Erol Yazıcı

… ÜZERİNDE ŞÜPHE OLMAYAN TEK KİTAP, KURAN’DIR.

. Öncelikle ve kesinlikle bilinmelidir ki: ÜZERİNDE ŞÜPHE OLMAYAN TEK KİTAP, KURAN’DIR. O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. BAKARA 2- Diyanet Vakfı Meali

featured
#image_title
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

… MÜSLÜMANIN HADİSLERE BAKIŞ AÇISI

 

. Öncelikle ve kesinlikle bilinmelidir ki:

ÜZERİNDE ŞÜPHE OLMAYAN TEK KİTAP, KURAN’DIR.

O kitap (Kur’an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.

BAKARA 2- Diyanet Vakfı Meali

 

. ALLAH’A TESLİM OLMAK

“… De ki: “Doğru yol ancak Allah’ın gösterdiği yoldur. Âlemlerin Rabb’ine teslim olmakla emrolunduk.”

ENAM 6/71

.

“Bu Kur’an, en doğru yolu gösterir…”

İSRA 17/9

.

“Rabb’inizden size indirilene uyun…”

ARAF 7/3

.

“… De ki: “Doğru yol, Allah’ın gösterdiği yoldur…”

ALİ İMRAN 3/73

.

“… Uyarımdan korkanlara Kur’an ile öğüt ver.”

KAF 50/45

.

“…Ben sadece bana vahyedilene uyarım…”

AHKAF 46/9

.

“De ki: Ben, sizi sadece vahiy ile uyarıyorum…”

ENBİYA 21/45

.

”… Ben Müslim olmakla (vahye tam teslim olmakla) emrolundum! Ve Kur’an’ı tilâvetle (bağlamları ve açıklayanlarıyla okumakla)…”

NEML 27/91, 92

.

“… Siz ondan (Kur’an’dan) hesaba çekileceksiniz.”

ZUHRUF 43/44

.

“Âyetlerimiz hakkında tartışanlar, bilsinler ki kendileri için kaçacak yer yoktur.”

ŞURA 42/35

. Sevgili Peygamberimize, iftira atılmasına razı olabilir misiniz?

Ya da peygamberimize atılan iftiralara, sorgulamadan, araştırmadan, Kur’an’a uygun mu değil mi diye bakmadan, sırf hadis kitaplarında geçiyor diye inanır mısınız?

 

. MİNİK BİR EMPATİ

Size, söylediğiniz isnat edilerek, söylemediğiniz sözlerin, tarafınızdan söylendiği söylense ve bu sözlere sizi sevdiğini iddia edenler, sizi tanıyıp bilmelerine rağmen araştırıp, soruşturmadan hemen inansalar- bu sizi üzmez mi, kırmaz mı, onların sevgilerinin samimiyetinden şüphe duymanıza sebep olmaz mı?

 

Şüpheden uzak durmak, kötü zandan sakınmak, takvaya en uygun davranış biçimidir.

 

Kurandan başka her kaynak, şüphelidir ve çok dikkat etmek gerekir.

Ki hele bu İslam ile ilgiliyse, her Müslümanın pür dikkatli olması, olmaz ise olmazdır

 

. ÖNCE KURAN MI – YOKSA HADİS OLDUĞU İDDİA EDİLEN SÖZLER Mİ?

Hadisleri tümüyle red ya da tümüyle kabul doğru bir yaklaşım değildir.

Kur’an’a uyan, referansı Kur’an olan tüm söz ve davranışlar ki -peygamber tarafından aksi asla ve hiçbir zaman düşünülemez ve olmamıştır-

HADİSTİR VE BAŞIMIZIN ÜZERİNDEDİR.

 

Çünkü o – peygamber-, Kur’an ehli, uygulayıcısı – Kur’an’ın yaşayan canlı modeli, örnekti. Adeta, O, yaşayan Kur’an’dı.

Peygambere ait olduğu iddia edilen ama Kur’an’a aykırı sözleri reddetmek peygambere karşı durmak mı – yoksa onun böyle bir söylem ve eylem içinde, bir an bile olmadığını tüm kalbimizle bildiğimizden, onu bu iftiralardan tenzih etmek, gerçek bir peygamber sevgisi ortaya koymak mı?

Ona cidden ve samimiyetle, bilinçli bir bağlılık mı?

Bu konuda her mümin, önüne servis edilen ve bunları peygamber söyledi denilen sözleri, Kuran’a tabi tutmadan, araştırmadan, sorgulamadan inanması, samimi bir mümine yakışır ve imanı kamille örtüşür bir durum olabilir mi?

Üzerinde şüphe olmayan tek kaynak kuran değil mi?

İlgili ayet: İşte sana o Kitap! Kuşku/ çelişme/ tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, sakınanlar için. Bakara 2

. HADİS DÜŞMANI KİMDİR?

Hadis düşmanı, peygamber söyledi denen tüm sözleri – araştırmadan, Kur’an’ın süzgecinden geçirmeden- tümüyle hadis kabul edenlerdir. Peygamberini tanımamış ve iftiralara hemen inanmış biri ne kadar samimi, bir mümin olabilir ki?

 

Bu tipler, geleneksel zombi kafalardır. – çürümüş zihniyetleriyle çöplüğe- pisliğe mahkumdurlar.

İlgili ayet: Hem Allah’ın (akıl ve irade vermek suretiyle gerçekleşen) izni olmasaydı, hiçbir insan imana eremezdi! Ve O aklını kullanmayanları pisliğe mahkûm eder! Yunus 100

 

Nasıl olurda hadis konusunda hassas davranmazlar.

Bu konuda temel ölçüler edinmez, Kuran’ı baz almazlar.

Bu konunun, nasıl büyük bir istismar, aldatmaca, iman hırsızlığı konusuna malzeme yapıldığını görmezler.

Bu, İslam’a ve İslam peygamberine nasıl bir bağlılıktır.

Bu, büyük bir bilinç sorunu, bilinçsizlik değil midir?

 

Allah bu gibilerin üzerine pislik yağdıracağını söylüyor ve bizde şahit oluyoruz.

İlgili ayet: “Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi topluca iman ederdi. Hal böyleyken, mümin olsunlar diye sen insanları zorlayıp duracak mısın? Allah’ın (kuralına göre işleyen) izni olmadıkça hiç kimsenin inanması mümkün değildir. O akıllarını kullanmayanlara rics’i (azabı, rezilliği ve murdarlığı) verir.” (Yunus, 10/99-100)

 

Bu tipler, Allah’a ve peygamberine atılan iftiralara hadis diyor, tapıyor. Dikkat edin, hassas olun, araştırın, sorgulayın diyenlere de olmadık yaftalar da bulunuyor, adeta küfür ediyorlar.

 

Şeytanın hilelerine alet oluyor- sözcülüğünü yapıyor, hizmet ediyorlar.

 

Bu konuya, din ve iman ciddiyeti ve mesuliyeti, gerçek peygamber sevgisi içinde yaklaşan samimi müminlere – Kuran sapığı – diyorlar ve seviyesizce ithamlarda bulunuyorlar.

 

Biz müminler ise bu çamuru muhataplarına iade ediyor, temiz ve güzel dinimize sadakatle bağlı kalıyoruz.

Müminlerin hadislere bakışı bu-

Her an Kur’an oku- anla- ezberle- hayatına hâkim kıl.

Yoksa gayya çukuru, şeytana tapanları aşk ile bekliyor.

Oku ve kurtul bu sapkınlıklardan.

