizideki isimsiz kahramanlarla doludur oralar
Kimler mi onlar? İzlediğiniz dizideki set emekçileri Onlar bizim deyişimizle figüranlar , kast (role uygun tip bulma) ajanslarının fişlerine göre ise yardımcı oyuncular dır
O fişte yazılan para sizin 3 günlük özel harcamanıza yetmeyebilir, 1 günlük sabah kahvaltınızı da karşılamaz
Sabah 06 00 da başlayan onların hummalı koşuşturmasının, gece yarısı 24 00 ü geçtiği bile olur bazen… Ama bu kadar saat süren emeğin karşılığında fişe ya 25, en çok da 30 TL yazılacaktır Bir de küçük bir diyalog kaptı mı o gün çekilen sahnelerin birinde, görmeniz gerek keyiflenmelerini Çünkü bu 50 TL demektir
Umut dünyası
Kimi bir banka emeklisi, kimi polislikten ayrılmış, kimi –yakışıklı– oğlunu ya da –güzel- kızını şöhret yapma peşinde koşan bir emekli veya yaşlı teyzedir Hepsi de yaşamlarını değiştirecek bir umudun peşindedirler Her sabah yeniden başlar bu umut, akşama doğru yorgun bedenlerdeki enerji gibi tükenmeye yüz tutar… Mahallenin işsizlerle dolu kahvesinde veya komşuların biraz kıskançlık izleri taşıyan meraklı ve alaylı dedikoduları ortamında yeniden yeşerir
Umutlar asla tükenmez bu hayaller dünyasında Gencecik kızlar –bakmaya doyamazsınız–, buz gibi havada üzerlerinde kısa kollu elbiseyle yönetmenin gözüne bir girebilme yarışı içindedirler İyi bir dizi için ararsa ajans hayali içinde, her rol yeni bir şanstır, umut kazanının altını ateşleyen
Kendi aç geçen günlerinin sayısı aklında mıdır acaba kast yöneticisinin? Ama artık o bunları unutmuştur Bütün çabası ajansa bildirilen sayıyı tamamlamaya dönüktür Güzel–çirkin, Hale–Jale fark etmez; ekip başı listeyi tamamlarsa servis kalkacak, her günkü umuda yolculuk başlayacaktır
Masa gibi, sandalye gibi…
Servis setin kurulduğu yere vardığında araçta toplanan kişiler artık setin sıradan malzemeleri arasına karışacaktır Masa gibi, koltuk sandalye ya da başka bir aksesuar gibi… Bay ve bayan olmanın da bir önemi kalmayacak; artık onlar çekilecek sahnede bulunmasına karar verilmiş bir görüntü malzemesi olacaklardır
Bir önceki akşam telefonda onları Ali Bey , Ayşe Hanım diye arayan kişiler artık onlara çok uzaktır Çekim sırasında veya çekim sonrasında karşılaştıkları bir sorun için onları arayayım derlerse, ulaşmaları olanaksızdır Telefonla yapılan okeyleşme ve sabah sayımı sonrasında, kelle sayısı sete teslim edilmiş ve onların işleri bitmiştir
Her sabah taze bir başlangıçtır
Siz şimdi kurulun koltuğunuza; yeni bölüm başlayacak birazdan Jönler karşınıza dizilecek, maceraya dalacaksınız Ama onlar oynadıkları trafik rolleri için biriken paralarını alabilmek umuduyla sarılacaklar telefonlara yine… Yeni umutlarla Kim bilir ayın hangi üçüncü günü yapılacak ödeme… Söz verilen üçüncü gün lerde ödeme yine yapılmadığında ise, çevirdiğiniz telefona, Levent Kırca yı çılgına döndüren, şunu arıyorsan 1 e bas, bunu arıyorsan 2 ye bas… otomatik sesi çıkacak, ama bastığın bütün numaralar seni en sonunda yine başa döndürecektir Nasıl olsa sormazlar yeniden çağırdıklarında Yol paran var mıydı? diye Onların umudu bitmedikçe, dizi ajanslarının üç kuruşluk ücretlerin ödenmesindeki mazeretleri de bitmez, role çağırma telefonlarındaki kibarlık ve nezaketleri de…
Onlar devam edeceklerdir umuda umutsuz yolculuk yapmaya, dizi yapımcıları kendi rollerini oynamaya…
Kaynak: https://www.pendikfotograflari.com/Mehmettahmaz/post/202