Bir inek gibi hissediyorum kendimi,
Boynuna bağlanan ipin, izin verdiği alanda otlayan bir inek gibi,
Kulaklarım eskisi gibi duymuyor artık,
Eskisi gibi net göremiyorum,
Ve eskisi gibi süt de veremiyorum.
Halbuki ne güzeldi, geçen yıllar;
Her gün başka merada otlar,
Farklı ufuklara bakardım.
Sütüm de boldu o zamanlar.
Şimdi öyle mi?
Aslında şükretmeliyim;
Tepemde güneşin tekrar doğmasına
Ve de karnımın doymasına…
Aklımdan geçmiyor değil;
Arkadaşlarımla özgürce dolaştığımız,
İstediğimiz yerde otladığımız,
Değişen ufkun seyrine daldığımız günler…
Demek buraya kadarmış.
Sonuna mı geldim hayatın,
Yoksa bu geçici bir durum mu?
Bir şairin notlarından alınmışa benzeyen bu satırlar, sanki içinde bulunduğumuz günleri tarif eder gibi…
Tıpkı;
Sevdiklerimizi korumak adına, onları ziyaret etmekten uzaklaştığımız gibi,
Belki hastalandığımız, belki toplum sağlığını düşündüğümüzden kendimizi evlerimize kapattığımız gibi,
Tamamen monotonlaşan hayatlarımızda sürekli aynı mesafeye bakmaktan, gözlerimizin bozulduğu gibi,
Her şeye rağmen dışarıda cıvıldayan hayatın sesini duyamadığımız gibi,
Ya da verimli olmamız gereken zamanda, elimiz kolumuz bağlı kaldığımız gibi,
Belki de ben yanlış yorumluyorum.
Tabi ya…
Bir insan, bir hayvanla kıyaslanır mı ya da hayvana benzetilir mi hiç?
Çok ayıp bana…
Neyse, bunu bir kenara bırakalım.
Gelelim asıl konuya…
Salgından dolayı zorlaşan hayatımız elbet böyle sürecek değil.
Bu sadece ders almamız gereken bir sınav. Elbet her zamanki gibi bu zor günleri de atlatacağız.
Önemli olan moralimizi yüksek tutup, önlemlerimizi alarak faaliyetlerimizi sürdürebilmek.
Hepimiz özlemedik mi sarılmayı, eğlenmeyi, gezmeyi?
Hepimiz özlemedik mi sohbet ortamlarını, rahat rahat alışveriş yapmayı, topluma karışmayı?
O halde, hoş vakit geçirmek veya birkaç mağaza vitrini görmek için çevremizi riske atmak niye? (Çok şükür bu arada kar yağdı da sokaklar biraz boşaldı…)
Ama merak etmeyin! Allah’ın izniyle o günler de gelecek…
Ve hep birlikte eskisi gibi; yine görecek, yine duyacak, yine verimli olacağız.
Ya Sabır… Ya Selamet…
Maksadım metafor yapmak değil,
Sadece ‘aklıma sığmayanlar’ı sizinle paylaşmak istedim.