 

. MÜSLÜMAN, HADİSLERİ İNKÂR ETMEZ

Hiçbir hadis, Kur’an’a ters düşmez, düşemez.

Eğer düşüyorsa, o hadis değildir.

İslam’a yapılan bir iftiradır.

. EN BÜYÜK HADİS KUR’AN’DIR.

Peygamberin en büyük hadisi, Kur’an’dır.

Biz onun diliyle, Kur’an’la buluştuk.

 

Peygambere inanmasak, onun sözlerine değer vermesek ki ama- onun sözlerine (o söyledi diye kendisine yaftalanan iftiralara değil) – Kur’an’a nasıl inanırdık.

 

Kuran’ı bize peygamber söylemedi, tebliğ etmedi mi?

İlgili ayetler: “Peygamber size ne getirdiyse, onu alın; size neyi yasak ettiyse, ondan kaçının.” (Haşir, 59/7)

 

“Kim Resulullah’a itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur…” (Nisa, 4

Onun sözlerine, hadislerine değil, ona olan büyük ve hassas sevgi ve saygımız dolayısıyla ona atılmış iftiralara, ona yüklenmiş yalanlara karşıyız.

 

Çünkü o, Kuran’a aykırı tek bir harf söylemez. Ekleme ve çıkarma yapmaz, yapamaz. Hüküm vermez, veremez.

İlgili ayetler: Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır.3

O (size okuduğu), kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir.4 Necm – 3-4 

 

. UYARI

Çünkü peygamber, bu konuda net bir biçimde, Allah tarafından Kuran’da uyarılmıştır.

 

Peygamber, Kur’an’a uymayan tek bir harf söylemez.

Eğer söyleseydi bak

Allah bu konuda kendisini nasıl uyarıyor:

İlgili ayetler: Hakka suresinde, bakın Allah ne diyor: 44.45.46.47. Eğer Peygamber bize atfen bazı sözler uydurmaya kalkışsaydı, elbette onu bundan dolayı kıskıvrak yakalardık; sonra da onun şah damarını keser atardık. Hiçbiriniz buna engel de olamazdınız.[671] Bayraktar Bayraklı Meali

 

﴾44﴿ eğer peygamber bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı, ﴾45﴿ elbette onu kıskıvrak yakalardık. ﴾46﴿ sonra onun can damarını koparırdık. ﴾47﴿ hiçbiriniz buna mâni olamazdınız. Hâkka suresi – 44-47.

 

Hadis’e karşı değiliz- bak kardeşim: iyi oku- doğru anla lütfen – Kur’an’ı bize tebliğ eden peygamber- yani Kur’an, bir bütün olarak hadis-

Müminler, gerçekten peygamberimizin söylediği ve uyguladığı hadisleri asla inkâr etmez- peygambere isnat edilerek, saf Müslümanların kandırılmasına sebep olan – uydurma sözlere – hadis – diyerek, saf insanlara yedirilmesine karşıyız.

 

Yani müminler, peygamberin din hakkındaki sözlerine samimiyetle ve büyük bir titizlikle bağlıdır.

Sanki, o söylemiş gibi ona ve onun üzerinden İslam’a atılan iftiralara yem olmayız.

Reddimiz bu yalanlaradır.

 

. BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN YALNIZCA AÇIK BİR UYARICIYIM

Yine de ki: “Ben, peygamberler arasında benzeri gelip geçmemiş biri değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemem, ancak bana vahyedilene uyarım. Ben yalnızca açık bir uyarıcıyım.” ﴾9﴿ Ahkâf Suresi – 9 . Ayet Tefsiri

 

. PEYGAMBER NEDEN DİNİ AÇIKLAMAZ, HÜKÜM VERMEZ, SÖZLERİNİN YAZILMASINI İSTEMEZ?

. ÇÜNKÜ

. KUR’ANI ALLAH AÇIKLAR

Elif-Lâm-Râ. ¹ [BU] İLAHÎ BİR KİTAPTIR ki, ayetleri her şeyden bütünüyle haberdar olan hikmet sahibi [Allah] tarafından kendi içlerinde açık ve anlaşılır kılınmış, birbirleriyle açıklanmış ve ayrıca ² birbirleriyle bağlantılı olarak etraflı bir biçimde dile getirilmiştir. Muhammed Esed Meali

 

“(Ya Muhammed Sana indirilenle bir an önce hükmetmek için onu (indirilen ayeti) dile getirme Onu (benzer ayetlerle) birleştirmek ve kur’an /ayet kümesi haline getirmek bizim işimizdir.

Onu kur’an /ayet kümesi haline getirdiğimizde o ayet kümesine uy. Zaten onu (sana indirileni, benzer ayetlerle) açıklamak bizim işimizdir.” (Kıyâmet 75/16-19) Abdulaziz Bayındır

. HÜKÜM ALLAHINDIR

“Siz Allah’ı bırakıp; sadece sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlere (düzmece ilâhlara) tapıyorsunuz. Allah, onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm ancak Allah’a aittir. O, kendisinden başka hiçbir şeye tapmamanızı emretmiştir. İşte en doğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” Diyanet İşleri Meali (Yeni)

 

. O, KENDİ HÜKÜMRANLIĞINA KİMSEYİ ORTAK ETMEZ.”

﴾25﴿ Onlar mağaralarında üç yüzyıl kaldılar, buna dokuz yıl da ilâve ettiler.

﴾26﴿ De ki: “Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gizli bilgisi O’na aittir. O öyle bir duyar, öyle bir görür ki! Onların Allah’tan başka bir yöneticisi yoktur. O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.”

 

 

. PEYGAMBER KURANA AYKIRI ASLA KONUŞMAZ

ÇÜNKÜ;

Eğer peygamber bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı, ﴾44﴿

Elbette onu kıskıvrak yakalardık. ﴾45﴿

Sonra onun can damarını koparırdık. ﴾46﴿

Hiçbiriniz buna mâni olamazdınız. ﴾47

Hâkka Suresi – 44-47 . Ayet Tefsiri

. HADİS KİTAPLARINDAKİ GÜZEL SÖZLERİ NE YAPACAĞIZ?

Hadis kitapları, Allah’a, peygambere ve arkadaşlarına sayısız ve alçakça iftiralarla dolu.

Bu iftiraların yanında, elbette ki Kuran’a uygun ve güzel sözler de mevcut.

Bu hadislere, neden iman edilemeyeceğini kısaca özetleyelim.

1- Kuran’ın dinin tek kaynağı olduğu ve vahyin dışına en ufak bir şekilde çıkamayacağımıza dair sayısız ayeti ne yapacağız?

2- Bir sözün Kuran’a uygun ve güzel olması, o sözün peygamber tarafından söylendiği anlamına gelmiyor ve “zan” olma özelliğini değiştirmiyor.

3- ALLAH, Fetih suresi 29. ayette, Tevrat ve İncil’den örnek veriyor. Yani, Tevrat ve İncil hâlâ güzel öğütler içeren, Allah’ın Kuran’da örnek verdiği ve üstelik ALLAH tarafından indirilmiş iki kitap. İçinde de gayet hikmetli sözler ve güzel öğütler bulunuyor. “Hadis kitaplarında güzel söz aranmalıdır” görüşünde olanlar, neden Kuran’da örnek verilen bu İKİ kitapta güzel öğüt aramıyorlar? Eğer tahrif olduğu gibi bir savunma yapılacaksa, hadis kitaplarında iftiralar yok mu? Bu ciddi bir tutarsızlık değil mi?

