GündemHaber Girişi : 27 Eylül 2023 18:02

Ahmet Gündüz: Vergide ve Sosyal Güvenlikte Reform Şart

Ahmet Gündüz: Vergide ve Sosyal Güvenlikte Reform Şart

Yeminli Mali Müşavir Ahmet Gündüz; “Son 5 yılda hayatımızda %100’e varan değişiklikler olmuşken mevzuatlarda köklü bir reform yapılamadı” dedi.

Yeminli Mali Müşavir Ahmet Gündüz gazetemize bir değerlendirme yaptı. Ahmet Gündüz’ün açıklamaları şu şekilde: “Günümüz teknolojilerinin gelişmesi ve küresel iletişimin hızlanması ile çok sayıda ülkenin birbiri ile olan iletişimi, ticareti çoğalmıştır. Yıllardır uygulanan Vergi ve Sosyal Güvenlik Mevzuatının da bu gelişmelere ayak uydurması kaçınılmaz bir hale gelmiştir.

Bugüne kadar Hükümetler mevcut mevzuatlara ekleme, çıkarma yaparak bütçe gelirleri ile giderlerini denkleştirmeye çalışmışlardır. Bakıldığında son çeyrek asırda yapılan mevzuatlarda bu tür yamalar yapılarak ekonomi ayar verilmeye çalışılmaktadır. Ama günümüze geldiğimizde Son 5 yılda bile hayatımızda %100’e varan değişiklikler olmuşken mevzuatlarda köklü bir REFORM yapılamadı.

  • 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 1960 yılından beri uygulanmakta, 
  • 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu 04.01.1961 yılından beri uygulanmakta,
  • 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 13.06.2006 yılından beri uygulanmakta,
  • 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu 25.10.984 yılından beri uygulanmakta,
  • 4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu 06.6.2002 yılından beri uygulanmakta,
  • 488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu 01.07.1964 yılından beri uygulanmakta,
  • 492 Sayılı Harçlar Kanunu 02.07.1964 yılından beri uygulanmakta,
  • 7338 Sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu 08.06.1959 yılından beri uygulanmakta,
  • 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu 29.07.1970 yılından beri uygulanmakta,
  • 5510 Sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu 31.05.2006 yılından beri uygulanmakta,
  • 197 Sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu 18.02.1963 yılından beri uygulanmaktadır.

REFORM kelime anlamı ile DÜZLETME’dir. Kavram olarak Avurpa’da 16.ncı yüzyılda dinde meydana gelen yeni yorum ve düzenlemelere verilen bir addır. Modern anlam Reform ya da inkılap,�yanlış, yozlaşmış, tatmin edici olmayan, vb. şeylerin iyileştirilmesi veya köklü değiştirilmesi anlamında kullanılmaktadır.

Bugüne kadar Hükümetler mevcut mevzuatlara ekleme, çıkarma yaparak bütçe gelirleri ile giderlerini denkleştirmeye çalışmışlardır. Bakıldığında son çeyrek asırda yapılan mevzuatlarda bu tür yamalar yapılarak ekonomiye ayar verilmeye çalışmışlardır. Ama günümüze geldiğimizde Son 5 yılda bile hayatımızda % 100’e varan değişiklikler olmuşken mevzuatlarda köklü bir REFORM yapılamamıştır.

Vergi Oranlarını artırıp, azaltmak yerine, Vergileme mantığında yapacağımız değişiklikle Vatandaşımıza ADİL bir VERGİ ve Sosyal Güvenlik SİSTEMİ sunmak en temel hedefimiz olmalıdır.

VERGİDE ADALET, HAKKANİYET ölçüleri gözetilmesi, Anlaşılır, kolay ve tabana yaygın bir vergileme sisteminin oluşması gerekir. Bunun en TEMEL Şartı da Düşük oranlı bir vergileme ve herkesin verdiği bir VERGİ SİSTEMİ olmalıdır.

Yukarıda da örnekleriniz verdiğimiz üzere, ADİL bir DÜZEN, ADİL bir VERGİ SİSTEMİ, ADİL bir SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ Acilen kurulmalıdır.

Bize göre yapılması gereken REFORMLAR şunlardır;

1-Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Oranlarının Eşitlenmesi gerekmektedir.

Şirketler ve kişilerin elde ettiği gelirlerin aynı oranda vergi ödemlerini önermekteyiz. Böylelikle Kurumsal yapı kurma ihtiyacı olmayan işletmelerin Gelir Vergisi kapsamında vergilendirilmesi, Çok ortaklı işletmelerin ise Kurumlar Vergisi Mükellefiyeti kapsamında vergilenmesi, şirketten kar dağıtılsın, dağıtılmasın vergisinin alınıp, nihai vergi olarak ortaklara bir daha vergilenmemesi gerekir.

Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi % 20 olmalı, Kademe olmamalıdır.

Ayrıca birden çok ortaklıkların tümünün Şirket kapsamında değerlendirilmesi ve hükmi şahsiyetlerinin buna göre düzenlenmesini önermekteyiz. Örneğin Adi Ortaklığın Mevzuattan Kaldırılması gerekmektedir. Sadece Limited ve Anonim Şirket kurulabilmelidir.

2-Gelir Vergisi Mükelleflerinde Küçük Esnaf ile Diğer şahıs firmalarını ayırıp, Küçük esnafların tümünü Satışları üzerinde % 5’i oranında Banka Hesabından Stopaj Keserek Vergilendirmek gerekir. Esnaf haricindeki diğer tüm Şahıs Firmalarını ise tek bir vergi oranını ile vergilendirmek gerekir. Bunlardaki Vergi Oranı % 20 olmalıdır. Bu şahıs firmalarının tümünü BİLANÇO Esasına göre vergilendirmeyi öneriyoruz.  Böylelikle Küçük Esnaf Grubunu VERGİ Ödeme, Beyanname verme, Muhasebe tutma gibi sorumluluklardan kurtararak, rahatlatmış oluruz. Her İşletmenin yazarkasası olması ve Banka Hesabı olması zorunluluğu koyarak, takibini kolaylıkla yapılabilir.

3-KDV Kanunu ile ÖTV Kanunu birleştirmek, KDV.’yi de Hasılat üzerinden alınan % 2,5 (Yüzde iki buçuk) oranında bir vergi olarak yeniden dizayn etmeliyiz. Böylelikle Tüm Vergi Mükellefleri Her ayki Cirosunun % 2,5 oranında bir vergiyi Vergi Dairesine ödemek zorunda kalacaklardır. İndirim Mekanizmasının kaldırılması ile, Devreden KDV ve Vergi İadesi gibi Sistemler otomatik olarak kalkmış olacaktır. Mal alım Sırasında ödenen KDV veya ÖTV’yi Maliyet olarak dikkate alıp alım-satış Karlarını ona göre belirleyerek mükelleflere kolaylık sağlanmış olacaktır. Böylelikle Piyasada oluşan kayıt dışı işlem hacmi ve Sahte Belge Düzenleme ihtiyacı da ortadan kaldırılmış olacaktır.

4-Tüm Mükellefler (Esnaflar Hariç) BİLANÇO ESASINA göre Defter tutmaları sağlanarak, bunun da E-DEFTERE Geçişleri, ilk 2 yıl kağıt ortamında olacak, sonrasında E-DEFTERE zorunlu geçişi sağlamalıyız.

5-MUHASEBE TUTMA SİSTEMİNİ Tek Düzen Hesap Planına TFRS / BOBİ / KÜMİ FRS Raporlamasına imkan verecek Hesapları Monte ederek, Tek tip bir Muhasebe ve Bilanço Formatı uygulatmalıyız. Raporlama Formatlarını çoğaltmaktan çok azaltmalıyız.

6-Şahıstan Şirkete, Şirketten Şahıs Firmasına geçişi kolaylaştırmak ve özendirmek gerekiyor. Bunu yaparken Kurumsallaşmayı teşvik edici teşvikler koymak gerekir.

7-Çalışanların Asgari Ücretten Vergi Alınmaması güzel bir uygulama oldu. Aynı şekilde Yeni İşe Başlayan Personelin 6 ay SGK Primi İşsizlik Fonundan desteklenmelidir. Böylece İstihdam artışı sağlanmış olur.

8-Sosyal Güvenlik Mevzuatında SGK, Bağkur ve Emekli Sandığı Ayrımı fiilen kaldırılmalıdır. Hepsi için Emeklilik Şartları 6000 gün ve 25 yıl ve Erkeklerde 55 yaş, Kadınlarda, 52 yaş sınırı getirilmelidir. Özel Sektör veya Kamuda 65 yaşını dolduran herkes Resen Emekli edilmeli ve hiçbir işte çalışmamalıdır. Sadece Kendi Firmasını veya şirketinde yönetici olabilmelidir.

