Mutluluğu parayla pulla satın alamayacağımızı hepimiz biliyoruz…
Bilmediğimiz ya da farkında olmadığımız; zaten ona sahip olduğumuzdur.
Mutluluk bizim içimizde…
Yapmamız gereken onu gün ışığıyla buluşturmak.
Çoğumuz geçirdiğimiz zor günlerin ardından aynalara küskün, yorgun, bıkkın bir halde bakıyoruz.
Aynaları saçımızı, başımızı düzeltmek için kullanıyoruz.
Oysaki, oradan bize bakanı bir görebilsek… Fark edebilsek.
Yaşam enerjimizdeki iyi yönde değişimi de fark ederiz.
Ama görmüyoruz…
İnsan gördüğüne değer verir, saygı gösterir. Onu sever, korur, kollar…
İncinmesin, canı yanmasın, üzülmesin diye kaç kişiye önem verdik, özen gösterdik bir düşünün…
Neden aynı özeni kendimizden esirgiyoruz?
Çünkü; kendimizi görmüyoruz….
Şunun şurasında birkaç dakika ayırıp, aynaya kendimizi görmek için bakmak çok mu zor?
Başkalarına iyi dileklerde bulunduğumuz gibi, kendimize de iyi dileklerde bulunsak…
Mesela sabahları; yüzümüzü yıkarken gözlerimize bakarak ‘Günaydın!’ demek çok mu zor?
Ya da gün içinde; saçımızı tararken, tıraş olurken, makyaj tazelerken ne bileyim herhangi bir şey yaparken,
Göz rengimizi görerek ‘ne haber?’ desek, ‘göz kırpsak’, ‘tebessüm etsek’…
Varlığımızı fark ederek, içimizdekini uyandırsak, kendimizi bir parça iyi hissetsek.
Ne olur? ‘Deli’ mi olmuş oluruz…
Şu bir gerçek ki, her ne yapıyorsak, biz kendimize yapıyoruz…
Kendimize değer verirsek, değer görürüz.
Kendimizi iyi hissedersek, bunu karşımızdakine de yansıtırız. O kişi de kendini iyi hisseder.
Gecemiz ne kadar kötü geçerse geçsin, yeni güne mutlu başlamak elimizde,
Hatırlayın! Masaldaki o kötü cadı bile ne diyordu?
– Ayna ayna…
Ve yansımasını görüp, kendini iyi hissederek mutlu oluyordu.
Merak etmeyin!
Bir kere denemekten zarar gelmez.
Maksadım ahkam kesmek değil,
Sadece ‘aklıma sığmayanlar’ ı paylaşmak istedim…