4- Tevbe suresi 108. ayette, zarar veren mescitlerde namaza durmak yasaklanıyor. Orada zarar veren bir yapı var ve biz orada namaza duramıyoruz. Halbuki bir köşeye geçip namaz kılabilirim ve kimseye zararı da yok değil mi? Ama ALLAH öyle demiyor, “orada namaza asla durma…! ” diyor. Peki hadis bataklığında, dine zarar veren bu yapıda “güzel hadis” aramaya Rabbimiz hiç izin verir mi?

5- Casiye suresi 6. ayette sorulan, “Kuran’dan sonra hangi hadise/söze iman ediyorlar?” sorusuna, ” Ben şu şu hadise iman ediyorum. Kuran’a da uygun ve çok güzel (!) ” cevabını verebilecek var mı?

6- Örneğin ben, sayısı belli olmayan ve adice iftiralarla dolu hadis bataklığına insanları sürüklersem, orada güzel öğüt aramayı tavsiye edersem. Ve bir kişi de o bataklıktaki iftiraları ayırt edemezse ve birine bile inanırsa, ben bu kötü durumdan sorumlu olmuş olmam mı? Hadis kapısını aralarsam, içeri giren her türlü pislikten ben de sorumlu olmam mı?

7- Hadis kitaplarının, içine jilet saklanmış pamuk şekerleri olduğunu ve “Müslümanların” anasını ağlattığını, bu konuda ASLA(!) zerre kadar taviz verilemeyeceğini anlamamız için daha ne olması gerekir?

 

İlk Kütübü Sitte hadisçisinin (Buhari) ölümü Hicret’ten 256 yıl sonraya denk geliyor! Yaklaşık 230 yıldan sonra Kütübü Sitte yazılmaya başlanıyor!

 

Buhari ise Buhara’dan gelme bir Türk (Farsi olduğunu iddia edenler de var), aynı zamanda Tirmizi de Türk.

 

Diğer dört hadisçi de Fars’i.

 

Bu hadisçilerin usta çırak ilişkilerini de unutmayalım!

 

Şimdi soruyoruz:

1. Yerlere göklere sığdıramadığınız sahabeler de, hadis kitabı yapacak akıl yok muydu?

2. İki Türk, dördü Farisi hadisçiler olmasa dinimiz yarım mı kalacaktı?

3. Altı hadis imamının da hadisleri işin UZMANLARI OLDUĞU HALDE ayıklayamadığı bir gerçek, şimdi sizler bu hadisleri ayıklayabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?

4. Madem bu hadisler bu kadar önemli peki Şii’lerin hadis kitaplarına neden bakmıyorsunuz?

5. Bilindiği gibi hadisçiler kitaplarına hadislerin 99% ‘unu almayıp attıklarını söylüyorlar. Sizin de kabul ettiğiniz gibi bu adamların seçemedikleri ve hadislerin içinde iğrenç İFTİRALAR OLDUĞU ortada, peki ya önemli olan bazı hadisleri almadıysalar; DİNİMİZ YARIM MI KALACAK

 

. DİLE GETİRİLMEYEN HADİS RİVAYETLERİ

[Örnek almak isteyenler için KURAN eksenli hadisler]

 

. SAMİMİMİSİNİZ?

Siz gerçekten, Resulullah’ın hadislerine inanmakta samimi iseniz ve

” Evet ” Diyorsanız

 

O zaman soruyorum!

 

Peki; Neden âyetlerin desteklediği hadisleri önünüze koyduğumuz da kıvırıyorsunuz?

 

Neden âyetlerin desteklediği bu hadisleri dolaylı inkâr ediyorsunuz?

 

. BUNLAR DA HADİS

 

-Kurandan başka hidayet kaynağı arayan, sapmıştır.

( Tirmizi 2906 )

 

“Bana mucize olarak verilen ise ancak Allah’ın bana vahyettiğidir / Kur’an’dır.”

(Buhârî, İ’tisâm, 1).

 

Rasulullah ölüm döşeğinde şöyle dedi:

Ben yalnızca Kur’an’ın haram kıldıklarını haram kılarım.

Allah’a yemin ederim ki benim adıma bir şeye (beni bahane ederek) sarılmasınlar.”

(Ebu Yusuf er-Redd, 31) s.85

 

“Allah’ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Allah’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir.”

(Ebu Davud k. etime 39/Tırmizi k. libas 6 ibni mace k. etime 60/ El-müracaat sayfa 20)

 

Din konusundaki ihtilaflarda size Kur’an yeterlidir.

[5424-Buhârî-Müslim-Nesâî] [4727-Muvatta-Müslim] [5406-Buharî-Müslim]

 

Abdestsiz Kur’an tutulabilir ve okunabilir.

[3773-Buhâri] [3890-Müslim-Ebu Davud-Tirmizi-Nesai (Hadis No.3862) (İbrahim Canan çevirisi C.11 s.120 Hadis no:3890 c.3 Hadis No.3890)

 

“Benden bir şey yazmayın, benden Kur’an dışında bir şey yazan onu yok etsin”

(Sahih-i Müslim c.4, sayfa 97, Sünen-i Daremi, c.1, sayfa 119; Sünen-i Ahmed. b. Hanbel c.3, sayfa 182) (Sahihi Müslim Kitab-ı Zühd, Hanbel, Müsned 3/12, 21, 33)

 

 

“Zeyd b. Sabit’ten: Resulullah bizi hadislerini yazmaktan alıkoydu ve bizim yazdığımız hadisleri yok etti.”

(Sünen-i Ebu Davud, İlim Kitabı, c.3, sayfa 319)

 

“Allah elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi.” (Tirmizi, es-Sünen, K. İlm, sayfa 11)

 

“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı dinledim diyordu ki:

“Hakkımda, Hıristiyanların Meryem oğlu İsa’ya yaptıkları aşırı övgülerde bulunmayın. Şurası muhakkak ki ben bir kulum. Benim için “Allah’ın kulu ve elçisi” deyin.”

[Buhârî, Enbiya 44, ][1]

 

“Ben Abdullah’ın oğlu Muhammed’im. Allah’ın kulu ve resulüyüm Allah’a yemin ederim ki O’nun verdiği makamın üstüne beni çıkarmanızı sevmiyorum”

(Ahmed b Hanbel, Müsned, 1/153, 24)

 

Mutarrif İbnu Abdillah, babası (radıyallahu anh)’tan naklediyor:

“Benî Amir heyetiyle Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın yanına gitmiştik:

“Sen bizim efendimizsin!” diye hitap ettik.

“Efendi, Allah’tır!” buyurdular. Biz:

“Fazilette en ileride olanımız, mertlikte en başta gelenimizsin!” dedik.

Bize:

“Söylediğinizin hepsi bu veya buna yakın bir söz olsun. Şeytan sizi (mübalağalı medihlerde) koşturmasın!” buyurdular.”

[Ebu Davud, Edeb 10, (4806)]

 

“Size sadece Kuran’ı bırakıyorum; ona uyarsanız yolunuzu şaşırmazsınız”

(Müslim 15/19 Nu, 1218; İbn Mace 25/84 Nu, 3074; Ebu Davud 11/56, No. 1905).

-Kuranın haram kıldığını helal kılan, helal kıldığını haram kılan Kuran’a inanmamıştır.

[435- Tirmizî]

-Allah’ın helal kıldığını haram kılmak, şirktir

[5936-Müslim]

-Kuranın haram kıldığını haram, helal kıldığını helal gören cennete girer [424- Tirmizi]

 

-Nebileri methedip putlaştırmayın.

