BİZ İNSANLAR,
Biz insanlar nedense hep aceleciyizdir.
Acelecilik sanki bir ihtiyaç gibi huy haline gelmiştir.
Acelecilik, bize çoğu zaman üzüntü, sıkıntı, maddi ve manevi kayıplar vermesine rağmen bir türlü vazgeçemediğimiz bir hal olmuştur.
Oysa hepimiz da gayet iyi biliriz ki; “Acele işe şeytan karışır”
Pekâlâ, biz, acele işi şeytanın sevdiğinden, şeytanı sevindirmek için yapmadığımızı biliriz de. Ama o şeytani dürtünün hükmünden de nefsimizi bir türlü kurtaramayız.
Acele karar vermek yani düşünmeden danışmadan karar vermekle, çok üzülmüş, çok yanılmışızdır.
Peki, peki de niye kurtulamıyoruz bu zararlı mikroptan.
Cevabı o kadar basit ki.
Mücadele etmiyoruz. Oysa mücadele edilmeyen, üzerine üzerine gidilmeyen hiçbir problem kendiliğinden çözülmez. Çözüm belli ise, yapılması gereken çözümü pratikte uygulamaktır. İşte biz çoğunlukla burada hep kaybediyoruz. Belki de milli bir karakter olmuş bu hal.
Nedir o, bu hal dediğimiz.
Acı ama gerçek; Tembellik.
Tembellikte; bir insan için düşünülebilecek en büyük felakettir.
Çünkü tembel insan; okumaz, düşünmez, çalışmaz, mücadele etmez. Böyle bir insan gitgide asalaklaşır.
Hem kendine, hem de çevresine yük ve problem olur.
Bizler öncelikle çalışkan olmakla her şeyin aşılacağını, başarılabileceğini çok ama çok iyi bilmeliyiz.
Eğer, çalışkanlık bizim hayatımızın en önemli yapı taşı değilse, biz hiçbir maddi ve manevi oluşumla tanışamayız.
Kısaca çalışkan olmak bize iyi yaşamayı, doğru yaşamayı, başarıyı, aceleci ve tembel olmamayı, fikir sahibi olmayı, güç kazanmayı ve birçok üstün fazileti öğretir.
Bizler kendimizi aceleci ve tembel olmaktan kurtarmaz ve çalışkan olmak gibi bir sıfatla donatmazsak, insan olma vasfımızda önemli çatlaklar olduğunu yaşayarak, bedel ödeyerek görürüz.
Allah bizleri çalışkan ve sabırlı insanlardan eylesin ve böyle insanlarla dost olmayı nasip etsin.
Allah’a emanet olunuz.
erolyazıcı / ABBEYT ♥️