Arkadaşımla sanat sergisi gezmek için buluşmuş, ardından da kafeye geçip zaman öldürmeye başlamıştık.
Konu geçtiğimiz günlerde yayınlanan makaleme gelmişti.
“Ben, o masal anlatılan çocuklardan değilim. Ninemlerin bize masal anlattıklarını hiç hatırlamam.”
“Nasıl yani, hiç kimse sana masal anlatmadı mı?”
Tıpkı bir çocuk gibi güldü. Ardından o günler gözünün önündeymişçesine boşluğa bakıp,
“Gariplerim, sabah ezanıyla güne başlarlardı. Ninem ineklerin, koyunların sütlerini sağar, ardından ortalığı toplar, kahvaltıyı hazırlardı. Hemen sonra da hep birlikte hayvanları otlamaya götürürlerdi. Tarladaki, bahçedeki işleri bitirip, ikindiden sonra pestil gibi eve dönerlerdi.”
“Hadi ya!..”
“Bitmedi. Bu sefer evde çamaşır, bulaşık, temizlik (tabi makine yok…) yemek gibi evde ne iş varsa onları yapar, sonra da yemek pişirirdi. Bitmedi. Ardından ahıra gider hayvanları sağıp, sütü kaynatırdı.”
“Oh, maşallah. Desene hiç boş vakitleri yokmuş.”
“Sen ne diyorsun? Pestilleri çıkmış, perişan halde olurlardı. Çoğu zaman nerede uyuduklarını bile bilmezlerdi.”
“Peki, siz ne yapardınız, nasıl vakit geçirirdiniz?”
“Ne yapacağız. Çocuğuz, haylazlık tabii ki.”
Çocukluk anısını hatırlayan biri gibi, yine aynı masumiyetle güldü ve ardından,
“Sıkıntıdan ne yapacağımızı şaşırırdık. Bir keresinde…”
Sohbetimiz bol kahkahayla sürüp gitmişti.
Anladığım; ‘can sıkıntısı’ diye adlandırdığımız ve yaşam enerjimizi sömüren bu his, o köyün yetişkinlerine hiç uğramamış.
Burada öyle mi? Ne yana dönsem herkesin canı sıkılıyor…
Yaşantımızın standart seyri içinde, arada sırada canımız sıkılıyor olabilir.
Yaptığımız işte zorlandığımızda ya da hoşnut olmadığımızda da sıkılabiliriz.
Ancak, hiçbir şeyden zevk almıyor, her şey hep aynı diye düşünüp, kısır bir döngü içinde sıkışıp kaldığımızı zannediyorsak,
İşte o zaman ALARM!..
Yaşamın canlılığını unutmuşuz,
hayatımıza renk katan, heyecan veren şeylerden uzaklaşmışız demektir.
Ne mi yapacağız?
İşte size reçete:
Kendimize yapacak yeni şeyler bularak, körelen duygularımızı -sadece iyi olanları- canlandıracağız.
Dışa dönük yaşayarak, yeni tecrübeler -mesela yeni arkadaşlar- edineceğiz.
Keyif alacağımız -yaşımıza uygun- aktiviteler yapıp, hedefimizle ilgili hayal kuracağız.
Aman dikkat!
Ömrümüzü kısaltıp, sağlığımızı olumsuz yönde etkileyebilen ’can sıkıntısı’ kötülüğün kaynağı da olabilir.
Maksadım doktorculuk oynamak değil,
Sadece ‘aklıma sığmayanlar’ı sizinle paylaşmak istedim…