MagazinHaber Girişi : 12 Kasım 2021 12:13

Beyin ve Sinir Cerrahı: Prof. Dr. Mehmet Emin Özyurt

Beyin ve Sinir Cerrahı: Prof. Dr. Mehmet Emin Özyurt

1951 yılında Rize’nin Ardeşen İlçesi’nde doğdu. Pendik Lisesi’nde öğrenim gördü. Pendik’te özel bir hastanede Beyin ve Sinir Cerrahisi olarak görev yaptı.

1969 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girip 1975 yılında mezun oldu. Aynı yıl Ekim ayında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroşirurji Kliniği’nde asistan olarak çalışmaya başladı.

1978 yılında Manchester Üniversitesi’nde düzenlenen hidrosefali, mal formasyonlar, stereo taktik ve fonksiyonel nöroşirürji, infeksiyon, ağrı ve periferik sinir konuları içeren kursa katıldı. 1981 yılı Temmuz ayında Nöroşirurji dalında uzmanlığını aldıktan sonra, Ağustos 1981 ile Kasım 1982 tarihleri arasında askerlik hizmetini yaptı. Kasım 1982 tarihinden itibaren Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroşirurji Kliniği’nde uzman doktor çalışmaya devam etti.

1983 yılı Aralık ayında 4 hafta süreyle Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Laboratuvarı’nda mikro cerrahi kursuna katıldı. Kasım 1985 ve 1986 tarihleri arasında Glasgow Üniversitesi Nöroşirürji Departmanında Prof. Dr. Graham Thesdale’in yanında klinik ve bilimsel faaliyetlere aktif olarak katılıp, kafa tranmasları ve transfenoidal yöntemle ilgilendi. Bu arada aynı üniversitede serebro-vasküler patolojilerle ilgili deneysel araştırma projesine katıldı.

1992 yılında Zürih’de Prof. Dr. Gazi Yaşargil’in yanında epilepsi cerrahisi ile ilgili selektif hipokampektomi teknikleri ile ilgilendi.

1994 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Mayo kliniğinde epilepsi cerrahisi ile ilgili ameliyatları gözlemledi.

2001-2002 yıları arasında Avrupa ve Asya’da beyin tümörleri konusunda ana konuşmacıydı.

Prof. Dr. Mehmet Emin Özyurt Beyin Cerrahisi alanında Türkiye’de ilkleri gerçekleştiren hocalarımızdandır. Bunlardan birincisi, omurga yaralanmalarında servikal vertebralara bugün yaygın olarak kullanılan Plak-Vida Rijit İnternal Fiksasyonu Türkiye’de ilk uygulayandır (E. Özyurt, M. Hancı, C. Kuday, E. Sayın, Çağdaş Cerrahi Dergisi 4.230-234-1990). İkincisi, sara hastalıklarında, selektif amigdala-hipokampektomi tekniğini ilk olarak uygulamış, sonuçlarını uluslararası kongrelerde bildirmiştir. (Epilepsy Surgery in İstanbul, 1998, Cleveland, USA, Abstract Book P40). Üçüncüsü, beyin kanamalarına neden olan, hiçbir nedeni bulunmayan öldürücü hipertansiyonlarda, özel teknik uygulamış, üç hasta üzerindeki sonuçlar ilk altı ayda tüm ilaçları bırakacak şekilde hastaların tansiyonları normale dönmüş, 6 aylık takip sonunda bir kısmında tekrar nüks görülmüştür. Bunun üzerine tekniği değiştirmek üzere çalışmalara devam etmektedir.

Prof. Dr. Özyurt: 5-10 yaşlarındaki çocuğu dahi yapabilirsiniz, IQ’su çok önemli değil

Ünlü Beyin Cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil’in yetiştirdiği ve kendine has yöntemleriyle ‘Dahi Beyin Cerrahı’ olarak bilinen; İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Özyurt, Edirne Akademi’de  ‘Nörobiyolojik Açıdan İnsan Beyni ve Kişisel Gelişim’ konusunda deneyimlerini Edirne Akademi öğrencileri ile paylaştı.

1600’lü yıllardan sonra bilimin daha da önem kazandığını ifade eden Prof. Dr. Emin Özyurt, düşüncelerin tanrı eksenliden, insan eksenliye dönüştüğünü söyledi. Bu tarihten itibaren anormal din karşıtı düşüncelerin ortaya çıkmaya başladığını aktaran Prof. Dr. Özyurt, insanların duygusallıktan çıkıp maddeci olmaya başladıklarını söyledi. Özyurt, “5-10 yaş arasında yaptığınız her şeyle beyninizi plastikliyorsunuz.   5-10 yaşındaki bir çocuğun kafasını bir terör örgütü mensubu yapabilirim, bir mühendis, bir dahi yapabilirim. IQ’su çok önemli değil. Psikolog John Broauds Watson, ‘Bana 6 tane bebek verin. 2 tanesini mühendis, 2 tanesini dahi, 2 tanesini katil yapayım’ diyor. Koşullu öğretme ile yapıyor. Mesela John Broauds Watson’ın beyaz fare deneyi var. Hiç beyaz fare görmeyen çocuk tavşan sanıp, seviyor ama bir süre sonra tam tavşanı sevecekken, çekiç ile tenekeye vuruyor. Anormal bir gürültü çıkıyor. Bunu birkaç kez tekrarlıyor. Çocuk daha sonra fareyi görür görmez ağlamaya başlıyor. Beyini gençken istediğiniz gibi yoğurabilirsiniz. Beyni yoğururken ahlaki değerler eksik olduğu için dünya ve Türkiye çok ciddi yozlaşma içinde. İkili ilişkilerdeki verilen sözlerin tutulmaması, ticari ilişkilerde verilen borçların ödenmemesi hep bunlarla ilgili. Özellikle 8 ve 9 yaşta soyut kavramları da algılamaya başladığı için çocuğu nasıl terbiye ediyorsanız, öyle yetişir” diye konuştu.

Beynin hareketler için kasları kontrol ettiği, görüntü ve sesler algıladığı, hatıralar, duygular ve konuşmayı gerçekleştirdiği ayrı merkezleri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Emin Özyurt, beynin merkezleri hakkında katılımcıları bilgilendirdi.  Beyinin gri cevher ve beyaz cevher olarak ikiye ayrıldığı anlatan Prof. Dr. Emin Özyurt, “Beyne gelen oksijenin yüzde 95’ini gri cevherin geriye kalan yüzde 5’ini de beyaz cevherin kullandığını söyledi. Gri cevherin beyine oranı ne kadar yüksekse IQ’de o oranda yüksek olur. Kişilik bozukluklarından gri cevherde ciddi eksiklikler saplanır. Kronik alkol içicilerinde gri cevherin azalması alkole verilen tipik bir yanıttır. Haftada bir, iki defa alkol alanlarda değil de alkolü çok içenlerde gri cevher etkileniyor. Çocukluktan itibaren gelişmeye başlayan beynin gri cevheri, beynin düşünen kısmıdır. Ortalama insan beyninin yüzde 77 ile yüzde 80’i sudur. İnsan beyni çok miktarda su ile dolu olduğu için berraklaşmış bir jöle kıvamındadır. Her 4 dakikada bir kandan beyne girip çıkan su miktarı yaklaşık 3.8 litredir. Günde herkesin 2 litreye yakın sıvı tüketmesi lazım” dedi.

Kaynak: www.hurriyet.com.tr, kacyildiz.net, www.doktortavsiyesi.net