Pendik Belediyesinin destekleriyle, Doç. Dr. Neval Konuk Halaçoğlu’nunkaleme aldığı Cumhuriyetimizin 100. yılına ve ilçemize armağan ettiği, 256 sayfadan oluşan ‘İşgal Yıllarında Pendik’ kitabı yayınlandı.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neval Konuk Halaçoğlu, ilçemizin İstanbul’un işgali öncesi, işgal dönemi ve milli mücadele dönemlerinde önemli bir konuma sahip olması dolayısıyla üç bölümden oluşan ‘İşgal Yıllarında Pendik’ kitabını hazırladı.
Kitapta, 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başındaki dönemi içeren Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde bulunan belgelerin, okunuşları ve özetleri yer almakta.
Halaçoğlu, o döneme ait yüzlerce Osmanlı arşiv belgeleri arasından titizlikle seçtiği örneklerle: Pendik’te yaşanan olayları tüm gerçekliğiyle, kişilerle ve mekânlarla birlikte okuyucuları o döneme götürüyor.
Ayrıca, belgelerde geçen mekân ve kişileri gösteren fotoğraflar da ekler kısmında mevcut.
Neval Konuk Halaçoğlu‘nun eşsiz arşiv belgelerinin yer aldığı bu eser; Pendik’in tarihi ve kültürel yolculuğuna katkı sağlama ve ilçenin kültürel belleğini oluşturulması yönünde önemli katkılar sağlıyor.
Neval Konuk Halaçoğlu ‘İşgal Yıllarında Pendik’ kitabının önsözünde şu sözlere yer verdi: “
Pendik, geçmişi M.Ö. 753 yılına kadar uzanan bir yerleşim birimidir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Pendik; Roma, Bizans, Osmanlı gibi dönemlerde yoğun bir şekilde yerleşim alanı olmuştur.
Osmanlı döneminde Pendik, ilk defa 1328’de Kara Gazi Abdurrahman tarafından Aydos Kalesi’nin fethiyle Türklerin eline geçer. Bundan sonra birkaç defa Bizans’la Türkler arasında el değiştiren Pendik, Fatih Sulta Mehmed’in 1453’te İstanbul’u fethiyle kesin olarak Osmanlı topraklarına katılır. Yerli Rum ahaliye karşılık Anadolu’dan getirilen Türkler; Pendik’teki Yayalar, Kurtdoğmuş, Kurtköy, Dolayoba, Şeyhli, Emirli gibi köyler kurularak yerleştirilmiştir.
Pendik’in kuzey kesimine yerleşen Manav Yörükleri olarak adlandırılan Türkler, genellikle bağbostan ve hayvancılıkla uğraşmaktaydılar.
Rumlar ise şehir merkezinde, deniz kıyısında bulunuyorlardı.
19. yüzyıl sonlarında Pendik belediye başkanı bir Rum’du. Pendik merkezde Rumlara ait kız ve erkek mektepleri, ortaokul binaları ile bir de yetimhane vardı. Buna karşılık merkezde Türklere ait bir mektep bulunmuyordu.
Ayrıca, her köyde bir cami varken, merkezde ilk cami, 1909’da Sultan Reşad adına inşa edilmiştir. 1870’de Pendik Gar Müdürlüğü’nün kurulması ve 1873’te Haydarpaşa-Pendik Banliyö Hattının açılmasıyla kasabaya erişim imkanları artmıştır.
Bu dönemde Pendik’in ‘sayfiye yeri kimliği pekişerek otel ve konaklama tesisi (Pendik Palas, Madalyon Bahçesi) ile köşklerin inşa edildiği ve nüfusun artmaya başladığı görülmektedir.
Pendik, 19. yüzyıl sonunda Kartal Kazası’na bağlı bir köy konumundadır. Ancak, köy konumunda olmasına rağmen belediye haline getirilerek bir de karakol kurulmuştur.