[5392-Buhârî] [5394-Tirmizî] Kimseyi methetmeyin [5393-Buhârî-Müslim-Ebu Davud]

 

-Beni, hiçbir peygamberden üstün tutmayın.

[4338-Buhârî-Müslim-Ebu Dâvud] [4346-Ebu Davud]

“Beni Hz. Musa’ya üstün kılmayın!

Buhari, Husumat 1, Enbiya 34, 35, Rikak 43, Tevhid 31; Muslim, Fezail 160, (2373); Ebu Davud, sunnet 14, (4671); Tirmizi, Tefsir, Zumer, (3240).

 

Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor:

“Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:

“Bir kulun: “Benim, Yunus Ibnu Metta’dan hayırlı olduğumu” soylemesi uygun olmaz.

Buhari, Enbiya 35, Tefsir, Nisa 26, Tefsir, En’am 4, Tefsir, Saffat 1; Muslim, Fezail 166, (2376); Ebu Davud, Sunnet 14, (4669, 4670)

-Kuranı uygulamak amacıyla okumamak, Yahudi ve Hıristiyanlara benzemektir.

[4139-Tirmizî]

 

-Kuranı anlamaya gayret edin.

[915-Buharî-Müslim-Tirmizî-Ebû Davud]

 

-Kuranı anlamadan okumayın.

[918-Müslim-Ebû Davud] [4124-[Buhârî] [4125]

 

-Abdülaziz İbn Rufey şöyle dedi Ben Şaddat İbn Makıl ile beraber İbn Abbasın yanına girdim Şaddat İbn Makıl Abbasa Nebi(a.s) bir şey bıraktı mı diye sordu:İbn Abbas;

Mushaf’ın iki yanını kuşatan ciltler arasında bulunandan başka bir şey bırakmadı – dedi.

Biz yine beraberce Muhammed İbnul Hanefiyyenin yanına girdik ve ona da aynı suali sorduk Muhammed İbnul Hanefiyye de;

-İki kapak arasında bulunandan başka bir şey bırakmadı dedi

(Buhari, Kitâbu Fedail’l -Kur’an 39 Cilt 11 sayfa 5112 Ötüken 1988)

 

-Ebu Bekir(r.a) nebinin vefatından sonra halkı toplamış ve onlara şöyle demiştir.

Sizler Allah’ın elçisinden hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler, daha büyük anlaşmazlıklara düşecektir. Allah’ın elçisinden hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki İşte Allah’ın Kitabı. Aramızda onun helalini helal kılın, haramını haram görün.

( Zehebi, TezkiratulHuffaz 1/3 , Buhari 1.cilt )

. TÜM BU HADİSLERDEN NE ANLAMALIYIZ

Doğru da olsa, Kuran varken, zanlardan oluşan rivayetler, iman ve ibadet esaslarımızı belirlemez, bu yollarla hurafe ve batıl inançlara kapı aralanır, Müslümana Kuran yeter.

.

Vahyin tebliğ edildiği ilk andan itibaren Nebi ile ömrünü geçirenler hiçbir HADİS nakletmemiştir.

.

Ebu Hureyre, Nebi’nin yaşamının sadece son 2 (iki) yılında; arada bir, onun yanında bulunmuştur. Ancak 5.374 (beşbin üçyüz yetmişdört) sözü, NEBİ’YE ATFEN nakletmiştir. Yâni Nebi hiçbir âyet okumasa ve kendi sözünü söylemiş olsa; her güne 39 HADİS düşmektedir.

.

Nebi’nin eşi Hz. Âişe: (Ebu Hureyre’ye) “Nebi’den duymadığım sözleri naklediyorsun.”

(ZEHEBÎ, SİYERU ÂLEMUN NUBELA 2.cilt, SAYFA 435)

.

VAHYE İLK TESLİM OLANLARDAN HZ. ÖMER’İN; nebiye atfen söylentiler UYDURDUĞU İÇİN, Ebu Hüreyre’ye tehditvâri davrandığı, TÜM SÜNNÎ KAYNAKLARDA yazılıdır.

.

EBU HUREYRE: “Size naklettiğim şu hadisleri Ömer zamanında anlatsaydım, değneği ile beni döverdi.”

(EZ ZEHEBÎ – TEZKÎ – RETUL – HUFFAZ)

.

VAHYE İLK TESLİM OLANLARDAN HZ. ALİ: “Nebi’ye atfen EN FAZLA YALAN İSNAT EDEN Ebu Hüreyre’dir.”

(İBNU EBUL HADÎD, ŞERHU NEHCUL BELAĞA, 1.cilt, SAYFA 360)

.

Muâviye (Emevîlerin ilk yöneticisi) döneminde, Ebu Hureyre’ye EL-AKÎK’de, içinde KÖŞK bulunan arazi hediye edilmiştir.

 

Biz dinde Kur’an yeter deyince bizi dinden atan arkadaş, abdestsiz Kur’an okunur deyince itiraz eden arkadaş, resulü överken insan üstü yaptınız deyince sen peygamberi aradan çıkartmak istiyorsun diyen arkadaş, Kur’an’ın hadislere ihtiyacı yok deyince, hadis inkarcısı diyen arkadaş bak hepsi hadis hepsi sevdiğin ulemadan geliyor.

 

Sizi Kur’an’la uyardık olmadı.

 

Komiklik bu ya belki inandığınız ve Kur’an’dan sonra ikinci kutsal kitap dediğiniz hadislerle de uyaralım.

Umulur ki aklınızı kullanırsınız.

 

(Alıntı)

. HADİSSİZ KURAN TAM OLMUYOR MU?

 

. HADİSSİZ KURAN, TAM OLMUYOR MU?

6/EN’ÂM-115: Rabbinin kelimeleri doğruluk ve adaletle tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, İşitendir, Bilendir.

. KURAN HER ŞEYİ AÇIKLAR.

HADİSSİZ HER ŞEYİ AÇIKLAYAMAZ MI?

16/NAHL-89: Her topluluk içinden, kendilerine karşı bir tanık gönderdiğimiz, şunlara karşı da seni tanık olarak getirdiğimiz gün… Biz sana bu kitabı, her şeyi açıklayan, bir yol gösterici, bir rahmet ve Müslümanlara bir müjde olarak indirdik.

. HADİSSİZ KURAN, BİZE YETMİYOR MU?

29/ANKEBÛT: 51 Bu kitabı sana indirmiş olmamız ve kendilerine okunması onlara yetmez mi? Bunda inanan bir toplum için bir rahmet ve öğüt vardır.

. KURAN KARANLIKLARDAN AYDINLIĞA ÇIKARIR.

HADİSSİZ AYDINLIĞA ÇIKAMAZ MIYIZ?

14/İBRÂHÎM-1: A.L.R. Bir kitaptır. Onu sana indirdik ki, halkı Rablerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarasın, O Güçlü ve Övgüye layık olanın yoluna. . .

. PEYGAMBERİMİZ SADECE İLAHİ HADİSLERLE UYARDI.

KURAN DIŞI HADİSLER NE ZAMAN DİN OLDU?

6/EN’ÂM-19: Sor; ‘Kimin tanıklığı büyüktür?’ De ki: ‘Benimle sizin aranızda ALLAH tanıktır. Sizi ve ulaştığı herkesi uyarmak için bana bu Kuran verildi. Allah’tan başka Tanrı olduğuna mı tanıklık ediyorsunuz?’ ‘Ben böyle tanıklık etmem,’ de ve ardından şunu da söyle: ‘O bir tek Tanrı, ben sizin ortak koştuğunuz şeyden uzağım.’

