İBB ve Pendik CHP Meclis Üyesi Nerze Özyurtlu, geçtiğimiz günlerde yapılan meclis toplantısında Pendik Belediyesinin Ertuğrulgazi’deki İmar Uygulamasını eleştirdi.
Toplantıda söz alan Özyurtlu şunları söyledi:
“Ertuğrulgazi Mahallesi’ndeki İmar uygulaması vatandaşlarımızı sıkıntıya sokan bir uygulama olarak önümüzde durmakta.
Bilindiği üzere bu imar uygulaması Ertuğrulgazi Mahallesini, Yayalar ve Sülüntepe Mahallerinin bir kısmını içine alarak 235 hektarı kapsamakta ve 7000 maliki ilgilendirmekte.
Süreci kısaca özetlemem gerekiyor ki varmak istediğim noktaya doğru bir şekilde geleyim,
2022 yılında, 16 milyonluk kentin büyükşehir belediyesi ve yaklaşık 750 bin nüfusu olan Türkiye’nin en büyük 10. ilçesi olan Pendik’in yerel idaresi es geçilerek bakanlık eli ile rezerv alan ilan edilen bölgeye bir imar planı yapıldı.
Şimdi diyeceksiniz ki bakanlığın plan yapması ya da rezerv alan ilan etmesi kanuna dayanan bir durumdur.
Evet doğru fakat görünen köy de kılavuz istemiyor ki bu plan kamuoyunun vicdanında tam anlamıyla karşılık bulmamıştır. Çünkü yerel yönetimler, kanun koyucu ve halk bu sürecin ayrılmaz bütünleyicileridir.
Plan süreci böyle sağlıksız ilerlese, vatandaşlar itirazlarını yapsalar da bu itirazların tamamı kabul görmeden plan kesinleşti ve buna istinaden imar uygulaması yapıldı.
Asıl sorunun burada başladığını belirtmem gerekiyor.
İmar uygulaması işlemlerinde mülkiyet sahibinden muvaffakiyet aranmaksızın re’sen yapılması kamu yararından kaynaklanmaktadır.
Türkiye’de sorunsuz bir imar uygulaması olmadığı gerçeğini bilerek konuşuyorum fakat burada yapılan haksızlıklar neticesinde herhangi bir kamu yararı oluşmasından öte kamu zararı doğmuştur.
Özellikle ülkenin en büyük yerel idaresi olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin mülkiyetindeki yerlere ve dolaylı olarak bölge vatandaşlarına yapılan haksızlığı dile getirmek zorundayım.
Nedir bu haksızlıklar derseniz;
Tamamı İBB’nin mülkiyetinde olan parsellerin bölük pörçük hale getirilip başka imar adalarında hisselendirilmesinden, bölge halkının adını sanını bilmediği kişilerle farklı imar adasındaki parsellerde hissedar edilmesinde, düzenleme ortaklık payından oluşturulan kamusal alanlarda ana artere cepheli olduğu halde İBB adına değilde maliye ve Pendik Belediyesi adına tahsis edilmesinden, yapı ruhsatı ile yapımı devam eden çocuk etkinlik merkezi (kreş) projesini kapsayan alanın maliye adına tahsis edilmesine varana kadar bir çok haksız işlem yapılmıştır.
Birkaçını biraz detaylandırırsak; 31.760,00 m2 büyüklüğündeki ve tamamı İBB mülkiyetindeki parselin bir kısmı mevcut yerinden uzakta, yoğun yapılaşmalı ve çok sayıda hisseli olan parsellere hisseli,
Bir kısmı da müstakil hisseli tahsis edilmiş olup bu alanda yapılması planlanan kentsel dönüşüm projelerinde alanı azaltıp çok hissedarlı hale getirip bulunduğu yerde herhangi bir proje kapsamında kullanılmasına engel teşkil edilmiş olup kamu zararı oluşturulmuştur.
Yine tamamının mülkiyeti İstanbul büyükşehir belediyesinin ve bölgenin tamamına göre yapılaşmanın yok sayılabileceği parsel olan kentsel dönüşüm projelerinde kullanılabilecek tek rezerv yapı stoğunun oluşturulabileceği alan olan Semerkant Bulvarı’na cepheli olarak oluşturulan parsellerde; tek şahıs yapılaşmasının olduğu alana İBB’si hisselendirilip kalan hakkı bölgeden çok uzakta üzerinde yoğun yapılaşma ve hissedarın olduğu imar adasına dağıtılmıştır.
Evet, bu yapılan işlem sayesinde İBB’sinin mülkiyeti değersizleştirilmiş bu alandaki en hızlı şekilde dönüşüm amaçlı kullanılabilecek yapı stoğu alanı yok edilmiş tamamı kamuya tahsis edilebilecekken idarenin eli ile buradaki imarlı parseller 3.şahısların eline geçirilmiştir.
Üstüne üstlük bu 3. Şahısların hak sahibi oldukları parseller kısmen imar adasına isabet etmekte ya da isabet etmemektedir. İsim verip kimseyi zan altında bırakmayacağım fakat görünmeyen bir el ile korundukları ortadadır.
İmar adasına kısmen isabet eden veya isabet etmeyen 3. Şahısların bu imar adasına tahsis edilmesinin açıkça hem kamu zararı oluşturacağı hem ülke gündemindeki kentsel dönüşüm projelerinde rezerv yapı stoğu oluşturabilecek alan bulunamaması sorununa bir yenisinin daha eklenmesine sebebiyet vereceği şüphesizdir.
Tabi ki de İstanbul büyükşehir belediyesinin ilgili müdürlüğü/idaresi de bölge halkı gibi gerekli itiraz işlemlerini yapıp sürece müdahil olmuştur ve olacaktır.
Yalnız bu yapılan uygulamanın bölge halkına ve kentimize getireceği olumsuzlukları görmezden gelmemek ve gerekli düzenlemeleri yapmak için Pendik Belediyesinin de elini taşın altına koyması gerekmektedir.
Yıllardır iktidarın ve yerel yönetimlerin kentlerin gelişimi konusunda almış olduğu kararların bizim tarafımızdan kabul edilemez olduğunu her fırsatta dile getirmiştik. Yine bugün gelinen durumda halkın yaşadığı olumsuz koşulların düzenli olarak tekrar ediyor oluşu eleştirilerimizde ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koymaktadır.
Kontrol mekanizmasının çalıştığı, düzenli şehirleşme, rant odaklı değil kamu yararı gözeten ve doğadan yana tavır alan projelendirmelerin yanında olacağımızı hatırlatır, bugüne kadar sürdürülen ranta dayalı kentleşme anlayışının sona erdirilmesini, bölge halkının sesinin duyulmasını ve itirazların hakkaniyetle değerlendirilmesini talep ederiz.
Saygılarımla.”
17.11.2023 13:34:51