ARGO ve HAKARET ÜSLUBUNUN MUSALLAT OLDUĞU İNSAN
İnsan: memelilerden, iki eli, iki ayağı bulunan, iki ayak üzerinde dik bir biçimde dolaşan, aklı ve düşünme yeteneği olan, dille, sözle anlaşan, en gelişmiş canlı sayılan yaratık olup sosyal varlıkların en gelişmiş türüdür.
Argo; aynı uğraş alanındaki insanların, kullanılan ortak, genel dilden ayrı olarak, benimseyip kullandıkları, herkesçe anlaşılamayan, kendilerine özgü sözcük ve deyimlerin yer aldığı özel dil ve bu dili oluşturan sözcüklerin tümü ve ortak dilden olmakla birlikte her yerde ve her zaman kullanılmayan ya da kullanılmaması gereken, külhanbeylerin, serserilerin ya da eğitimsiz kimselerin kullandıkları sözcük, deyim ya da söz.
Hakaret : bir kimsenin, başka bir kişiyi bir olay belirtmek suretiyle halkın düşmanlığına ve aşağılamasına sebep olması veya namus ve onuruna dokunacak bir fiil yakıştırmasıdır. (Birini yada bir şeyi) aşağılık, değersiz, onursuz gösterecek biçimde davranmak, aşağılamak.
Bu tanım ve kavramlardan hareketle argonun ve hakaret etme üslubunun musallat olduğu insanların gelişmişlikleri, anlama, algılama yeteneğini sorgulayarak muhtemel doğuracağı sonuçları irdelemek isterim.
Hakaretin; sosyal ve hukuki sonuçlarının olduğu, hukuki sonuçların TCK 125-131 maddelerinde karşılık bulduğu “TCK md. 125-131 arasında şerefe karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. Hakaret suçu iki farklı şekilde işlenebilir: a-) Belli somut bir durum ve olgunun isnat edilmesi suretiyle kişinin şeref ve saygınlığının zedelenmesi, b-) Genel ve soyut nitelikteki söz ve davranışlarla kişinin değersizleştirilmesi, rencide edilmesi. Hakaret suçu doğrudan kişinin birey olmaktan kaynaklanan kişilik haklarına saldırıdır. Hakaret suçu ile sosyal bir kavram olan “şeref” ve kişinin özsaygısı korunmaktadır.” sosyal sonuçları ise zaman zaman istenmeyen olaylara sebebiyet verdiğini biliyoruz. İki kişi arasında vuku bulan hakaret sözcüklerinin sosyal sonucu ile seçilmiş insanlara yapılan yani bir gruba bir topluluğa veya bir millete yapılan hakaretin sosyal sonuçları farklılıklar gösterir. İki kişi arasında birbirlerine yapılmış hakaretin sosyal en kötü sonucu kavga etmelerine neden olabilmekte iken, hakaret sözcüklerini kullanan kişisi/kişileri; hakareti bir gruba, bir topluluğa veya bir millete yapması halinde sosyal en kötü sonucu terör eylemlerine kadar gidebilmektedir. Bu nedenle; insan düşünen sosyal bir varlık olması nedeniyle istenmeyen sosyal sonuçları olabilecek sözcüklerini dikkatle seçmelidir.
İnsan; argoyu, hakaret içeren sözcüğü iki halde söyleme ihtiyacı duyar, bunlardan birincisi; düşünme yetisini kaybetmiş ideolojik saplantıları olan, ikincisi ise çaresizliğini yetersizliğinden alan kişilerin ruhsal durumlarıdır.
