Orhan Gencebay ilk plağının hikayesini anlattı: Tavla oynadık, ‘Seni yenersem 45’lik albüm yapacaksın’ dedi

 Orhan Gencebay, kariyeriyle ilgili bilinmeyenleri, hakkında merak edilenleri anlattı.

Bana, bağlama aşkını veren ilk kişi Bayram Arıcı’dır. “Ben de bu enstrümandan istiyorum” dedim ama bana babam mandolin aldı. Sonra bana Klasik Batı Müziği üzerine Emin Tarakçı’dan ders aldırdı. Notayı 6 yaşında öğrendim. Bir ara kemanla çalıştım. Ama gönlüm hep bağlamadaydı. Ancak 2-3 yıl sonra bağlamayla tanışabildim. İlkokula giderken duyduğumu, notaya alıyordum ben. Bu Allah vergisi bir yetenek.

Bayram Arıcı ile birlikte beni etkileyen ikinci isim ise Aşık Veysel’dir. O beni binlerce yıl öncesine götürürdü. Bu iki isimden feyz alarak müzik kariyerime devam ettim.

ÜNLÜ OLMAYI DÜŞÜNMEDİM

Babam sanat müziğini çok severdi. Bağlamanın yanı sıra tambur çalmaya başladım. 13 yaşında ilk bestemi yaptım. Bestenigar makamındaydı.

14 yaşında temelli İstanbul’a, Kasımpaşa’ya geldik. Karadenizlilerin bol olduğu bir yerdir. Çok önemli kişilerle tanışıp beraber olduk. Aşık Davut Sulari onlardan biridir. Aşıklarla kerevette az saz çalmadım. 18 yaşında Ruhi Su ile tanışma fırsatım oldu. Onun ilk sazını ben seçtim.

Hiçbir zaman ünlü olmayı düşünmedim. Türk müziğinde ne yaparım, sazımı nasıl iyi çalarım, Türk müziğine nasıl katkıda bulunurum derdindeydim.

Rahmetli Ahmet Sezgin ile yaklaşık 2 yıl beraber çalıştık. Bana albüm yapma teklifi acayipti, “Bu bestelerini sen oku” dedi. “Yok” diyordum çünkü ünlenmek istemiyordum. Sonra Mahmut Tezcan ile tavla oynadık. Seni yenersem 45’lik albüm yapacaksın dedi. ‘Tamam’ dedim. O beni yendi ve ilk 45’lik plağımı o şekilde yaptım.

Biz değerlere saygılıyız. Para bizi hiçbir zaman kullanmadı. Biz parayı kullandık. Hiçbir zaman paranın esiri olmadık. Bu değer için aileme çok teşekkür ediyorum. Biz 4 kardeş çok mutlu çocukluk geçirdik. Saygıyla, sevgiyle büyüdük. Herkesi anlamaya çalıştık, yanlış yapmamaya özen gösterdik.

8 yaşında yapımcılığa başladım. Bu süreçte firmamda 114 sanatçı arkadaşımla çalıştık. Yapımcılık yaptım onlara. Benim müziğe verdiğim emeği kimse vermemiştir. Bizimle çalışmak isteyen çok kişi oldu. 32 sanatçı arkadaşım benim eserlerimi seslendirdi, bu bana çok büyük moral ve gurur verdi. Onlara çok teşekkür ediyorum.

Türk müziğinin tarih boyunca etkilendiğini gördüm. Müziğimizle ilgili ilk ilgilenen akil kişi, Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bizim değerlerimizle ilgili, 136 tane kitap bulmuş, “Bunları Türkçeleştirin” demiş. Ama onun vefatından sonra o kitapları kaldırmışlar. Çok üzücü…

SANAT, SİYASET ÜSTÜDÜR

Müzikte arabesk diye bir kategori yoktur. Arabesk. Arap etkinliği demektir ama o da eski Mısır’da yayılan süsleme tarzıdır. Buna çoğu kişi Gencebay tarzı dedi, bundan gurur duyarım. Birileri leke atmak için bana “Arabeskçi” dedi, ben serbest çalışmalar dedim yaptığım müziğe. Ben Türk müziğinin devamıyım açıkçası

Dünyada resmi olarak 70 milyon plak satan biriyim. Gayri resmi sayılara göre 500 milyon diyebiliriz. Ben daha çok üretmeyi, işin mutfağını seviyorum. Sahne benim için çocuk oyuncağı, sazımızı elimize aldığımız zaman 24 saat çalar söyleriz. Bu çalan şarkıları kim yazıp söyledi.

Sanat muhaliftir diyorlar, halbuki siyaset üstüdür sanat. Sanat siyaset yapmaz.

Sosyal medya iletişim kurmak bilgi almak için muhteşem bir alan ama onu kötü kullananlar var. Keşke sosyal medyanın iyi yönünü kullanabilsek. “Burası demokratik bir alan” diyorlar. Demokratik alanda kimseye hakaret yoktur, herkese saygı vardır. Her şeyi yazamazsın. Demokrasi, kurallar zinciridir… Saygısızlık yapamazsın.


02.01.2023 10:47:08