9-Sosyal Güvenlik Kanununda Staja başlama süresi, Doğum ve Askerlik Borçlanması gibi borçlanılabilmeli, Emeklilik Hesaplamasında Staja başlama SGK girişi olarak dikkate alınmalıdır. Ayrıca Tüm çalışanların eksik sürelerine borçlanma imkanı getirilmelidir.

10-Karmaşık Kanunlar sadeleştirilmeli, Vergi Oranları Küçültülüp tabana yayılmalıdır. Yasalar Süresinde çıkarılmalı ve Dönem Başında hangi yasanın uygulanacağı belirli olmalıdır.

Örneğin; MTV Vergisi varken, Ek MTV getirilmemeli, Yıl ortasında Vergi Oranları eklenip, ek vergiler konmamalı, Vergi Oranları Her yıl aralık ayında en geç yayınlanmalı ve ertesi yıl uygulanmalıdır. Maç Oynanırken kural değişikliği yapılması eşyanın tabiatına aykırıdır.11-KDV Kanunu Hasılat Esaslı hale getirilmesi önerilmiştir. Böylelikle mükellefler başkalarının ödemesi gereken vergiden sorumlu olmamalıdır. Kod Sistemi gibi Adaletsiz bir uygulama böylelikle sonlanmış olacaktır. Herkes Hasılatı oranında bir vergiyi ödemek zorunda olacaktır.

12-Sosyal Güvenlik Kanunu ve Vergi Kanunlarındaki Cezalar Ağırdır. Bunları Asgari Ücretin Katları şeklinde uygulanması ile şirketin Ceza yükü Gelir ve Kurumlar Vergisi beyanındaki Vergi Matrahının % 20’sini aşmamak kaydıyla diyerek, mükellefleri yaşatmak gerekir. Aksi halde Vergi Cezaları ve SGK Cezaları yüzünden zora düşen firmalar hem istihdamı, hem de vergi gelirlerini olumsuz etkilemez. Ayrıca Hazine hesaplarında alınma olasılığı olmayan bir fiktif alacak gözükmez.

13-Vergisini ve SGK Primini erken ödeyen Mükelleflere % 5 Vergi İndirimi getirmek. Böylece Dürüst Mükelleflerin Aidiyet duygularını geliştirmiş oluruz.  Hem de Mükelleflerin Erken ödemelerine teşvik etmiş oluruz. Böylelikle Ödül ve Ceza mekanizması birlikte işletilerek, Vatandaşların Devletine olan güvenleri tazelenmiş olur.

14-Türkiye Merkez Bankası Mutlaka Sanal Para çıkarmalıdır. Gelecek yüzyıllarda SANAL PARA, kağıt paranın yerini alacaktır. Bu para Türk devleti tarafından çıkarılması halinde, dünyada LİDER PARA olma özelliğine kavuşacaktır. Bu tarihi Fırsatı kaçırmamak gerekir.

SONUÇ:

REFORM kelime anlamı ile DÜZLETME’dir. Kavram olarak Avurpa’da 16.ncı yüzyılda dinde meydana gelen yeni yorum ve düzenlemelere verilen bir addır. Modern anlam Reform ya da inkılap, yanlış, yozlaşmış, tatmin edici olmayan, vb. şeylerin iyileştirilmesi veya köklü değiştirilmesi anlamında kullanılmaktadır.

Bugüne kadar Hükümetler mevcut mevzuatlara ekleme, çıkarma yaparak bütçe gelirleri ile giderlerini denkleştirmeye çalışmışlardır. Bakıldığında son çeyrek asırda yapılan mevzuatlarda bu tür yamalar yapılarak ekonomiye ayar verilmeye çalışmışlardır. Ama günümüze geldiğimizde Son 5 yılda bile hayatımızda % 100’e varan değişiklikler olmuşken mevzuatlarda köklü bir REFORM yapılamamıştır.

Vergi Oranlarını artırıp, azaltmak yerine, Vergileme mantığında yapacağımız değişiklikle Vatandaşımıza ADİL bir VERGİ ve Sosyal Güvenlik SİSTEMİ sunmak en temel hedefimiz olmalıdır.

VERGİDE ADALET, HAKKANİYET ölçüleri gözetilmesi, Anlaşılır, kolay ve tabana yaygın bir vergileme sisteminin oluşması gerekir. Bunun en TEMEL Şartı da Düşük oranlı bir vergileme ve herkesin verdiği bir VERGİ SİSTEMİ olmalıdır.

Yukarıda da örnekleriniz verdiğimiz üzere, ADİL bir DÜZEN, ADİL bir VERGİ SİSTEMİ, ADİL bir SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ Acilen kurulmalıdır.”