FİLİSTİN’in İSRAİL MESELESİ
Filistin, 1516’dan 1917’ye kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçasıydı. 1917’de, I. Dünya Savaşı sırasında, İngilizler Kudüs’ü ele geçirdi ve Filistin’in Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılmasına yol açtı. Bu dönem içinde Rusya’nın bir parçası olan Polonya’dan zulme uğrayan Yahudilerin buraya yerleştirilmesi ile İngilizler; işgali altındaki Filistin’in topraklarını Yahudi yerleşimcilere satmaya başladı. Yahudiler tarafından satın alma ve/veya arazilere el koyma 1948’e kadar sürdü. 1948 yılında BM paylaşım planı ile kurulan İsrail devletinin toprağı Yahudilerin satınalma ve/veya terör faaliyetleri ile el koyduğu Filistin topraklarının yüzde 6’sıydı. Filistin ile İsrail arasında 1967’de yaşanan “Altı Gün Savaşı” ile İsrail Filistin topraklarını işgal etti.
Terör devleti vasfındaki İsrail; 1967 yılından bugüne kadar terör faaliyetleri ile Filistin’i yavaş yavaş işgale başlamış, Filistin halkını ve devletini yaşama yaşatma çabası içinde olan ülkesini savunmaya çalışan kim varsa terörist ilan etmiş, bütün bunları yaparken terörist sevici başta ABD, İngiltere gibi ülkelerin silah dahil her türlü desteğini almış, bununla da yetinmeyip dünyanın ekonomik, sosyal ve dini paydaşlık şemsiyesi altında diğer benzeşik ülkelerin desteğini alarak 3.dünya savaşını çıkarmanın tohumlarını atmış, muhtemel yaşanacak 3. dünya savaşı kampını kurmuştur.
Filistin devletinin resmi bir kolluk gücünün olmadığı ve/veya bu gücün oluşmasına imkân verilmediği, terör yandaşı dünyanın müsaade etmemesi nedeni ile Filistin devleti ve halkının hak ve hürriyetini koruma kollama ve yaşam hakkının İsrail ve/veya diğer milletlerin insafına bırakılamayacağı gerekçesi ile kurulmuş “FKÖ, HAMAS” gibi sivil toplum örgütlerine, terör devleti olan İsrail ve terörist sevici diğer ülkelerce terör örgütü denmiş olması bu örgütleri terör örgütü yapmaz. Bu gerçeğe; düşünme engelli olmayan her insan empati kurarak hak verecek, ezberlerinden arınacaktır.
Bir örgüte terör örgütü denilebilmesi için örgütün amacı ne olursa olsun mensubu olduğu, tabi olduğu devletin insan hak ve hürriyeti ile asayişini sağlamakla görevli kolluk kuvvetlerinin var olması gerekir. Bağımsız Filistin devletini, Çin, Rusya, Hindistan ve Türkiye’nin de arasında bulunduğu yüzden fazla ülke tarafından resmen tanınmakta iken devletinin varlığını ve bütünlüğünü, insanının; insan hak ve hürriyeti ile asayişini sağlamakla görevli kolluk kuvveti olmayışı, kurulmasına imkân verilmeyişi, sizce düşündürücü değil midir?