İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB),Adana Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Planlama Ajansı (İPA) iş birliğiyle, “Adana Deprem Eylem Planı Çalışma Toplantısı” düzenlendi. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Tarık Şengül’ün yaptığı “Bilimin Rehberliğinde Depreme Dayanıklı Kent” bahisli panele; Prof. Dr. Alper Birincisi, Prof. Dr. Bahar Yetiş, Prof. Dr. Barış Binici, Prof. Dr. Ebru Voyvoda, Prof. Dr. Kayıhan Pala, Prof. Dr. Murat Şeker, Prof. Dr. Naci Görür ve Prof. Dr. Süleyman Pampal katıldı. Kahramanmaraş merkezli sarsıntılardan etkilenen kentlerden Adana’da düzenlenen toplantının açılış konuşmalarını İBB Lideri Ekrem İmamoğlu ve Adana Büyükşehir Belediye Lideri Zeydan Karalar yaptı.
Olası afetler öncesinde, anında ve sonrasında yaşanacak meseleleri tespit ederek, sorunların tedbirlerini almakla sorumlu yöneticiler olduklarına vurgu yapan İmamoğlu, “Bu toprakların kültüründe yoğrulmuş hiç kimse bu çeşit yapılan çalışmalarla ilgili bir teşekkür beklemez. Bu topraklarda afet, yıkım, kayıp kelam konusu. Siyasi hesaplar biter, kenetlenip kayıp yaşayanların yanında olunur kayıtsız kuralsız. Dayanışma ve paylaşım, her hissin önüne geçer. O nedenle görevimiz ve sorumluluğumuz olduğu için bölgedeydik. O nedenle sürecin analizi, tahlili için Zeydan Liderimizle birlikte İstanbul’daydık. O nedenle bugün buradayız. Adana’dayız. Yaraları saracağız. Acıları paylaşacağız. Zarar gören kimsenin mağduriyetine ve unutulmasına asla izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.�
Kentleri, bilimin ışığında, depremlere ve afetlere dayanıklı hale getirmenin yönetici sorumluluğu olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Daha dün, bir sel oldu ve Şanlıurfa’da insanlarımızı, daha yeni yapılmış bir altyapı sistemi yüzünden, kaybetmek zorunda kaldık. Bazen evet afette imkansızı başaramayabilirsiniz. Lakin göz nazaran göre canları kaybettiğiniz vakit, bu hakikaten yöneticilerin ya da yapımcıların, idarecilerin sorumluluğudur. Bunun kesinlikle takipçisi olunmalıdır. Merkezi yönetimiyle, mahallî idaresiyle, bütün kamu yöneticileriyle, bilimin çizdiği yolda birlikte yol yürürsek, yaşanan hiçbir şeyi yaşamayız. Bunu başarabilmek için ne gerekiyorsa, yapacağız. Ne tıp bedel ödenmesi gerekiyorsa, ödeyeceğiz. Kimleri ikna etmemiz gerekiyorsa, ikna edeceğiz. Kimlerle çaba etmemiz gerekiyorsa, göreceksiniz gözümüzü kırpmadan onlarla çaba edeceğiz” dedi.
Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının başlangıcı olan 2023 yılını sarsıntılarla ve afetlerle karşılamanın burukluğunun yaşandığının altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Kahramanmaraş zelzelesi, hepimiz ismine, yönetici sorumluluğu, kişiliği, kimliği ismine, bu ülkede bir vatandaş olma ismine, bir milat olmalıdır; olacak. 99 sarsıntısı için de birebir şeyleri söyledik. ‘Bir milat olacak’ dedik. Lakin olamadı, başaramadık. Gerekli direnci gösteremedik. Eğri oturalım, gerçek konuşalım. Gerekli adımları atamadık. Eğer o gün bunlar yapılmış olsaydı, savla söylüyorum ki, en az 50 bin insanımızın öldüğü bu sarsıntıda, bu derece insanımızı net olarak kaybetmezdik. O nedenle, buradan, Adana’dan hepinizin huzurunda söz veriyoruz. Bizler, görevlerimizde olduğumuz sürece, hiçbir zaman böyle bir ortamı memleketimize, milletimize ve şehirlerimize yaşatmayacağız.”
