Geçtiğimiz ay bahar gelmiş ve güneş bir ara tatlı tatlı kendini göstermişti ya…
İşte o günlerden birinde bir arkadaşımla buluşmuştum. Adı Aslı, kendisi fotoğraf sanatıyla ilgileniyor. O gün, denize nazır çimenlik alanda sandalyelerimizi açıp kendimizi güneşin kollarına bırakarak derin bir sohbete daldık.
Hayat pahalılığı, gelir darlığı gibi meselelerden konuşurken konu insan davranışlarına gelince, Aslı onu etkileyen bir olayı anlatmaya başladı:
“Ailemle birlikte, kiraz ağaçlarının çiçek açtığı günlerden birinde şehirler arası yolculuk yapıyorduk. Yol kenarında köylülerin tezgahlarını görünce aracı kenara çekip aşağıya indik.
Dikkatimi çeken ilk şey; kan ter içindeki yaşlı bir kadının, çilek sepetlerinin önünde duran adama hararetle bir şeyler anlatmasıydı.
Görünen o ki çilek almak isteyen adam, kadınla sıkı bir pazarlık yapıyordu.
Yaşlı Kadın, sepetten aldığı bir avuç çileği adama uzatarak “Yapma! Etme! Zaten şuncacık sattıklarımla dört boğaz, bütün kış geçinmeye çalışıyoruz. Tüccar bile senin teklif ettiğinin fazlasını verir.” diyerek onun insaf etmesini bekliyordu.
Sonunda ortada bir yerde anlaştılar ve adam birkaç sepet çilek alıp oradan uzaklaştı.
Biz de alacağımızı alıp tekrar yola koyulduk.
Kısa süre sonra yemek molası verdiğimizde rastlantı bu ya; oturduğumuz masa, o adam ve ailesiyle karşılıklıydı.
Yemek boyunca ister istemez gözüm onlara takıldı.
Büyük bir iştahla yediler, içtiler. Sıra hesaba gelince, adam onu ödemekle kalmayıp üzerine bahşiş bile bıraktı.” dedi ve ardından konuyla ilgili yorumlar yaptı.
O gün işittiklerim tuhafıma gitmişti. Bugün o olayı hatırlayınca vicdanım sızladı.
“Neden ihtiyacı olanlara katkıda bulunmak yerine onlara acımasız davranıyor, onlardan bir şeyler kopartmaya çalışıyoruz ki?
Neden gereksiz yere bir şeyleri bol keseden dağıtıyoruz?
Yoksa ‘pazarlık sünnettir’ deyip, bunun dozunu mu kaçırıyoruz?” gibi sorular aklımdan geçmeye başladı.
Bir yandan bunları düşünürken, diğer yandan da;
“Belki ihtiyacı olana vermenin en büyük ‘cömertlik’ olduğu aklımıza gelmiyordur…
Belki de dilenmek yerine onuruyla bir şeyler satan insanlara katkıda bulunmanın ‘iyilik’ olduğunu bilmiyoruzdur…” diye sorulara cevaplar bulmaya çalıştım.
Ama yine de bütün bu soru ve cevaplara rağmen bildiğim bir gerçek var;
İyilikte yarışan, cömert olan o kadar çok insan var ki bu hayatta…
Onlardan biri olabilmek dileğiyle…
Maksadım size arkadaşımın anısını anlatmak değildi,
Sadece ‘aklıma sığmayanlar’ ı paylaşmak istedim.