. ALLAH’IN İLMİ YETMEDİ Mİ, PEYGAMBERİN İLMİ DAHA MI YÜKSEK SİZE GÖRE?

7/A’RÂF-52: Bilgiyle detaylandırdığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitabı onlara getirdik.

. HADİSLERE, KURAN DIŞI SÖZLERE GİTMEK, BU AYETİ İNKÂR OLMUYOR MU?

28/KASAS-87: Sana indirildikten sonra seni Allah’ın ayetlerinden saptırmasınlar. Rabbine çağır; ortak koşanlardan olma.

. KURANDAN BAŞKA, HANGİ HADİSE İMAN EDİYORSUNUZ?

45/CÂSİYE-6: Bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz Allah’ın ayetleridir. Allah’tan ve ayetlerinden başka hangi hadise inanıyorlar?

 

. MÜNAFIKLAR, İSLAM DAN UZAK DURUN –

Nedir bu dinin dinci geçinen, fundamentalistlerden – İslam’ın, Müslümanların çektiği –

 

. DİN, KURAN’DIR.

Allah’ın kelamı size neden yetmiyor.

Allah eksik mi gönderdi? –

Neyi tamamlamaya, uydurmaya çalışıyorsunuz.

Mahşerde Allah’a, – sen eksik gönderdin, biz tamamladık mı diyeceksiniz.

Bu işin 2. yarısı çok zor olur, şimdiden uyanın ve Allah’ın ipine sarılın.

 

Ve Kur’an’ı açıklamayı Allah kendi üzerine almıştır.

Peygamberine bırakmamıştır.

O sadece bir tebliğci ve örnek bir mümindir.

 

Ve bak Kur’an’da ne diyor sevgili peygamberimiz: de ki:

“ben (Allah’ın) elçilerin(in) ilki değilim ve (onların tümü gibi) ben de bana ve size ne olacağını bilemem, sadece bana vahyolunana uyuyorum çünkü ben sadece açık bir uyarıcıyım”. Ahkaf 9

 

. HADİSLERE BAKIŞTAKİ TEMEL ÖLÇÜMÜZ

Bir sözün Kuran’a uygun ve güzel olması, o sözün peygamber tarafından söylendiği anlamına gelmiyor ve “zan” olma özelliğini değiştirmiyor.

 

Ancak bu sözlerin – Kuran’a uygun – olması, olmaz ise olmaz ön şartıyla hadis diye kabul etmekte de bir sakınca yok.

. SEN, BEN DİN HAKKINDA KONUŞUYORUZ DA PEYGAMBER KONUŞMAYACAK MI?

– YA DA ONUN KONUŞTUKLARINI YOK MU SAYACAĞIZ.

Tabi ki hayır. Kuran’a ters düşmeyen, uyan – tüm söz ve davranışlarının başımızın üstünde, gönlümüzde yeri vardır.

 

Mümin, hadislere değil- hadis diye peygambere- İslam’a- Allah’a atılan iftiralara karşıdır.

Elmalarla, armutlar birbirine karıştırılmamalı.

Artık bu nüansı, ayrıntıyı, anlamalıyız.

Artık farkında olun, peygamber üzerinden İslam’a yapılan sinsi saldırıların.

Ve dininize Allah’ın istediği gibi yönelin.

Elin şeytanının, dine- peygamber üzerinden sokuşturduğu iftiraları- yalanları din sanmayın.

Bedeli çok ağır olur.

Keşkesi yok bu işin.

 

 

. HZ. MUHAMMED’İN PUTLAŞTIRILMASI

Kuran’ın EKSİKSİZ, MÜKEMMEL ve dinin TEK KAYNAĞI olması gerektiği konusunda Allah’ın tekrarlayan ifadelerine inanmayı reddederek, Hadis ve Sünnet diye bilinen zannı-varsayımı takip etmek, Muhammed peygamberin isteğine aykırı bir şekilde kulluktan çıkartılıp İLAH edinilmesi anlamına gelir.

 

18:109 De ki, “Rabbimin sözleri için okyanus mürekkep olsa ve hatta bir o kadarını da katsak, Rabbimin sözleri tükenmeden okyanus tükenir.”

 

18:110 De ki, “Ben sizin gibi bir insandan başka bir şey değilim. Tanrınızın bir tek Tanrı olduğu bana vahyedildi. Rabbiyle karşılaşmayı uman herkes erdemli işler yapsın ve Rabbine olan kulluğa hiç kimseyi ortak koşmasın.”

 

Bu ayetler bize açıkça gösteriyor ki Allah kelime sıkıntısı çekmez; O bize ihtiyacımız olan BÜTÜN KELİMELERİ Kuran’da vermiştir. Muhammed’in veya başka birinin sözlerini aramamamız gerekmektedir. Muhammed diğerleri gibi bir insandır; putlaştırılmamalıdır. (ayetin sonuna bakınız).

 

. KURAN: MUHAMMED’İ PUTLAŞTIRMAYIN

Kuran’da Muhammed peygamberi, ‘sizin gibi bir insanoğlundan fazlası değil’ diye tarif eden sadece iki ayet vardır.

 

HER İKİ AYETİN SONUNDA PUTPERESTLİKTEN bahsetmesi ve putperestliğin YASAKLANMASI BİR TESADÜF OLABİLİR Mİ?

 

Bu ayetlerden ilkini dikkatinize sunduk. Aynı hususa dikkat çeken ikinci ayet ise aşağıdadır ve her iki ayetin de vurgusu “Muhammed’in de bizim gibi bir insan olduğu” şeklindedir.

 

41:6 De ki, “Ben, sadece sizin gibi bir insanım. Bana, sizin tanrınızın bir tek Tanrı olduğu vahyediliyor. O’na yönelin, O’ndan bağışlanma dileyin. Vay ortak koşanlara!”

 

Gerçek inananlar, Allah’ın, “Kuran’ın EKSİKSİZ, MÜKEMMEL, TAMAMEN DETAYLI VE DİNİN TEK KAYNAĞI olması gerektiği” şeklindeki ifadelerine kayıtsız şartsız inanırlar.

 

Sadece putperestler Kuran’dan BAŞKASINI arayacaklardır.

“Hadis ve Sünnet”i takip etmek Muhammed’in iradesi dışında tanrılaştırılmasıdır.

 

Kaynak: Reşat HALİFE / “KURAN HADİS İSLAM” kitabı

 

1- ALLAH’IN BALDIRI OLUR MU?

Kuran: O’nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur.

42- Şura Suresi 11 

Hadis : “Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.”

Müslim-İman 302; Buhari 97/24, 10/29; Hanbel 3/1

2- ALLAH EL SIKIŞIR MI?

Kuran: Ve hiçbir şey O’nun dengi değildir.

112- İhlas Suresi 4

Hadis: Allah benimle görüştü ve el sıkıştı. Elini iki omuzum arasına koydu. Öyle ki parmaklarının soğukluğunu iki göğsüm arasında hissettim.”

Hanbel 5/243

 

3- DİN DEĞİŞTİREN ÖLDÜRÜLSÜN MÜ?

Kuran: Dinde zorlama yoktur.

2-Bakara Suresi 256

 

Hadis: “Dinini değiştireni öldürün.”

Nesai 7-8/14; Buhari 12/1883

 

4- ÖLÜNÜN SUÇU NE?

Kuran: Doğrusu hiçbir günahkâr bir başkasının günah yükünü yüklenmez.

553-Necm Suresi 38 

Hadis: “Ölü, ailesinin kendisi için ağlamasından dolayı azaba uğratılır.”

