Oldukça yürümeye bakınız.
Had tanımayın.
Mesafe tanımaksızın yürüyünüz.
Rabbinizden ummadık bilgiler düşünceler ilham olunur. Adımlarınızda dolgun kulaklar belirecek yürüdükçe. Siz o kulaklar sayesinde konuşacaksınızdır.
Yürümek hafifletir insanı. Sizde yük olan, çürümeye yüz tutmuş kangren düşünceleri, duyguları o yollarda düşüreceksinizdir.
Hafifleyeceksiniz bu sebeple.
Mesafe tanımaksızın yürüyünüz. Yürüdükçe Rabbinizi tanır Ona yakın olursunuz. Rabbinizle tek başına konuşacak ortam bulursunuz daha ne istiyorsunuz işte. Sizi anlayacak biriyle uzun yol birlikte konuşup yürüyeceksinizdir. Açılmak buna denir herhalde.
Açılın Rabbinize. Sizi eğitecek size öğretecek bir bilenle olacaksınızdır. O ki size her şeyi öğretendir sizin Mürebbiyeniz O’dur. Can kulağıyla O’nu dinlersiniz. Sesine kulak verirsiniz. Mucizelerden en mucize olanı kişinin Rabbiyle başbaşa tek başına kalabilmesidir kanımca. Ha mağaraya çekilmişsiniz ha uzun yol yürümüşsünüz tek başınıza. Yürürken ne secdeler ne rükular ne kıyamlar oluyor bir bilseniz.
Doğa resmen ayağınıza serilmiş bir yün halı. İnsanın yuvarlanası geliyor. Ağaçlara selam veriyorsunuz; Başıboş köpeklere. Hep düşünüyorsunuz. Düşünceleriniz olgunlaşıyor; çiçek açıyor meyve veriyor. Yürüyorsunuz yeryüzü kabuk tutarken sizdeki kabuk tutan yaralar iyileşiyor. İyi oluyorsunuz. Adım adım cennete yürüyorsunuz.