Pazarcı esnafı ekonominin panoromasını şu sözlerle özetliyor. “Sattığımız ürünler bizim tezgahımıza gelmeden önce fiyat artışları yaşıyor. Biz de karımızı ekleyip ekleyip satıyoruz. Ortaya sıkıntılı bir durum çıkıyor. Önceleri hal hatır soran müşteriler artık sadece fiyat soruyor. Evvelce iki üç kilo alınan ürünler yarım kiloya düştü. Adet adet satışlar yoğunlaştı”
EKONOMININ İçinde bulunduğu sıkıntı birçok mecrada ve defalarca vatandaş gözünden irdelenerek gündeme getirildi. Biz bu sefer olayı satıcının cephesinden görmek istedik. Ve doğruca Pendik Cumartesi günü kurulan pazarın yolunu tuttuk. Sorularımızı esnafın bizzat kendisine yönelttik. ‘Ne oluyor da böyle oluyor?’ sorusuna cevap aradık. Gördük ki durumdan sadece vatandaşlar değil, pazarcı esnafı da memnun değil. Vatandaşların en fazla şikayetçi olduğu hususun; yoğun olarak tüketilen sebze ve meyve fiyatlarındaki pahalılık olduğunu belirten esnaflar; bunun böyle olmasının kendilerinden kaynaklanmadığını, ürünlerin henüz tezgahlarına gelmeden önce birkaç kez zam gördüğünü ifade ediyorlar. ‘Dolar arttı’ gerekçesiyle her ürüne zam yapıldığının fakat dolar düştüğü zaman fiyatların düşmediğinin altını çizen pazarcı esnafı; “ Bu duruma biz de anlam veremiyoruz. Bir terslik var, yanlış giden bir şeyler var. Bunun önüne geçilmeli. O zaman vatandaşlar da biz de rahatlayacağız.” diyor. Söyleyişinin girişini daha fazla uzatmadan, sözü doğrudan esnaflarımıza bırakıyoruz. Bakın neler söylüyorlar…
KAAN ZEVİŞ: Ürünler tarlalardan gelip, bize ulaşana kadar 5-6 elden geçiyor. Bize gelene kadar fiyatlar katlanıyor. Eskiden 5 bin TL’ye kamyonumuzun tamamını doldururken, şu an 40 bin TL’ye dolduramıyoruz. Eskiden mandalina – portakal beşer kilo alınırdı, şu an yarım ya da birer kilo alınıyor. İsteriz ki her şey ucuz olsun. Bu bizim de işimize gelir.
SİNAN BULCUM: Bizim ülkemizde zamlanan ürünlerin fiyatı hiçbir zaman düşmüyor. Dolar arttı diye ürünlerin fiyatı artıyor ama dolar düşünce geri inmiyor. Ee fiyat dolar arttı diye çıkmıştı dolar düşünce neden fiyat inmiyor. Bu sadece Pazar ürünleri için söz konusu değil, otomobil, tekstil ve diğer sektörlerde de böyle işliyor.
OSMAN UYGUN:
Ülkedeki en büyük sorun üreticilerin yeterince desteklenmemesidir. Üretici tarladan çekildiği anda ne yaparsanız yapın fiyat artışını engelleyemezsiniz. Üretici desteklenmeli ve üretim arttırılmalı ki maliyetler düşsün. Bu arada aracılarında mümkün olduğu kadar azaltılması, üretici ile tüketici arasındaki mesafenin kısaltılması şart. Ekonomide değişen şartlar insan ilişkilerine de yansıdı. Daha önce müşteriler bizlere önce hal hatır sorardı. Şu an ilk ve tek sordukları şey ‘fiyatı kaç para?’ oluyor. Ben 12 senedir bal üreticisiyim. 2 seneye kadar ürünümün üzerine fiyat koymazdım. Son iki senedir üzerine koyduğum artışı
söylemekten çekiniyorum. Neden mi 60 TL ye aldığım kovan 300 TL oldu… Umarım fiyatlar bir an önce kontrol altına alınır. İnsanlar şu an zor durumda. Eskiden adam 3-4 kilo bal alırken, şimdi yarım kilo alırken eli titriyor. Haklı, çünkü aldığı maaş 3.000 TL civarında.
RUKİYE ALTUNTAŞ:
Ürünlerimizi toptancılardan alıyoruz. Orada pahalı olunca bu tezgahtaki fiyatlara da yansıyor. Müşteriler ucuz ürün istiyor. Ben de kaliteli ürünleri tercih ediyorum. Bu yüzden ucuz ürünüm olmuyor.
OSMAN ÖKMEN:
Eskiden her şey ucuzdu. Şu an her şey pahalı. Müşteriler de şikayetçi oluyor tabi. Pazarcı olarak alım – satımdan memnun olmasak da, şartlara göre hareket etmek zorundayız. Çözüm hükümetin işi.
İSMAİL YILDIZ:
Ürünler elimize ulaşana kadar fiyatları bir kaç kez katlanıyor. Biz de üstüne kar koyuyoruz. Haliyle müşteriler de sonuçtan memnun kalmıyor. Geçen sene 1 TL’ye aldığım malzeme bu sene 3 TL. Gerisini siz düşünün. Her şey ortada aslında…
05.11.2021 15:55:17