Behire Hakkı’nın 1913'te İstanbul'da kurduğu Biçki Yurdu, kadınlara terzilik mesleğini öğreterek onları ekonomik özgürlüğe kavuşturmayı amaçlıyordu. Bu yazıda, Biçki Yurdu'nun kuruluşunu, gelişimini ve toplumdaki önemini keşfedin.
1913 yılında İstanbul'da Behire Hakkı Hanım tarafından kurulan Biçki Yurdu, kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılmasına öncülük eden önemli bir kurumdu.
Yoksul kadınlara terzilik mesleğini öğreterek onların kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamayı amaçlayan bu yurt, kısa sürede büyük bir başarıya ulaştı.
Bu yazıda, Biçki Yurdu'nun kuruluşundan gelişimine, cepheye yardımlarından Mehmet Emin Yurdakul'a ilham kaynağı olmasına kadar birçok önemli konuyu ele alacağız.
BİÇKİ YURDU'NUN KURULUŞU VE GELİŞİMİ
Behire Hakkı Hanım, 1913 yılında İstanbul'da Biçki Yurdu'nu kurarak kadınlara terzilik mesleğini öğretmeye başladı. Yurt, özellikle yoksul kesimden kadınlara öncelik vererek onların ekonomik hayata katılmalarını ve kendi geçimlerini sağlamalarını amaçlıyordu.
Gazetelere verilen ilanlarla duyurulan bu girişim, kısa sürede büyük ilgi gördü. İlk etapta 25 öğrenciyle başlayan eğitimler, 1917'ye gelindiğinde 366 öğrenciye ulaştı.
Biçki Yurdu'nun başarısı, ilk mezuniyet töreninde öğrencilerin 40 dakika içinde bir korsaj, bir etek ve bir manto dikebilmeleriyle gözler önüne serildi. Törene Maarif ve Ziraat Nazırları'nın katılması, yurda verilen önemi gösteriyordu. Behire Hakkı Hanım, başarılarından dolayı Maarif ve Sanayi nişanına layık görüldü ve Biçki Yurdu, milli bir müessese haline geldi.
BİÇKİ YURDU'NUN CEPHEYE YARDIMLARI
Biçki Yurdu'nu milli bir müessese haline getiren sadece başarıları değil, aynı zamanda cephedeki askerlere yapılan yardımlardı. Öğrenciler, askerlerin üşümemesi için 55.155 adet pamuklu mintan dikerek Müdafaa-i Milliye Cemiyeti aracılığıyla cepheye gönderdiler. Cemiyet mensupları, Biçki Yurdu'nun her bir ferdi için madalya hazırladı. Ancak, madalyaların maliyetini öğrenen kadınlar, kendi aralarında topladıkları parayı cemiyete yardım olarak gönderdiler ve açtıkları sergide satılan ürünlerin gelirini de bu amaçla bağışladılar.
Biçki Yurdu talebeleri, sadece mintan dikmekle kalmadılar. Çanakkale Savaşı'nda yaralanıp İstanbul'a tedavi için gelen askerleri ziyaret ettiler, topladıkları yardımları ulaştırdılar ve onları rahat ettirmek için gerekli eşyaları temin ettiler.
MEHMET EMİN YURDAKUL'DAN BİÇKİ YURDU'NA ÖVGÜ
Biçki Yurdu'nun cefakâr kadınları, milli şair Mehmet Emin Yurdakul'a ilham kaynağı oldu. Şair, iğne tutan ellerin kılıç tutan eller kadar aziz olduğunu vurgulayan bir şiir yazdı:
"Ey iğnem dik! Askere, Giyecekler yetiştir. Sınırdaki erlere Hizmet aziz bir iştir.
Ey iğnem dik! Elimde teğellenen şu gömlek, Bir kahraman genç Türk'ün vücudunu örtecek."
Behire Hakkı Hanım ve Biçki Yurdu, kadınların toplumsal ve ekonomik hayatta daha aktif rol almasına öncülük eden önemli bir adımdı. Yoksul kadınlara meslek öğretmekle kalmayıp, cephedeki askerlere yardım ederek milli bir dayanışma örneği sergilediler. Biçki Yurdu, kadınların azmi ve çalışkanlığı sayesinde önemli başarılara imza atmış ve toplumda önemli bir iz bırakmıştır.