TERÖRİZM ve TERÖR DEVLETLERİ
Terörizm hamisi başta ABD ve AB’nin taşeronluğunu yapan, kuruluş amacı devlet terörü yapmak olan ve/veya ideoloji veya dincilik, ırkçılık gibi insan hayatında önemli yeri olan değerler adına maddi destek verilip beslenen terör örgütlerinin kurulduğunu, kurulan bu terör örgütlerini besleyen devlet ve/veya ideoloji sahiplerinin amaçlarına hizmet edildiği, terörist unsurların düşünme yetisi olmayan insan suliyetinde kişilerden oluştuğundan işlem ve eylemlerinde sadece sahiplerinin amaçları olup, bu unsurlardan insani bir davranış beklenmez.
Terör devletleri ve terörizm hamisi devletler emperyalist emelleri dâhil terör faaliyetlerine tepkiyi en aza indirmek için faaliyet gösterdiği ülkelerin eğitim öğretim faaliyetlerine, müfredatına müdahale ederek insanın düşünme/düşünebilme yeteneğini yok ederek sadece ezberletilenlerin doğru olduğuna inandırma faaliyeti sergilenmiş/sergilenmektedir. Örneğin; Sn merhum İsmet İnönü tarafından Türkiye ile ABD arasında 27.12.1947 yılında imzalanan Fulbright anlaşması ile kurulan Türkiye Fulbright Eğitim Komisyonu bu amaca hizmet etmiş/etmektedir.( Konu ile ilgili bakınız; Bu komisyon hakkında Sn rahmetli Oktay SİNANOĞLU, Sn Cengiz ÖZAKINCI, Sn Metin AYDOĞAN ve Sn Murat ÇALIK’ın araştırma yazıları ve kitaplarında detaylı bilgiler verilmiştir.) Ülkemiz Eğitim Öğretim faaliyetlerinin “MİLLİ” olmayışı/olamayışının, düşünme engelli insanların artması ile sosyal, ekonomik ve teknik alanda söylem ve taklitçiliğin ön almasının nedenin bu komisyon olduğunu düşünmek saflık olmasa gerek. Filistin Devletinin bölge ülkelerinin yönetim erkleri ile halklarının terör devleti İsrail’n yaptığı bu katliamlara sessiz kalmasının nedeni; ülkemizde faaliyet gösteren Fulbright Eğitim Komisyonu gibi bir komisyonun bu ülkelerde de faaliyette olduğu düşünülebilir.
Başta ABD ve AB kendi halklarına eğitim öğretim faaliyetleri ile dayattığı, ezberlettiği yaşam tarzı; kapitali elinde bulunduranların güttüğü sürü olmak bir şans, dünyada olup biten insanlık dışı olaylara seyirci kalmayı milli gelirindeki artış/azalış oranı ile orantı kurarak davranış sergileme karakteri oluşturmuştur.
