Gazetelerin ilan sayfalarında ‘zayi’ sütünü vardır, bunu hepimiz biliriz.
İlanın sonunda da ‘hükümsüzdür’ yazar. Yani geçerli değildir. Artık bir değeri yoktur.
Biz de bu günlerde toplum olarak ‘hoşgörü’ yü kaybettik. (İlan vermeye gerek var mı bilemedim…)
Onun yerine de; sevgi, merhamet, korku, acımak gibi en temel duygularımızdan biri olan ‘öfke’ ye sarıldık. Tahammülsüzüz…
İletişimin yanlış kurulduğu her an ve her yerde ‘öfke’ bizim yoldaşımız oldu.
Trafikte, ofiste, evde, okulda, sokakta, mağazada…
Sorumsuzluklarda, adaletsizlikte, saygısızlıklarda, belki de hakarete varan davranışlar karşısında hemen öfkeleniyoruz.
O an kontrolsüz davranıp, sonradan pişman olabileceğimiz ve hatta geri dönülmez zararlara sebep olabileceğimizi düşünemiyoruz bile…
Eşimizle, arkadaşımızla, bazen de hiç tanımadığımız kişiyle yaşadığımız haksızlık karşısında hiç vakit kaybetmeden o kötü duyguya sarılır olduk.
İnsanız, tabiatımızda var. Hepimiz öfkeleniriz. Ama onun esiri olup başkalarına da öfkeyi yaşatmak korkunç…
Halbuki; öfkelenmek yerine, maruz kaldığımız davranış karşısında (haklı-haksız gözetmeden) incitmeden ve incinmeden sakinliğimizi koruyarak çözüme odaklanmak, yapacağımız en iyi yaklaşım olacaktır.
Ön yargıdan uzak, iyi niyetli düşünmek; gelişen olayı doğru analiz etmemize yardımcı olur.
Kişiliğimizi yansıtan duygularımızı iyi yönde kullanmak bizim elimizde…
Karşımızdakinin insan olduğunu unutmadan, yanlış anlaşmalara sebep vermeden doğru iletişim kurarak öfke denilen kötü duyguyu bertaraf edebiliriz.
Diğer yandan, öz eleştiri de önemli tabii ki,
“Hatalı olan ben olabilir miyim?” veya “Belki de benim hatam.” gibi soruları zihnimizden geçirip, sakinliğimizi birkaç dakika koruyabilirsek; karşımızdakine o anki duygularımızı kırıcı olmadan yansıtmayı başarabiliriz.
İnsanız, toplum içinde yaşıyoruz. Her an her şey olabilir!..
Öfkemize hakim olmak elimizde…
Evden çıkarken tıpkı cüzdanımız gibi ‘hoşgörü’ yü de yanımıza alabilir ve orada burada unutmamaya dikkat edebiliriz.
Kim bilir, belki günün birinde;
“Öfkemi kaybettim. Hükümsüzdür.” ilanlarıyla sıkça karşılaşırız.
Maksadım davranışları eleştirmek değil,
Sadece ‘aklıma sığmayanlar’ ı sizinle paylaşmak istedim…