Adaletin Temel İlkesi: İnsan Onuru ve Hakikat
Kanunların özünde yatan gerçek şu olmalıdır: Hiçbir birey, mahkemeler dışında bir başkasına ceza kesemez. Bu, insan haklarının temel taşıdır ve adaletin işleyişini sağlıklı kılan en önemli ilkedir. Trafik suçu işlediğinizde dahi, bir trafik polisinin cezayı kesme hakkı bulunmamaktadır; görevleri yalnızca suçu tespit edip süreci başlatmaktır. Ceza, ancak ve ancak yargı mercilerinde verilmelidir.
Maske takmadığınızda bir polis size ceza kesemez. Kesemez, çünkü hukuk devleti ilkesi bunu reddeder. Eğer bir ceza verilmesi gerekiyorsa, bu kararı yalnızca mahkemeler verebilir. Size düşen, hukuki süreçte kendinizi savunmaktır. Adaleti, kuralları çiğneyerek tesis etmek isteyenlere boyun eğmeyin; zira boyun eğmek, insan olmanın onurunu zedeler.
Hak Arama Mücadelesi: Kendinizi Bilin
Askerlikte yaşadığım bir olay bu düşüncemi pekiştirmiştir. Daha toy bir askerken, bölük komutanım bana dört gün “Dere İçi” denen hapishanede kalmam için ceza kesti. Ancak, haklarımın bilincindeydim. “Beni siz cezalandıramazsınız,” dedim. “Mahkemeye verin, kendimi orada savunurum.” Bu duruşum, tabur komutanını bile şaşırttı. Neticede, hakkımı savunarak disiplin mahkemesinden sıfır cezayla ayrıldım ve askerliğimi tamamladım. Eğer boyun eğseydim, hapislerde çürüyüp dokuz gün geç terhis olacaktım.
İşte burada önemli bir ilke öne çıkar: Kendinizi bilmelisiniz. Potansiyelinizi fark etmeli, haklarınızı savunmak konusunda cesur olmalısınız. Kimse sizin üstünüze değildir; ne bir komutan, ne bir memur, ne de başka bir otorite. Bu bilinç, insanı özgürleştirir ve hakikate yakınlaştırır.
Kanunların Felsefesi ve Doğanın Bilgeliği
Kanunları bilmek önemlidir, ancak yalnızca yazılı kanunları bilmek yetmez. Yazısız kanunlar, toplumun ahlaki ve doğal dengesiyle doğrudan ilişkilidir. Yazısız olanı anlamak için düşünmeli, sorgulamalı, kafa yormalısınız. Birilerinin sizin için kanun yapmasını beklemek, düşünce tembelliğine yol açar. Bu sebeple, kendiniz düşünecek, kendi adalet terazinizi oluşturacaksınız.
Meclise gönderdiğiniz temsilcilerin çoğunun yeterince düşünmediğini fark edin. Ne zaman ki halk bilinçlenir, o zaman meclis de bilinçlenir. İnsan aklını ve vicdanını ne kadar kullanırsa, temsilcileri de o denli akılcı ve adil olacaktır.
Hayata Dair Bir Öğüt: Düşüncenin Temizliği
Ayaklar temizse, yüz de temiz olur. Bu söz, bireyin temelinden başlayarak toplumun ahlaki ve zihinsel temizliğini ifade eder. Doğayı anlamak, hayatı çözmek ve yazılı-yazısız tüm kuralları kavrayabilmek için düşüncenizin temizliğine dikkat edin.
Okuyun, okutun. Çünkü bilgi, insanı özgür kılar. Trafikte iyi bir şoför olmanız yeterli değildir; trafikteki herkesin sizin kadar bilinçli olması gerekir. Bu, adaletin ve eşitliğin toplumdaki karşılığıdır.
Sonuç olarak, bireyin adaleti, bilinci ve vicdanı; toplumu ve devleti dönüştürebilir. Kendinizi bilin, haklarınızı savunun ve her zaman sorgulamaya devam edin. Ancak bu şekilde yaşam, anlam kazanır ve insan onuru korunur.