BİTİŞİK İKİ DÖRT KIRK DÖRT EDER

1- Biz ayrılınca suyun da tadı kaçtı.
2- Toprak üzerinde yaşadığıma bakmayın yirmi bir mayıs iki bin on beş ölüm tarihim.
3- Toprak almadı beni, hakkımın olmadığını söyledi gömülmeye.
4- Hava alamıyorum üzerimde toprak olmasa da, toprağın üzerinde olmuş olsam da.
5- Toprağın beni örtmesini ve sıkıca bedenimi sarmasını isterdim doğrusu.
6- Doğrusu bu. Ne yanlışımı görmüş olabilir ki toprak?
7- ağız tadım yok susuz tatsız geçiyor günlerim.
8- Su bozulmuş diyorlar Hidrojen Oksijen’in birinden ayrılmış.
9- Ulan! benim yatacak yerim yok ne toprak altında ne de üstünde.
10- Suyun ayarıyla oynamışım meğerse.
11- Hava bulutlu, hava yağacak gibi duruyor.
12- bir ses bir nida yükseliyor orada mı hayırsız? Yoksa yağmam diyor. Ama vardım. Sudan bahane bunlar. Yağası olan yağardı.
13- Nehirler, dereler akıyor beni gören sular duruyor.
14- Bastığım yeşil olan otlar- çimenler, ardıma baktığımda hepsi sararmıştı…
15- Yalnız kalınca düştüm yollara. Yalnızlarla yirmi sekiz gün boyunca sabah-akşam dertleştik.
16- Yalnızın biri gece vaktinde çıkmaz mı evinin çatısına?
17- Ey Güneş şaşırdın mı?
Gece vaktinde,
ne işin var Gökyüzünde?
18- Derdim bildiğin gibi değil Gezginim, sorsan da söylemem özellikle sana Seyyahım. Simsiyahım; içim dışım yanmaktan.
19- Ay da çıkmış balkonundan aşağıya bir merdiven sarkıtıyor; Ay parçası Leyla’mı kendi parçası sanıp. Ayrılmamı bir fırsat bilmesi değil mi çok ay’ıp.
20- zayıflamış, karnı içine geçmiş Ay’ın, bundan önce gördüğümde, dolgundu yüzü.
21- Güneş sırrını dökmek istemiyor ama biliyorum ben derdini. Yalnızlık tak etmiş olmalı canına.
22- Haddini aşma! bunca yolları aştın ama istersen haddini aşıp, Mübarek ağzımı açtırma!
23- Ayrıldığınızdan beridir ne içtiğimizin tadı var ne de yediğimizin.
24- ama siz ne yersiniz ne de içersiniz.
25- Ulan ağzımı bozdurma benim, lafın gelişi öyle dedim.
26- O kız sana yar olduktan sonra saçlarım okşanırdı onun güzel ellerinde.
27- Yanmazmıydı peki elleri? Sevgiyle okşardı beni.
28- tamam tamam anladım ben ne demek istediğini Güneş.
29- Gezgin nereye? Daha anlatmak istediklerimi anlatamadım ki? Dur bekle!..
30- Senin bu sabırsızlığın var ya senin önünde örülmüş bir duvar. Evvela onu yık. Yıkılmasın üzerine.
31- duydum her dediğini Güneş sağolasın. Az kaldı doğmana aman doğarken ağlamayasın. Bundan sonra da çıkma gece vaktinde yoksa üşüteceksin.
32- Ne komik ne komik! Gezgin yürüde ense traşını göreyim. Göstereyim de yak emi…
33- Toprak üzerinde olmaktan ve Leyla’yı sevip okşamak düşüncesi bende uyandırdı bir tad. Tadım yerine gelmişti.
34- Suyun tadı da yerine gelmişti, birbirine tutuyordu.
35- Toprağın beni alası tuttu, beni isteyince git işine gelen kim? Bayram değil seyran değil toprak beni niye öptü.
36- Bundan sonra görün beni neler neler yapacağım. Yedi yıl sevip sarılıp okşadığımı yedi yıl aradan sonra bir Güneş gibi yakacağım.
37- Hava bulutlu hava yağacak gibi duruyor ben sesleniyorum bu sefer yağmur’a: durma, yağ. Tutma suyunu. Sık iyice bulutları. Asıp kurusunlar.
38- Güneş gibi doğuyorum geceyi yarar gibi. Resmen Gün eşiyorum.
39- Leyla’ma tekrar kavuşmanın heyecanını günden güne yaşıyorum. Heyecan dorukta. İn be aşağıya. Sırası mı şimdi?…
40- Bayburt’a vardı gezgin yalnızdı onca gün yapayalnız kalıverdi, onca bacası tüten evlerde.
41- Onca yolu yürüdün dediler sebep? Kaybettiğimi aradım. Bulabildin mi pekâla?
42- Kendimi buldum bulunca kendimi; sonra Allah’ı buldum.
43- Leyla’yı da buldum amma onun bundan haberi yok.
44- Ne demişler Mevlasını bulan Leyla’sını da bulur. Mevla kalplerin sırrını bilir. Gönlünde olanı verecektir bir gün Gezgin. Sen biraz oyalan ilmin kum taneciklerinde.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.