Buhari-K. Cemiz 32, 33, 34

 

5- KADIN DÜŞMANLIĞI

Kuran: Ben sizden erkek olsun, kadın olsun hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hepiniz birbirinizdensiniz.

3-Ali İmran Suresi 195

Hadis: “Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.”

Buhari 9/1391

6- ZALİM KİM?

Kuran: Zulmedenler dedi ki: Siz olsa olsa büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz.

25- Furkan Suresi 8

Hadis: “Peygamber Medine’de bir Yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı.”

Buhari 76/47; Hanbel 6/57, 4/367

7- MİRASTA VASİYET VAR MI?

Kuran: Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm gelip çattığında vasiyet zamanı aranızda tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızda iki kişi.

5-Maide Suresi 106

Hadis: “Varis için vasiyet yoktur.”

Hanbel 14/238

8- EN BÜYÜK AZAP RESSAMLARA MI?

Kuran: Gerçekten Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise dilediği kişi için bağışlar.

4-Nisa Suresi 48

Hadis: “Cehennemde en şiddetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır.”

Buhari-Tesavir, 89

9- ALTIN TAKILIR MI, İPEK GİYİLİR Mİ?

Kuran: De ki “Allah’ın kulları için çıkardığı süsü ve temiz rızıkları kim haram etti?” De ki: “Bunlar dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet gününde ise yalnızca onlarındır.” Bilen bir topluluk için ayetleri böyle detaylı anlatırız.

7-Araf Suresi 32

Hadis: “Altın ve ipek ümmetimin kadınlarına helal, erkeklerine ise haramdır.”

Müslim 2/16

 

10- PEYGAMBERİMİZ HİÇ ZALİM OLUR MU?

Kuran: Seni alemlere yalnızca rahmet olarak gönderdik.

21-Enbiya Suresi 107

Hadis: “Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, Peygamber bizi engelledi.”

Buhari Tıp5/1, Hanbel 3/107,163

 

. “KURAN YETERLİDİR”

“KURAN YETERLİDİR” DİYORUZ: “Hadisleri reddetmek Kuran’ın emridir” diyoruz. Hadisleri reddetmek için Kuran’dan (şimdilik) 30 sebep:

1) Kuran’da her örnek olduğu için

39:27: Biz bu Kuran’da, insanlara, her türlü örneği verdik ki öğüt alsınlar.

 

2) Kuran’da eksik olmadığı için

6:38 Kanatlarıyla uçan kuşlar dahil yeryüzündeki tüm yaratıklar sizin gibi birer toplum. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar Rab’lerinin huzuruna toplanacak.

 

3) Kuran adalet ve doğrulukla tamamlanmış olduğu için

6:115 Rabbinin kelimeleri doğruluk ve adaletle tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, İşitendir, Bilendir.

 

4) En güzel tefsiri (Kuran) Allah yaptığı için

25:33 Onların sana yönelttikleri her teze karşı, biz sana gerçeği ve en güzel açıklamayı getiririz.

 

5) Hakim ve Habir Allah tarafından detaylandırıldığı için

11:1 Öyle bir kitaptır ki, Bilge ve her şeyden Haberdar tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış ve sonra da açıklanıp detaylanmıştır.

 

6) Kuran’ı beyan/açıklamak Allah’a ait olduğu için

75:19 Sonra, onu açıklamak da bizim görevimizdir.

 

7) Kuran her şeyi açıklayan bir yol gösterici olduğu için

16:89 Her topluluk içinden, kendilerine karşı bir tanık gönderdiğimiz, şunlara karşı da seni tanık olarak getirdiğimiz gün… Biz sana bu kitabı, her şeyi açıklayan, bir yol gösterici, bir rahmet ve Müslümanlara bir müjde olarak indirdik.

 

8 ) Sadece vahyedilene uymak zorunda olduğumuz için

10:15 Onlara apaçık olan ayetlerimiz okunduğu zaman, bize kavuşmayı ummayanlar, “Bundan başka bir Kuran getir yahut onu değiştir! “Derler. De ki: “Onu kendi tarafımdan değiştiremem. Ben yalnız bana vahyedilene uyarım. Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabından korkarım.”

9) Kuran’ın bizi karanlıklardan aydınlığa çıkaracağına iman ettiğimiz için 14:1 Bir kitaptır. Onu sana indirdik ki, halkı Rab’lerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarasın, O Güçlü ve Övgüye layık olanın yoluna…

 

10) Kuran herkesi uyarmak için yeterli olduğu için

6:19 Sor: “Kimin tanıklığı büyüktür?“ De ki: “Benimle sizin aranızda ALLAH tanıktır. Sizi ve ulaştığı herkesi uyarmak için bana bu Kuran verildi. ALLAH’tan başka tanrı olduğuna mı tanıklık ediyorsunuz?“ “Ben böyle tanıklık etmem“ de ve ardından şunu da söyle: “O bir tek Tanrı, ben sizin ortak koştuğunuz şeyden uzağım.”

 

11) Allah, bize “Kuran yeter” dediği için

29:51 Bu kitabı sana indirmiş olmamız ve kendilerine okunması onlara yetmez mi? Bunda gerçeği onaylayan bir toplum için bir rahmet ve öğüt vardır.

12) Kuran’ın Allah’ın ilmiyle detaylandırıldığına ve din için gerekli olan tüm detayı içerdiğine iman ettiğimiz için

7:52 Bilgiyle detaylandırdığımız, gerçeği onaylayan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitabı onlara getirdik.

 

13) Kuran’ın anlaşılmasının kolay ve İslam dininin, din adamlarının tekelinde olmadığına iman ettiğimiz için

54:17-22-32-40 Kuran’ı mesaj için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

 

14) Çelişki dolu kaynaklarda din arayamayacağımız için

4:82 Kuran’ı incelemiyorlar mı? Allah’tan başkasının olsaydı onda birçok çelişki bulacaklardı.

 

15) Sadece Kuran’a göre kul olmak zorunda olduğumuz için

3:79 ALLAH’ın kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiği hiçbir insan, “ALLAH’tan sonra bana da hizmet ediniz “diye halkı kendisine çağırmaz. Aksine, “Öğrenip öğrettiğiniz kitap gereğince kendisini Rabbine adayan kullar olun“der.

 

16) Toptan ayrılığa düşmeden Allah’ın ipine (Kuran) sarılmak zorunda olduğumuz için

3:103 ALLAH’ın ipine topluca sımsıkı sarılın; ayrılığa düşmeyin. ALLAH’ın size olan nimetini hatırlayın. Siz birbirinize düşmanlar idiniz de kalplerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeşler oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi ondan kurtardı. Yola gelesiniz diye ALLAH ayetlerini böyle açıklıyor.

 

17) Anlaşmazlığa düşeceğimiz tüm konuları Kuran açıklamış olduğundan 2:213 İnsanlar bir tek topluluktu. ALLAH peygamberleri müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdi ve anlaşmazlığa düştükleri konularda halkın arasında hükmetmeleri için onlarla birlikte gerçeği içeren kitabı indirdi. 

Oysa kitap verilenler kendilerine açık kanıtlar geldikten sonra aralarındaki kıskançlıktan ötürü onun hakkında anlaşmazlığa düştüler. Fakat ALLAH, izniyle gerçeği onaylayanları, onların anlaşmazlığa düştüğü gerçeğe ulaştırdı. ALLAH dilediğini/dileyeni doğru yola iletir.

 

18) Tüm haramları sadece Kuran açıkladığı için

7:52 Bilgiyle detaylandırdığımız, gerçeği onaylayan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitabı onlara getirdik.

