Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından birtakım satır başları şöyle:
“Sevgili yurttaşlarımızın ve özellikle sevgili çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 103’üncü yıl dönümünde bu aziz bayramının yalnızca Türk çocuklarına değil, başta tüm mazlum milletlerin çocukları olmak üzere dünyanın tüm çocuklarına memnunluk, barış ve sıhhat getirmesini diliyorum.
Mustafa Kemal ve arkadaşları çok düzgün biliyorlardı ki hakimiyetini kayıtsız kuralsız eline almış bir milletin iradesi karşısında hiçbir güç, hiçbir düşman duramazdı. Bu iradeyi temsil edecek makam da elbette Türkiye Büyük Millet Meclisi’ydi. Atatürk ve arkadaşları bu inançlarında hiç yanılmadı. Bizi Kurtuluş Savaşı zaferlerine ulaştıran çatışı altında bulunduğumuz bu meclistir. Bu haliyle Türkiye Büyük Millet Meclisi, ulusal çabamızın ana karargahıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, kurulmuş bir devletin meclisi değil, şahsen kendi iradesiyle kurduğu kurucusu olduğu bir devletin meclisidir. Hem gazi meclis unvanını taşıması hem de devlet kurucu vasfı nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi, dünya siyasi tarihinde, dünya askeri tarihinde ve dünya demokrasi tarihinde seçkin bir yere sahiptir. Böylesine değerli vasıflara sahip bir meclisin mensubu olmaktan gurur duyuyorum, gurur duyunuz.
Önümüzdeki seçimlerle birlikte bu sıralardaki yerlerini alacak olan TBMM’nin yeni üyelerine de şimdiden muvaffakiyetler diliyorum. Hiç kuşku duymuyorum ki milletimiz yeni üyelerine ülkemizi güçlendirilmiş parlamenter sisteme ulaştıracak iradeyi teslim edecektir.
TBMM, tüm kederlerimizin, ülkemizin tüm temel meselelerinin tahlil merkezi olmak zorundadır. Fakat üzülerek tabir edeyim ki milletçe geçmişimize duyduğumuz hürmetin ve geleceğimize duyduğumuz itimadın çatısı olmaktan uzaklaşmış bulunmaktadır. TBMM, tarihî birikimine tezat oluşturacak biçimde tek adam rejiminin gölgesi altındadır. Gazi meclisimizin yasama gücü tek adam rejiminin tahakkümüne teslim edilmiştir. Yargı bağımsızlığı, fikir ve tabir özgürlüğü, basın özürlüğü ve başka tüm özgürlükler ile bilimsel, laik eğitim yerle yeksan edilmiştir. Kamu istihdamında liyakatin ortadan kaldırılması, kamu idaresinde kayırmacılık ve yandaşlık hakim kılınmıştır.
Yaşanan tüm aksiliklere karşın umutsuz olmak için hiçbir neden yoktur. Zira bizler uçurumun kenarındaki yıkık bir ülkeden çağdaş bir cumhuriyet yaratan Mustafa Kemal’in çocuklarıyız. Milletimizin çelikten iradesi tek bir adamın iki dudağına, ferdî ikbal ve beklentilerine, kayırmacılık bağımlılığına, liyakatsiz takımlarına teslim edilmiş görünse de bir periyodun sona ermekte olduğunu görüyoruz ve biliyoruz.
Bugün için bir bireye ilişkin olan egemenlik son bulacak, 100 yıl evvel olduğu üzere egemenlik kayıtsız ve kuralsız millete ilişkin olacak. 14 Mayıs prestijiyle Türkiye, yaşama sevincini geri alacak. Türkiye, baharını yaşayacak. Türkiye’ye bahar geldiğinde göreceksiniz, tüm dünyaya bahar gelecek.”
Hibya Haber Ajansı
23.04.2023 15:34:06