Karadeniz gazını kıymetlendiren Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Karadeniz’den doğal gaz geldi, bir ölçü da yakıldı. Bunun için ne kadarlık bir yatırım yapıldı? Kaç milyar dolar harcadınız? Onun karşılığında kıyıya getirdiğiniz gazın piyasa pahası ne kadardır?” diye sordu.
Babacan, “Kanıtlanmış rezervle ilgili tekraren sorduk, karşılık yok.” diyerek şunları kaydetti:
“Bu iş bağımsız kontrolden geçmedikten sonra itimat olmaz. Seçim yakın olunca müjde bulmak zorundalar zira ülke genelinde durumun ne kadar berbat olduğunu bütün vatandaşlarımız görüyor. Bir kilo kıymanın 300, soğanın 30 lira olduğu bir ülkede bir formda müjde vermek zorundalar. Seçimlerden sonra iktidarı alalım, iktidarın şu anda söylediklerinin ne kadarı yanlışsız, ne kadarı yanlış ortaya çıkaracağız. Biz doğruları devam ettiririz, eksikleri tamamlarız, yanlışlara da müsaade vermeyiz.”
“Depremden sonra iktisatla ilgili önlemler yetersiz”
17 Ağustos 1999’da meydana gelen sarsıntının akabinde ulusal gelirin yüzde 17’sinin kaybedildiğini söyleyen Babacan, “Arkasından 2000 kasımında ve 2001 şubatında ekonomik sarsıntılarla ulusal gelirimizin yüzde 30’unu daha kaybettik. Zelzelede kaybolan ulusal gelirin iki katı. Şu anda da maalesef görüyoruz ki sarsıntının akabinde iktisatla ilgili önlemler son derece yetersiz. Sağlam, dürüst ve ehil bir takım iş başına gelmezse sarsıntının oluşturduğu tesir, ekonomik sarsıntılar oluşturacak. Yalnızca mevcut deprem bölgesinde en az 1 milyon konut muhtaçlığı var.” formunda konuştu.
“En kıymetli zenginliğimiz farklı kimlik ve hayat tarzlarımızla omuz omuza yürüyebilmektir”
Babacan, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes eşit ve onurlu vatandaş olmalıdır.” diyerek, “Herkes birinci sınıf vatandaş olmalıdır. Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Sünni, Alevi fark etmez. Bu ülkenin en kıymetli zenginliği bu farklı kimlikleri beraberce içermesidir. Toplum olarak farklı kimliklerimizle ve farklı hayat tarzlarımızla omuz omuza yarınlara yürüyebilmektir.” tabirlerini kullandı.
“Bebecan” polemiği: “Gençlere kâfi ki yetki verilsin”
Gençlerin Türkiye’nin hem bugünü hem de yarını olduğunu lisana getiren Babacan, kelamlarına şöyle devam etti:
“Sayın Erdoğan daha evvelki periyotlarla alakalı ne vakit başarılardan bahsedecek olsa eski defterleri karıştırıyor. Eski defterleri karıştırınca karşısına ben çıkıyorum. Onun için beni hatırlamak zorunda kalıyor. Cumhuriyet tarihinin en yüksek enflasyonu ‘Ben ekonomistim’ deyip tek başına karar aldığı periyotta yaşanmış. Tüm sabit gelirliler fakirleşmiş. Bu gerçeğin karşısında eski muvaffakiyetleri kendisine yazmak için beni küçümseyici tabirler kullanıyor, ‘Bebecan’ diyor. Gençliğimle bir bakıma dalga geçmiş oluyor. Gençler Türkiye’nin hem bugünü hem yarını. Gençlere fırsat verilsin, bu ülkeyi ayağa kaldırıp kanatlandırıp uçururlar. Bayanlar da birebir formda. Biz hiçbir gencimizle dalga geçmeyiz.”
Hibya Haber Ajansı