19) Kuran dışı bir KAYNAĞA gitmemize ALLAH TARAFINDAN YASAK koyulduğu için

17:73-75 Başka bir şeyi uydurup bize yakıştırman için nerdeyse seni sana vahyettiğimizden ayırıp saptıracaklardı. İşte o zaman seni dost edineceklerdi. Seni sağlamlaştırmasaydık, onlara neredeyse bir parça meyledecektin. O zaman da hayatın ve ölümün azabını katlayarak sana tattırırdık. Sonra bize karşı bir yardımcı da bulamazdın. 

28:87 Sana indirildikten sonra seni ALLAH’ın ayetlerinden saptırmasınlar. Rabbine çağır; ortak koşanlardan olma.

 

20) Kuran’dan başka bir hadise iman edemeyeceğimizden için

45:6 Bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz ALLAH’ın ayetleridir. ALLAH’tan ve ayetlerinden sonra hangi hadisi onaylıyorlar?

 

21) Sadece Kuran ile hesaba çekileceğimiz için

43:44 Bu, sana ve halkına bir mesajdır; ondan sorulacaksınız.

 

22) Allah’ın söz etmediği şeyler din olamayacağı için

5:101 Gerçeği onaylayanlar, açıklandığı vakit hoşunuza gitmeyecek şeyler hakkında sorular sormayın. Kuran’ın ışığında sorarsanız size açık olurlar. ALLAH özellikle onlardan söz etmedi. ALLAH Bağışlayandır, Yumuşaktır.

 

23) Sadece Kuran’ı terk edenlerin kaybedeceğini bildiğimizden

25:30 Elçi de “Rabbim, halkım Kuran’ı terketti“der.

 

24) Hüküm koyucu sadece Allah olduğu için

12:40 “O’ndan başka hizmet ettikleriniz, sizin ve atalarınızın uydurduğu isimlerden ibarettir. ALLAH onlara herhangi bir güç vermemiştir. Hüküm ancak ALLAH’ındır. Yalnızca kendisine hizmet etmenizi emretmiştir. Dosdoğru din işte budur. Ne var ki halkın çoğu bunu bilmiyor.”

 

25) Kuran’dan başka hiçbir şey Allah katında delil olmadığından

28:75 Her bir toplumdan bir tanık seçer ve “Delilinizi getirin “deriz. Böylece, tüm gerçeğin ALLAH’a ait olduğunu öğrenecekler ve uydurmuş oldukları şeyler kendilerini bırakıp kaybolacaktır.

 

26) Atalardan gelme bir anlayışa değil sadece Allah’ın indirdiğine uymak zorunda olduğumuz için

2:170 Onlara, “ALLAH’ın indirdiğine uyun “dense, “Hayır, biz atalarımızın izlediği yolu izleriz“derler. Peki, ataları bir şey düşünemeyen ve doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?!

 

27) Kuran’ın birleştirici, hadislerin ise ümmeti böldüğünü öngördüğümüz için

6:159 Dinlerini parçalara ayırıp mezhep mezhep olanlarla senin hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ALLAH’a kalmıştır; sonra onlara durumlarını haber verecektir.  

30:32 Onlar ki dinlerini parçaladılar ve mezhep mezhep oldular. Her parti kendine ait (imam ve kitap) larla sevinip övünmektedir.

 

28) Rahman’ın Zikri dışında bir şeyle şeytanın bizleri kolayca saptıracağını bildiğimizden

43:36-37 Kim Rahman’ın mesajına aldırış etmezse, ona bir sapkını sardırırız da onun arkadaşı olur. Nitekim onları yoldan çıkarırlar. Buna rağmen onlar doğru yolda olduklarını sanırlar.

 

29) Allah’ın kelime sıkıntısı çekmediğine ve Kuran’ın yeterli olduğuna iman ettiğimiz için

18:109 De ki: “Rabbimin sözleri için okyanus mürekkep olsa ve hatta bir o kadarını da katsak, Rabbimin sözleri tükenmeden okyanus tükenir.” 

39:27 Biz bu Kuran’da, insanlara, her türlü örneği verdik ki öğüt alsınlar.

 

30) Elçiye tebliğden başka sorumluluk yüklenemeyeceğine iman ettiğimiz için..

YUKARDAKİ konu ile alakalı ayetler:

5:99 Elçiye düşen görev sadece duyurmak. ALLAH ise açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilir. 

22:49 De ki: “Ey insanlar, ben sizin için ancak apaçık bir uyarıcıyım.” 35:23 Sen ancak bir uyarıcısın.

38:65 De ki, “Ben sadece bir uyarıcıyım. Tek ve Egemen olan ALLAH’tan başka bir Tanrı yoktur.”

46:9 De ki “Ben türedi bir elçi değilim. Bana ve size ne olacağını da bilmem. Ben, ancak bana vahyedilene uyuyorum. Ben apaçık bir uyarıcıdan başka bir şey değilim.

. SORUYORUZ?:

Peygamberimize Kuran’a rağmen başka sorumluluklar yükleyecek misiniz? Bu ayetlere iman ediyor musunuz?

Bir yaklaşım örneği: Kur’an da namaz:

. MADEM KUR’AN YETER – PEKİ KUR’AN’DA NASIL NAMAZ KILINACAĞI YAZIYOR MU?

 

. KURAN’DA NAMAZIN KILINIŞI VAR MI?

Namazların rekât sayıları ve kılınış şekilleri neye göre belirlenmiştir?

İbadetlerle ilgili hususlar Kur’an’da genel olarak emredilmiş, Hz. Peygamberin (s.a.s.) uygulamasıyla belirgin hâle gelmiştir.

Kur’an’da, namazların belli vakitlerde farz kılındığı (Nisâ, 4/103) ve kıyam, kıraat, rükû ve secde gibi birtakım rükünlerinin olduğu bildirilmiş; söz konusu ibadetin ayrıntıları ve namaz içerisinde yapılması gereken diğer davranışlar ile ilgili hususlar Hz. Peygamberin (s.a.s.) sünneti ile sabit olmuştur.

(Buhârî, Ezân, 95; Müslim, Salât, 45, Mesâcid, 176; Ebû Dâvud, Salât, 150; İbn Mâce, Salât, 1; Tirmizî, Salât, 114).

Bütün bunların bir ifadesi olarak da Hz. Peygamber (s.a.s.),

“Beni namazı nasıl kılarken gördüyseniz siz de öyle kılınız”

(Buhârî, Ezan, 18) buyurmuştur.

Buna göre namazla ilgili genel hüküm, rükün ve şartlar Kur’an’la, bunlara ilişkin ayrıntılar ise Resûl-i Ekrem’in (s.a.s.) sünnetiyle belirlenmiştir.

Başta gelenekçi ve Kur’an’ı birtakım kitaplara muhtaç bırakmak isteyen kesimden çok sık duyduğumuz bir şeydir;

“Kur’an’da namaz yok ki, hadislere muhtacız”

Ya da

” Kur’an ayrıntı vermez, namazı hadislerden öğreniriz” sözü.

Namaz kavramı zaten Mekkeli müşriklerde de ondan evvelki toplumlarda da mevcuttur (Bakara, 183; Tevbe, 54; Maun, 4).

Namaz dendiğinde bunun rükun ve şartları bir kavram olarak kültürel bilincin içinde mevcuttur. Bunun ayrıca açıklanmasına ihtiyaç yoktur.

Buna rağmen, Kuran’da namazın nasıl kılınacağı detaylı şekilde anlatılmıştır.

