Akşama Gelirken Kasaba Uğra da Yarım Kilo Kıyma Al

– Ben çıkıyorum Gülizar..

-Cehenneme kadar yolun var!.

-Ne dedin,duyamadım?..

-Güle güle dedim.Akşama geç kalma..

-Olur kalmam.Hoşçakal!

– Nazmi dur bi dakka,bekle biraz..

– Ne var?

-Kahveye mi gidiyorsun?

-Evet..

-Unutmazsan akşama gelirken kasaba uğra da yarım kilo kıyma al.

– Ne kıyması?

-Kıyma işte.Akşama gelirken yarım kilo kıyma al.

-Dana kıyma mı,kuzu kıyma mı?

– Bilmiyorum,kıyma işte..

– Ne yapacaksın kıymayı?

-Yemeğe koyacağım.

– Yemeği ne yapacaksın?

– Ne demek yemeği ne yapacaksın?.Yiyeceğiz?..

-Anladım..Ne yemeği yapacaksın?

-Patlıcan.

– Patlasın senin kocan!

– Ne diyorsun Nazmi?

– Durmadan patlıcan yapıyorsun,patlıcan yemekten patlayacağım,onu demek istedim.

– Tamam o zaman. Sen yine de kıyma al. Dolma yaparım.

-Emin misin?

-Neye emin miyim?

-Dolma yapacağına emin misin?

– Yaparım Nazmi,niye soruyorsun?

-Ya dolma yapmaktan vazgeçip başka bişey yaparsan?..Kıyma elimizde kalmasın?

-Niye vazgeçeceğim Nazmi?.Başka bişey yaparsam kıymayı buz dolabına koyarız.

-Peki ya elektrikler bozulur,dolap kesilir,kıyma çalışmazsa??

-Ne diyorsun Nazmi?

– Yani,elektrikler kesilir,dolap çalışmaz,kıyma bozulursa demek istedim..

– Kesilmez kesilmez,sen benim dediğimi yap.

– Senin dediğini yapınca elektrikler kesilmiyor mu?

– Nazmi oyalama beni,işim var.Ekmek de al.

-Ne ekmeği?

– Trabzon ekmeği.

-Gidemem şimdi Trabzon’a.

-Ay şaka yapıyorum Nazmi?..Her zaman aldığın ekmekten al.

-Tuzlu mu,tuzsuz mu?

– Ne?

Ekmek.

-Hangi ekmek?

– Bana,al dediğin ekmek.

– Bilmiyorum ki.Alınca bakar söylerim.

– Hayır,onu demek istemedim.Tuzlu ekmek mi alayım,tuzsuz ekmek mi?.Hükümet,vatandaşın sağlığını düşündüğü için ekmekteki tuz oranını düşürdü.İstersen alayım,bakarız,tuzu azsa hükümete göstermeden tuz ilave ederiz.

-Nazmi ne diyorsun sen Allahaşkına?..Ben sana yarım kilo kıyma,bi tane ekmek al diyorum,sen hükümeti ne karıştırıyorsun?

– Ben karıştırmıyorum,onlar karışıyor..Gazımıza-tuzumuza,sazımıza-sözümüze,herşeye karışıyorlar.Dün kahvede okey oynuyorum,elimde iki tane okey var,iki el döndüm,açacağım,

hükümetten biri geldi,”Açma,iki el daha dön” dedi,iki el daha döndüm,karşımdaki bitti,parti bana kaldı..Bu kadar da he rşeye karışılmaz ki.Bir daha onlara oy vermeyeceğim.

-Vermiyorsun zaten..

– Tamam işte,bir daha vermeyeceğim.

-Nazmi oyalama beni,işim var,ütü yapıyorum.

– Ütü mü yapıyorsun?.Ütümüz yok mu bizim?

– Nazmi,ütü imal etmiyorum,elbiseleri ütülüyorum.Allahını seversen,yarım kilo kıyma,bir tane ekmek.

