*BEYİN GÖÇÜ*

*BEYİN GÖÇÜ*

Beyin göçü ;
Özellikle az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde yetişmiş, iyi bir eğitimle kendini geliştirmiş nitelikli, düşünen ve üreten, kalifiye, yetenekli bireylerin 
veya daha geniş bir tanımla vasıflı insan gücünün gelişmiş ülkelere göç etmesi ve geri dönmemeleri olarak tanımlanabilir. 

Ayrıca nitelikli bireylerin ülkeden giderken sahip olduğu aklı ve donanımlarını da beraberinde götürmesi yani bilgisi ile terk etmesinden dolayı bu göç hali böyle tabir edilmiştir.

Bir ülkede bilime, sanata ve teknolojiye gerekli önemin verilmemesi, geleceğe yönelik yapılan araştırmaların, projelerin ve girişimlerin yeterince desteklenmemesi de beyin göçüne yol açan diğer önemli unsurlardır. 

Eğitim sisteminde yaşanan sorunlar, fırsat eşitliğinin olmaması ve özellikle akademik anlamda ilerleyip gelişmenin önüne çeşitli engeller çıkarılması da beyin göçünün eğitimsel anlamdaki sebeplerindendir.

Bugün, iş hayatında kazanılmak istenen pozisyonlarda büyük bir yarış hali var ve piyasalar yetişmiş çalışan sayısını karşılayamamaktadır. Halkın zihninde oluşan ne kadar iyi eğitim almış olsam da ve kendimi geliştirip donanımlı bir birey haline gelsem de yine istediğim işi yapamayacağım korkusu ve genç yaşlardan itibaren başlayan maddi ve sosyal anlamdaki gelecek kaygıları, görünen en belirgin ekonomik nedenler, gençleri ve dolayısıyla Ailelerini çok endişelendirmektedir! 

Yaşamın hemen her alanında rekabetin zirve noktasını yaşadığı günümüzde, gelişmiş ülkeler için nitelikli bireye duyulan ihtiyaç daha da önem kazanmıştır.

Dünya genelinde olduğu kadar, Türkiye’de de beyin göçü gönüllü göç kategorisinde yer alır çünkü insanlar zorunluluktan dolayı değil, daha iyi eğitim alabilmek veya hak ve özgürlüklerin korunması gibi hayat koşullarının daha iyi olduğu gelişmiş ülkelerde yaşama arzusu içindedir.
Dolayısıyla beyin göçünün altında daha çok bireysel özgürlükler ve ideolojik sebeplerin yanında sosya-ekonomik temelli sebepler dikkati çekmektedir.

Dünya üzerinde beyin göçü genellikle 
Bilim adamları, Sanatçı, Hekim, Mühendis gibi meslek alanları yani birçok uzman kişi tarafından ülkelerin gelişmişlik 
düzeyi ve iş imkânları hesaba katılarak gerçekleştirilmektedir.

Ülkeleri, beyin göçü veren ve alan ülkeler olarak iki farklı kategoriye ayırabiliriz;

1)Beyin göçünü çekici kılan unsurlar;
*Daha kaliteli bir hayat beklentisi.. 
*Yüksek maaşa kavuşma arzusu.. 
*Ekonomik anlamda, refaha ulaşma.. 
*Araştırma imkanlarının daha gelişmiş olacağının beklentisi.. 
*Yabancı eğitim alma imkânı gibi unsurlar.. 
Beyin göçünün çekici nedenlerini 
oluşturuyordur! 

Bireyleri, gelişmemiş ülkeden, gelişmiş olana iten ana unsurlar 
arasında ise; 

*Ekonomi politikalarındaki yanlışlar.. 
*Yüksek işsizlik oranı olması.. 
*Vergilerdeki sürekli artışlar.. 
*Kalifiye ve nitelikli çalışanın değerinin bilinememesi.. 
*Ülke maaşlarındaki çeşitli sorunlarla birlikte düşük ücretler ile çalıştırılmak istenmesi.. 
*Nitelikli yöneticilerin çok az olması.. 
*Gelecek kaygısı gibi.. nedenler örnek olarak gösterilebilir.. 

Beyin göçü veren ülkelerde imkânlar zaten ya çok kötüdür ya da yeterli değildir Ülkeyi geliştirebilecek ve kalkındırabilecek potansiyel nitelikli insan sermayesini kaybetmek bu ülkeler için çok büyük kayıptır.

Diğer yönden, yani beyin göçü alan ülkeler;
Bilimsel, teknolojik ve akademik anlamda fırsatlarını değerlendirerek gelişen ve istihdam oranı en yüksek ülkelerdir.! 
Başka herhangi bir ülkenin, donanımlı bireylerini, ülkesine çekmeyi başaran bu gelişmiş ülkeler, 
çeşitli avantajları da elde etmektedirler..
En başta bu bireyler aradıkları imkanları bularak ve hak ettikleri değerleri görmekte, bu motivasyon ile araştırma ve çalışmalar yaparak geldikleri ülkenin gelişimine akademik anlamda katkılar sunmakta, iş yaşamında yetenekli olanlar 
ise ekonomik yönden başarılar göstermektedirler

Bu da beraberinde var olan kalkınmayı hızlandırarak bilim ve sanat gibi hemen her alanda ilerlemeler kaydedilmesine sebep olmaktadır.
yazılım ve bilişim alanlarındaki çalışmaların sayısının ve niteliğinin artmasına neden olurken

Beyin göçü yapan nitelikli genç yeteneklerin iş ağlarına, yeniliklere ve teknoloji transferlerine katılımı beyin göçünün olumlu bir etkisidir. Ancak beyin göçünün olumlu bir güç olabilmesinin yolu, nitelikli genç yeteneklerin kendi ülkelerine geri dönmesidir..yani tersine beyin göçü.. 
Başarılı ve nitelikli bireylerin geçmiş zamanda ayrıldıkları ülkelerine tekrar dönüş yapmaları ve bununla birlikte çalışmalarına burada devam ederek ülkelerine bilgi ve sermaye kaybını tekrar kazandırmak gibi olumlu sonuçlar vermesiyle mümkün olacaktır.! 

Geri dönenlerin yurtdışındayken edindikleri ek bilgi ve finansal sermaye, özellikle teknolojik benimseme, girişimcilik ve üretkenlik için önemli faydalar sağlar. Geri dönüş kararları ise anavatandaki ekonomik ve politik duruma bağlıdır

Bu nedenle ülkemizden verdiğimiz beyin göçünün yine ülkemize fayda sağlayabilmesi için beyin göçünü destekleyecek ama aynı zamanda kalıcı olmaması adına tersine beyin göçünü de ele alacak politikalar artırılmalıdır.! 

Günümüz şartlarında, beyin göçü yapan Türklere baktığımızda, gittikleri ülkelerde büyük başarılara imza attıklarını görmekteyiz. 
Kimisi bilimsel anlamda insanlığa katkılar sunarken kimisi de çalışmaları ile önemli ödüllere layık görülmektedir.
Bunlara en iyi örnekler;
'Beyin ve Sinir Cerrahı, Bilim İnsanı' 
*Prof. Dr. Gazi Yaşargil*

'Dr.Biyokimyager' ve 'Moleküler Biyolog'
*Dr. Aziz Sancar*

'İmmünolog, Onkolog, Akademisyen, Bilim ve İş İnsanı' 
*Dr. Uğur Şahin*ve 

'İmmünolog, Girişimci, Akademisyen, Bilim İnsanı ve İş İnsanı. 
*Dr. Özlem Türeci* gösterilmektedir

Nurcan Ercan Baki