Bir tarafı her tarafından nehirler akan tatlı suları, diğer tarafı dökülen kan: Balkanlar
Köklerimin bağlı olduğu hiç bulunmadığım topraklara gitmek; belki de daha küçük yaşlarda gerçekleştirmem gereken bir deneyimdi. Ama ait olduğumuz, yaşamamız, uğruna en büyük mücadeleyi vermemiz gereken yer, geçmişimize unutmayıp, sadık kalma bilinciyle vatanımız, memleketimiz Türkiye.
Oraya gittiğimizde, duyduklarımız, yaşananlar çok acıklıydı. Ben benzer hikâyeleri bizim büyüklerimizden de işitiyorum. Hristiyan topraklara, Müslüman topraklara göre daha fazla yatırım yapılmış. Görülen zulümler pek iç açıcı değil. Bosna Hersek‘te üç ayrı hükumet var: Boşnak Hükumeti, Sırp Hükumeti, Hırvat Hükumeti.
Savaş başlamadan önce Boşnaklarla, Hırvatlar olası bir savaşta birbirlerini destekleyeceklerine dair anlaşma yapmış. Ama Hırvatlar anlaşmaya sadık kalmayarak Sırplarla birlik olmuş.
Çetnikler (Sırp milliyetçiler) keserek, Ustaşalar( Hırvat milliyetçiler) yakarak öldürür. Savaşın sonunda imzalanan Dayton Anlasmasıyla pek de adil bir barış gerçekleşmemiş.
Bosna Hersek’te Bosna kısmında Müslümanlar, Hersek kısmında çoğunlukla Hristiyanlar yaşar. Müslümanların yoğun olarak yaşadığı yerlerde tepede bir minare, cami görülür.
Hristiyanların yoğun olarak yaşadığı yerlerde tepede bir kilise, katedral, haç görünür.
Bosna’da içilen kahvelerin fincanının kulpu yok. Çünkü kulpu tuttuğunuzda, Çetnik işareti gerçekleşir.
Kosova’da Sırpça konuşulması istenmez. Çünkü Kosovayı kaybetmek Sırbistan için büyü bir yaradır. Sırbistan’da Kosova’nın bağımsızlığını tanımaz.
Üsküp’te Türk lokantalarında yemek yedik. Bazı yerlerde Müslüman olmanızdan dolayı daha hoş karşılanırsınız.
Yazdıklarım yanlış olmasın. Hristiyan, Müslüman ya da başka inançtan herkese kucak açmalıyız. Kesinlikle sadece insanı sevmeliyiz.
Ama oraya gittiğimde dedelerimiz bu topraklara geldiği için şükrettim. Ama masum Müslüman çocuk da, masum Hristiyan çocuk da asla zulüm görmemeli. Dünyaya barış gelmeli.