‘Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece / Bilmiyorum ne haldeyim / Gidiyorum gündüz gece’ dizeleriyle hafızalara kazınan ünlü halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu‘nun vefatının üzerinden 50 yıl geçti. Aşık Veysel vefatının 50. yılında anılıyor. Peki, Aşık Veysel kimdir, hayatı…
Âşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas Vilayeti’nin Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Şatıroğlu’ndan önceki soyadı Ulu’dur. Annesi Gülizar, babası “Karaca” lakaplı Ahmet adında bir çiftçiydi.�Veysel‘in iki kız kardeşi, yörede yaygınlaşan çiçek hastalığına yakalanarak yaşamlarını yitirdi.
Aşıklık geleneğinin en büyük temsilcilerinden Veysel, 25 Ekim 1894‘te dünyaya geldi. Çocukluğunu ve gençlik yıllarını Sivrialan’da geçirdi.
Gülizar ve Ahmet Şatıroğlu çiftinin çocuklarından biri olan Veysel’in iki kız kardeşi, bölgede yaygınlaşan çiçek hastalığına yakalanarak yaşamını yitirdi, Veysel de aynı hastalıktan 7 yaşında iki gözünü kaybetti.
Babasının, Âşık Veysel’e oyalanması için aldığı bağlamayla önce başka ozanların türkülerini çalmaya başladı. Veysel, babasının teşvik etmesiyle 10 yaşındayken saz çalıp şiir okumaya başladı. O dönemin saz ustaları Çamşıhlı Ali ve Molla Hüseyin’den ders aldı.
İlk evliliğini 1919‘da Esma Hanım ile yapan Veysel Şatıroğlu, annesini ve babasını 1920’de kaybetti.
Eşinin kendisini terk etmesi üzerine 1928’de Gülizar Hanım ile evlenen Şatıroğlu’nun, Zöhre, Ahmet, Hüseyin, Menekşe, Bahri, Zekine ve Hayriye adlarında 7 çocuğu dünyaya geldi. Hüseyin birkaç aylıkken hayatını kaybetti.
Aşık Veysel’in adı ilk kez Sivas Aşıklar Bayramı’nda duyuldu
Sivas’ta öğretmenlik ve milli eğitim müdürlüğü görevlerinde bulunan şair ve oyun yazarı Ahmet Kutsi Tecer’in davetiyle köy enstitüsünde saz hocası olarak görev yapan Veysel’in adı ilk kez 5 Ocak 1931’de düzenlenen ‘Sivas Aşıklar Bayramı’nda duyuldu.
Ömrü yoksulluk ve zorluklarla geçen Veysel, Cumhuriyetin 10. yılı için yazdığı destanın yayımlanması ve Sivas Aşıklar Bayramı’ndaki başarısı ile dikkati çekti.
Veysel, 1950 yılında senaryosunu Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yazdığı, Metin Erksan’ın yönetmenliğini üstlendiği ‘Karanlık Dünya’ adlı bir filmde, yaşadığı Sivrialan köyü çevresiyle konu edildi.
Tasavvuftan izler sunan, şiirleri konu bakımından zengin çeşitlilik gösteren Veysel, Yunus Emre’nin etkisindeki şiirlerinde halk kültürünün mayasına karışan yönleriyle Türk edebiyatının ve saz şiiri geleneğinin büyük ustalarından biri olarak hafızalara kazındı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, ‘Anadilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetlerden ötürü’ 1965 yılında özel kanunla halk ozanına 500 lira aylık bağladı.
Ünlü halk ozanı, son konserine 1971 yılında Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde çıktı.
Ölümünden birkaç saat öncesine kadar bile “Birbirinizle konu komşuyla iyi geçinin, dirliğiniz, düzeniniz bozulmasın” diyerek, ‘Kürt’ü Türk’ü ne Çerkez’i / Hep Adem’in oğlu, kızı / Beraberce şehit, gazi / Yanlış var mı ve neresi’ dizeleriyle birlik ve beraberliğe vurgu yapan ünlü halk ozanı, şiirlerinde yaşama sevinciyle hüznü iç içe işledi.
Çiçek hastalığı nedeniyle�gözlerini kaybeden Aşık Veysel, hastalığını kendi ağzından şöyle anlatmıştı. Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti.
Veysel, 21 Mart 1973’te saat 03.30’da doğduğu Sivrialan’da, şimdi adına müze olarak düzenlenen evde hayata gözlerini yumdu.
Ozanın büyük oğlu Ahmet Şatıroğlu 84 yaşında 11 Ocak 2018’de, büyük kızı Zöhre Başer ise 2 Şubat 2020’de 85 yaşında hayatını kaybetti.
Veysel’in Türk halk şiiri içindeki yeri Cumhuriyet dönemi halk şiirinde�düz koşmayı vurgulu söyleyişinde, halk duygularına iyi tercüman oluşunda ve kendine özgü bir tarz oluşturmuştur. Ustalığı ise lirizmi iyi kullanmıştır. Ayrıca hayatının bazı kesitlerini dizelerine ustaca aktarabilmiştir.
Hem geleneğe ait unsurları hem de yenilikleri dizelerinde barındıran Âşık Veysel; şiirlerinde aşk, gurbet, din-tasavvuf, doğa, ayrılık, nasihat, eğitim, çağdaşlık gibi konulara yer vermiştir.
Aşık Veysel’in�314’e yakın eseri bulunduğu bilinmektedir.
Çocukken görme yetisini kaybetmesine rağmen şiirlerinde yansıttığı vatanseverlik, hoşgörü, yaşama sevinci, sevgi, birlik ve beraberlik mesajlarıyla hem kendi dünyasını aydınlatan hem de bugünlere ışık tutan halk ozanı, hafızalara kazınan eserler bıraktı.
Şiirlerinde ‘Veysel’, ‘Sefil Veysel’ ve ‘Veysel Şatır’ gibi mahlaslar kullanan Aşık Veysel, bir şiiri hariç, bütün şiirlerini dörtlüklerle aktardı ve ‘Sazımdan Sesler’ ile ‘Dostlar Beni Hatırlasın’ adlı şiir kitapları bulunan ozanın ölümünden sonra, 1984’te ‘Bütün Şiirleri’ adlı eseri tekrar yayımlandı.
‘Uzun ince bir yoldayım’, ‘Dostlar beni hatırlasın’, ‘Güzelliğin on para etmez’, ‘Atatürk’e ağıt’, ‘Beni hor görme’, ‘Beş günlük dünya’, ‘Derdimi dökersem derin dereye’, ,’Kahpe felek’, ‘Kara toprak’ gibi eserleri yıllar geçse de unutulmayan, Türkçeyi en yalın ve güçlü şekilde kullanan Aşık Veysel, şiirlerinde her zaman birlik ve beraberlik çağrısı yaptı.
Veysel’in vatan, tabiat, birlik, beraberlik, çalışma, yardımlaşma konularını işlediği şiirlerinde, vatana bağlılık ve idealistlik dikkati çeken en önemli nokta oldu.
Ozanın eserleri pek çok sanatçı tarafından tekrar yorumlanırken birçok yabancı sanatçının da dikkatini çekti.
ABD’li elektrogitar virtüözü Joe Satriani, 2008’de çıkardığı albümde ‘Aşık Veysel’ isimli, kendi bestelediği enstrümantal bir esere yer verdi.
Diyar diyar gezip sözlerini saz eşliğinde söyleyenlere halk şiirinde aşık denir. Aşık Veysel de bunlardan biri olduğu için ona da aşık denmiştir.