Bunun, sadece yerel yönetimlerin çabalarıyla değil, vatandaşların, devletin ve ilgili kurum, kuruluşların iş birliği içinde çalışmasıyla başarılabileceğini vurgulayan İmamoğlu, “Arkadaşlarım hesapladılar. İstanbul’da yalnızca bina güçlendirmesi için gereken kaynak, en optimist hesaplamalarla, Büyükşehir Belediyemizin yaklaşık 5 yıllık bütçesi kadar. Yani hiçbir iş yapmayalım, çalışanlarımıza bile maaş ödemeyelim, 4-5 yıl tümüyle kaynaklarımızı güçlendirme için oraya aktarsak bile yetmiyor. Hasebiyle fotoğraf açıktır ve nettir. Başta İstanbul olmak üzere, deprem tehdidi altındaki kentlerimizin hiçbirinin lokal kaynaklarla, belediyelerin kaynaklarıyla bu yaşamsal sorunun tahlili mümkün olmadığı ortadadır. Kahramanmaraş sarsıntısında ülkemizin maddi kaybının 100 milyar dolar civarında olduğu söylem ediliyor. Yani Türkiye’nin gayrisafi ulusal hasılasının 8’de 1’inden bahsediyoruz. Böylesi büyük bir ekonomik kaybın giderilmesi, mahallî idarelerin çözeceği bir sorun değil” sözlerini kullandı.
Karşılarına çıkarılan mahzurlara karşın, mazeret üretmeden tesirli bir biçimde misyonlarını yapmaya devam ettiklerini kaydeden İmamoğlu, “Ne merkezi idarenin ne de lokal idarelerin kentler artık bir rant devşirme alanı olarak görmesine daha fazla müsaade edilmemeli ve bu mevzuda etmeyeceğimizi de hepinizin huzurunda taahhüt ediyorum. Örneğin; İstanbul için geçtiğimiz devirde kullanılan kamu kaynakları, krediler, borçlar, kime hizmet ettiği belirli olmayan birtakım projeler için kullanıldı. Bu kaynaklar yapılaşmamış alanlarda inşa edilen ve vakit zaman da doğayı tahrip eden projeler için değil de afet odaklı projeler için kullanılsaydı, inanınız bugün İstanbul’da depremi konuşmuyor olurduk” diye konuştu.
İstanbul’un depreme dayanıklı hale getirilmesi için 85 milyar dolar gerektiğini hesapladıklarını aktaran İmamoğlu, çözüm için yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
“Dünyanın ve Türkiye’nin, önümüzdeki birkaç yüzyılına iz bırakacak halde inşası konuşulur, tartışılırken, bir yandan depremzedelere süreksiz konutları yapılarak, onlara tahsis edilme süreci hayata geçirilmesi beklenirken, insanlara kolay bir kod, birkaç blok inşaatın temelini atma çabası ve bina inşaatı çabası üzücüdür, ürkütücüdür” diyen İmamoğlu, “İşte bu eksiği, bilim giderir. Bu eksiği, teknik beceri gider, Bu eksiği, net olarak söyleyeyim, mevcut akıl gideremez. Biz gideririz. Merkezi yönetimin, katılımcı bir bakış açısı ve yerel yönetimlerle birlikte çalışmasını, biz sağlarız. Çünkü, bunu başaramazsak, sorunları gerçekte çözmüş olmayız. Sadece göz boyar ve ertelemiş oluruz” biçiminde konuştu.�
Hem yönetme sorumluluğunu üstlendikleri kentlerde hem de Türkiye ölçeğinde çok süratli ve tesirli hareket edeceklerini vurgulayan İmamoğlu, “Ve göreceksiniz, çok hoş sonuçlar alacağız. Afetler bizlere, milletimize diz çöktürmeyecek. Süratlice önlemlerini alan, başta deprem ve afetler olmak üzere, mahallî idarelerin önceliklerini, muhtaçlıklarını en yakından bilen, hisseden, tahliller konusunda ortak aklın peşinde koşan bir idareye kavuşmanın eşiğindeyiz. İşte bizler, başta Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, daima birlikte bunu başardığımızda; İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da, Hatay’da, Maraş’ta, Adıyaman’da, Edirne’de, Hakkari’de, Trabzon’da, Van’da işler büsbütün değişir. Nitekim çok hoş günlere erişiriz. Artık lokal idareler hükümete, hükümet lokal idarelere gücünü göstermeye değil, güç katmaya gelecek. Birbirine güç katacak. Anadolu’nun dört bir yanında birlikten kuvvet doğacak. Bu inançla buradayız.” dedi.