Geleneksel Ehl-i Sünnet anlayışında namazın şartları;

1. hadesten taharet (abdestsizlik),

2. necasetten taharet (kirlilik),

3. setr-i avret (avret yerleri örtme),

4. istikbal-i kıble (Kâbe’ye dönme),

5. vakit,

6. niyet olarak ifade edilir.

. BU KURALLAR KURAN’DA PARÇALI OLARAK GEÇER.

. Kuran’da abdest, namazın şartıdır.

(Nisa, 43; Maide, 6).

Abdest yüzün, ellerin dirseklere kadar yıkanması ve başın meshedilmesi (ıslatılması) ve ayakların topuklar dahil meshedilmesi olarak ifade edilir.

Bunun dışındaki abdestin ilmihallerde geçen bütün detayları farz olmanın dışındadır.

Müslüman sadece farz olan hükümlerden sorumludur, diğer detaylar istenirse uygulanır.

Ağzı yıkama, burna su çekme kişinin tercihiyle alakalıdır, farz değildir.

Ehl-i sünnet geleneğinde ayakların yıkanması farz kabul edilmesine rağmen, Kuran’da (Maide, 6) ayakların yıkanması gerektiği değil, meshedilmesi gerektiği yazılıdır.

Ancak birçok mealde “vemsehu bi ruusekum ve ercul[e/i]kum”(başınızı ve ayaklarınızı meshedin) ifadesi “başı meshedip ayakları yıkayın” biçiminde tercüme edilir.

“Erculikum” olması gereken kelime “erculekum” olduğu için böyle bir yorum yapılmıştır, ancak ayetin sonundaki “Allah zorluk çıkarmak istemez” ifadesine bakılırsa ve önceki kitaplarda da abdestin olduğu hatırlanırsa “ayakların yıkanması” emrinin “meshedilmesi”ne çevrildiği görülecektir.

. Namaz esnasında kıble yönüne dönme şartı da Kuran’da belirtilir. (Bakara, 143-144).

Ancak korku veya zorunluluk halinde, oturarak, yaya olarak ve kıblesiz namaz kılabilme izni de verilmiştir (Bakara, 239).

Namazın rükunları olarak

1. tekbir,

2. kıyam,

3. kıraat,

4. rükû,

5. secde,

6. oturuş

Merhaleleri İlmihallerde belirtilir.

Yine bunlar, ayetlerde karışık olarak geçmektedir.

. Secde ve rükû etmekle ilgili birçok ayet (Bakara, 43-125; Ali İmran, 43; Maide, 55; Hacc, 77) olmakla birlikte Hamd, Tesbih ve Tekbir gibi Kıraat’e dahil edilebilecek birçok ifade geçer.

Nitekim “Hamd ve tesbih et, secde edenlerden ol” gibi (Hicr, 98) namazı özetleyen ayetler de vardır.

Günümüzdeki namazda Fatiha suresi okunmaktadır ve bu Hamd kapsamında değerlendirilebilir, ayrıca farz değildir; Fatiha yerine başka bir Hamd duası/sure okunabilir. Ancak uygulama olarak Kuran’a uygundur.

Ek olarak Subhaneke duası günümüzde okunur ve bu da Tesbih kapsamındadır (Ali imran, 41; Rum, 17).

Tekbir getirme olarak bilinen “Allahu ekber, Allahu kebir veya Allahu azim” demek Kuran’da bahsedilen Tekbir ifadesine uygundur.

Bunların hangi sırayla yapılması gerektiği ifade edilmese de İlmihallerde sırasının bir önemi olmadığı ifade edilir. Uygulama olarak süregelen mevcut bir sıralama zaten olduğuna göre, Kuran’daki bu ayetlerle desteklendiğinde günümüzdeki Namaz anlayışının Kuranî olduğu anlaşılmaktadır.

Bakıldığında önce Kıraat (Tekbir, Hamd, Tesbih) mi, Secde mi yoksa Rüku’nun mu yapılması gerektiği mantıki açıdan anlaşılabilir.

Çünkü Namaza fiili olarak Secde ile başlanamaz, Rüku ile de başlanamaz. Kıyam ile başlanmak zorundadır, bunun Kuran’da ayrıca belirtilmesine gerek yoktur.

Çünkü başka bir alternatifi yoktur. Bunu teyit eder biçimde Hacc suresi 26. Ayette “Kıyam edenler, Rüku edenler, Secde edenler için” cümlesi Namaz sırasıyla verilmiştir.

Demek oluyor ki, önce Kıyam (ayakta duruş), sonra Rükû (eğilme), en son Secde (yere kapanma) fiili tatbik edilmelidir ve nitekim geleneksel uygulama, tarihi kaynaklar ve hadisler de bu yöndedir.

Rüku ve Secdede iken bir şey okunması (subhane rabbiyel ala, semiallahu li men hamideh gibi) farz değildir. Bunlar sünnettir ve sadece kişisel tercih ile okunabilir.

Aynı şekilde Tahiyyat, Selam verme, Salli-Barik dualarının hiçbirisi farz değildir (Diyanet İlmihali-1, syf. 252-255).

Sünnetlerin, Kuran’da geçmesi gerekmez, çünkü emir değil, peygamberin bile bazen yaptığı ilave ibadetlerdir.

Netice itibariyle Kuran’da Tekbir, Hamd (Fatiha okuma), Tesbih (Subhaneke okuma), Kıbleye dönme, Kıyam, Rüku, Secde rükunları hakkında bir şema vardır. Bunların detayları farz değildir, değişebilir, değiştirilebilir; farz değildir ve kişiye kalmıştır.

Öte yandan geleneksel olarak uygulanan Namaz, Kuran’ın tüm tariflerine muvafık düşmektedir.

Fatiha’dan sonra okunan Zammı sureler de “Zikir” kapsamına girer. (Müzemmil, 20). Kuran ayetleri de zikir olarak tanımlanır; namazı tamamlayınca zikredin (Nisa, 103) ifadesi de Namaz sonrası ayet okunabileceğini gösterir ki, geleneksel uygulamayı destekleyen bir ifadedir.

Namazın rekatları da dikkatli okunduğunda Kuran’da anlaşılabilir.

Nisa suresi 101. ayette namazın tehlike anında kısaltılmasından bahsedilmektedir. Ayetin devamında (102.) Peygamber cemaatle namaz kıldırmaktadır. Önce bir grup namaz kılar, secdeye vardıklarında nöbetçi olan diğer grup ile yer değiştirir.

Görüleceği üzere demek ki, namazı parçalara ayırmaya çalışıldığında Secde bir eklem noktası olmaktadır. Bu da (sadece bu ayete) analitik olarak bakıldığında Namazın Secdelerle biten parçaları olduğunu gösterir. Buna Rekât diyebiliriz (ki zaten gelenekte öyle biliriz).

Secdeden sonra, nöbet grubu geldiğine göre kendileri 1 rekât, peygamber 2 rekât kılmış olacaktır. Bu 2 rekât kılma durumu savaş sırasında olduğu için ve kısaltılmış versiyonu olduğundan normal namaz 4 rekattır sonucuna ulaşırız. Yani normalde 4 rekât namaz, peygambere 2’ye düşürülmüş, cemaat de nöbetleşe 1’er rekât kılmıştır.

 

Sevgiler

erolyazıcı / ABBEYT ♥️

 

… ÜZERİNDE ŞÜPHE OLMAYAN TEK KİTAP, KURAN’DIR.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Pendik Gazetesi - Son Dakika ve Güncel Haberler, Flaş Haberler - Pendik Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!