– Kepekli mi kepeksiz mi?

– Ananın!…Tövbe tövbee…

-Ağzını bozma Gülizar..Yanlış bişey almayayım diye iyice anlamaya çalışıyoruz şurda..

– Normal ekmek Nazmi,normal ekmek!..

– Bakkaldan mı alayım,fırından mı?

-Ebenin!…Nazmi sen beni delirtmeye mi çalışıyorsun?

– Hayır,fırında daha taze olur,o bakımdan dedim..

-Tamam,fırından al.

– İstersen marketten alayım,markette daha ucuz.

-MARKETTEN AL!!

– Bağırma!..Bizim için neresi uygunsa,oradan alayım.İstersen Halk Ekmekten alayım,neticede halkız biyerde.

– İstediğin yerden al Nazmi!..Ay bayılacağım şimdi..

– Eğer köfte yapacaksan,bayat ekmek alayım.Bayat ekmeğin içiyle yoğurup yapınca,köfte daha güzel oluyor.

– Köfte yapmayacağım Nazmi!

– Niye?.Köfte sevmiyor musun?

-Sevmiyorum!!

– Ne zamandan beri?

– Şu andan beri!..Şu andan itibaren köfteden nefret ediyorum.

– Yoğurt da alayım mı?

– AL!..

– Küçük mü,büyük mü?..İstersen büyük alayım,kalanı dolaba koyarsın,yazın ayran yapıp içeriz.

– Yaza daha çok var Nazmi…

-O zaman yoğurt almayayım..

-ALMAAA!…Ben zaten senden yoğurt istemedim.

-Ne istedin?

Kıyma istedim.

-Ben kasap mıyım Gülizar,bende kıyma ne arar?

-Kıymayı senden istemedim Nazmi,kasaptan istedim!.

-Ne dedi kasap?.Yok mu dedi?

-Nazmi?…Kasaptan kıyma istemedim…

– Kimden istedin peki?.Kıyma kasaptan istenir Gülizar,manavdan isteyecek halin yok ya?

-Nazmi karnıma ağrılar girdi,n’olursun yarım kilo ekmek,bir tane kıyma!..

– Yarım kilo ekmek,bir tane kıyma mı??

-Hayır Nazmi,yarım kilo kıyma,bir tane ekmek.Lafa tutma beni,sütüm taşacak Nazmii!..

– Sütün mü taşacak?.Hamile misin?

– Hamile değilim Nazmi,ocakta süt var,o taşacak..

-İstersen erik de alayım,hamileysen canın çeker.

-Hamile değilim Nazmii!..

-O zaman niye erik istiyorsun?

– Yahu senden erik istediğim yok!..Hay Allah belanı vermesin senin!…

-“Vermesin” deyince bela okumuş olmuyorsun,versin demen lazım.

– Versin o zaman!!!

-Sen şimdi benden ne istiyorsun?

-Yarım kilo kıyma,bir tane…..Boşver Nazmi,bir şey istemiyorum..Delirteceksin beni..Sen git ne cehenneme gideceksen,ben gider alırım ne lazımsa..Hadi defol,defol,işim gücüm var benim!…

Nazmi,gitti..

 O günden sonra da Gülizar,Nazmi’ye bir daha “Bakkala git-kasaba git!..Manava git-pazara git!..Oraya git-buraya git!.” demedi..

İçgüveysi diye kocasına uşağı gibi davranmaktan vazgeçti..

Birkaç kez daha denedi ama Nazmi onu öyle bir çileden çıkardı,öyle bir kırıp döktü ki,sonunda pes etti,bir daha denemedi,Nazmi’nin yaşlılıktan kaynaklandığını düşündüğü bu yeni halini kabullenmek zorunda kaldı..

Nazmi de yıllar sonra nihayet biraz nefes aldı, rahat etti…..

Yücel Ziko Komedi Mizah Yazarı

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.