İstanbul’un işgali döneminde Pendik de İngiliz birlikleri tarafından işgal edilmiş, özelikle Milli Mücadele’de İstanbul’dan Anadolu’ya gerek insan, gerekse mühimmat sevkinde en önemli kilit noktalardan biri olması dolayısıyla pek çok baskıya maruz kalmıştır.
Nitekim Kuva-yı Milliye’nin İzmit’ten çekilmesi gündeme gelince, Yunan subayların Pendik’te çete teşkiline karşı Yakacık nahiye merkezinin Pendik’e taşınarak polis ve jandarma yerleştirilmesi kararlaştırılmıştır.
İşgal döneminde önce Kemiklidere’de bulunan daha sonra ise Maltepe’ye taşınan İngiliz garnizonu, halkı baskı altında tutmuş, Türk karakolu mensuplarını zaman zaman tutuklamış, Rum çetelerinin Yayalar Köyü’nde Manav Türklerine gasp, ölüm ve silahlarına el koyma hadiseleri söz konusu olmuştur.
Tüm bu yaşanan olaylara rağmen Pendik’in Manav Türklerinden oluşan köylüleri 1. Dünya Savaşı’nda Genelkurmay ATASE Başkanlığı kayıtlarına göre, Kutdoğmuş Köyü’nden: Mustafa oğlu Ahmet, Salih oğlu Halil İbrahim, Ahmet oğlu Hüseyin, Ali oğlu İbrahim ile Emirli Köyü’nden Ahmet oğlu Salim ve Mehmet Oğlu Tahir çeşitli cephelerde şehit düşmüşlerdir.
Millî Mücadele ve işgal dönemi yıllarında Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi kayıtlarına göre Pendik karakolundan Erzurumlu Mehmed, Kunduracı Salih, Mera bekçisi Rüstem, Hat Çavuşu Hüseyin Ağa’nın dilsiz ve sağır oğlu, Yüzbaşı Ahmed Hamdi Bey, Ayşe Hanım ve Ahmed Bey’in oğlu Necmeddin Efendi de katledilerek şehit düşmüşlerdir.
30 Ocak 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması sonrası Pendik merkezdeki Rumların Yunanistan’a zorunlu göçü sonrasında, Yunanistan’ın Yanya, Kavala ve Drama şehirlerinden Müslüman mübadillerin gelmesiyle birlikte Pendik tamamen bir Türk kasabası haline gelmiştir. Cumhuriyet yıllarında ise çeşitli dönemlerde Anadolu’dan aldığı göçlerde nüfusu hızla artmıştır.
Pendik’in İstanbul’un işgali öncesi, işgal dönemi ve milli mücadele dönemlerinde önemli bir konuma sahip olması dolayısıyla hazırlanmış olan bu kitapta, 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başındaki dönemi içeren Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde bulunan belgelerin, okunuşları ve özetleri yer almaktadır.
Cumhuriyetimizin Kuruluşunun 100. Yılı’na armağan olarak hazırladığım bu çalışmada, üç bölüm halinde o döneme ait yüzlerce Osmanlı arşiv belgeleri arasından titizlikle seçtiğim örneklerle: Pendik’te yaşanan olayları tüm gerçekliğiyle, kişilerle ve mekânlarla sizleri o döneme götürmeye çalıştım. Ayrıca, belgelerde geçen mekân ve kişileri gösteren fotoğraflar da ekler kısmına konulmuştur.
Pendik Belediyesi Başkanı Sayın Ahmet Cin’e, Cumhuriyetin 100. Yılı dolayısıyla, Yayalar Köyü Camisi’nde teravih sonrası şehit edilen dedem Hacı Mısırlı lakaplı Hacı Mustafa Ağaya olan manevi borcumu ödememe fırsat verdiği için şükranlarımı sunuyorum.
Yayalar Köyü ahalisinden olan atalarıma minnet borcumu bu çalışmayla öderken, en büyük teşekkür de sevgili aileme…
Memleketim Pendik’e olan hizmetimin ve gönül borcumun bir devamı olan bu eserle, tüm gazilerimizin ve şehitlerimizin ruhları şad olsun.”
20.11.2023 13:57:12