“Zeydan Başkanımızla, şehirlerimizle yüzleşip, dertleşip, beraber, ortak akılla sorunu çözmek zorunda olduğumuzu hatırlatmak için buradayız” diyen İmamoğlu, konuşmasını, “Birazdan bilim insanlarımız sorunları anlatacak, çözümleri de anlatacak. Ve hep birlikte elimizi taşın altına koyacağız. İstanbul’da da o denli, Adana’da da öyle. Gerektiği yerde binalarımızı güçlendireceğiz. Gerektiği yerlerde binalarımızı yenileyeceğiz. Bundan sonra şehirlerimizle ilgili, kayıtsız şartsız, prensiplerden asla taviz vermeyen yönetimleri göreceksiniz. Vatandaşlarımızın bireysel haklarını koruyacak, ama ondan daha fazla çevreyi koruyacak, doğayı koruyacak, iklimle mücadele edecek, kuraklıkla mücadele edecek, iklim değişikliğinin tahribatlarını azaltacak ve çocuklarımıza, gençlerimize yakışan Adana’yı, yakışan İstanbul’u var etme mücadelesini hep birlikte ortaya koyacağız.” sözleriyle noktaladı.
Konuşmasına, depremin ilk günlerinden itibaren yanlarında olan İBB Başkanı İmamoğlu’na teşekkür ederek başlayan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Karalar da “Deprem olduğunda, nasıl hızlı müdahale edilir? Adana’da sarsıntının, Türkiye’de depremin boyutu nedir? Nereye gider? Hocalarımızı dinleyeceksiniz. Ben uzun boyutlu bunu anlatmayayım. Ama Adana’da yaptıklarımızı birkaç cümleyle özetlemek istiyorum. Hepiniz biliyorsunuz, yıkılan binanın başında en süratli olan belediye lideri benim, meskene yakın bir bina olduğu için. Şunu gördüm: Herkes dışarı çıktı bir anda. Ve trafik kilitlendi. Biz alet, edevat, vinci çok geç intikal ettirebildik. Buna bir kez dikkat etmek gerekir bedelli arkadaşlar” ikazında bulundu.
Bundan sonra yaşanacak sarsıntılara hazırlıklı olmak ismine mikro bölge çalışması yapmaya başladıkları bilgisini paylaşan Karalar, “Adana’nın MR’ını çekeceğiz. Nerede deprem olur, nerede hazırlık yapmamız lazım? Aletimizi, edevatımızı, depremle mücadele için, kesici aletler dahil, hiltiler dahil, en yakın nerede olur? Orada konuşlanmak için bir hazırlık yapıyoruz. Bu konuyla ilgili en hazırlıklı iller biz olacağız” dedi. Adana’nın İstanbul, İzmir ve Tekirdağ ile birlikte mikro bölgesi çalışması yapan dördüncü kent olduğuna vurgu yapan Karalar, “Dördünde de Cumhuriyet Halk Partili belediyeler var. Dikkatinizi çekmek istiyorum. Ne yazık ki depremin altında bilimden, fenden uzaklaşanlar kaldı. Ne yazık ki depremin altında, Kızılay kaldı. Ne yazık ki ülkemiz liyakatsiz insanların elinde böyle oldu. Deprem bir gerçek, ama depremin acıları bu kadar çok olmayabilirdi” diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı
16.03.2023 15:20:12