İstanbul’un eşsiz güzelliklerinin yaşandığı en nadide yerlerden biri olan İstanbul Boğazı’nda “Sihirli Bir Gezi” başlıyor.
İlk olarak 1976’da suyla buluşan, 37 yıl boyunca kent çizgilerinde hizmet ettikten sonra emekliye ayrılan ve artık de tekrar İstanbullularla buluşan Le Vapeur Magique, 2020 yılında Türk turizmine ve iş dünyasına hizmet vermeye başlıyor.
Yüzen Aktiflik Mekanı
İstanbul’un eşsiz güzelliklerini tanıtmak için tasarlanan Le Vapeur Magique, yıl içinde yerli ve yabancı tüm ziyaretçiler için canlı müze ve dünyanın en ünlü ressamlarının üç boyutlu tablolarını yakından tanıma ve birlikte fotoğraf çektirme imkânı sağlıyor. Le Vapeur Magique tıpkı vakitte yüzen bir aktiflik mekânı olarak da kullanılacak. İstanbul’da deniz üzerinde farklı bir tecrübe yaşamak isteyenleri ağırlayacak vapurda, gençler ve öğrenciler için bilimsel temelleri anlatılan atölyelerde sihirbazların sırları paylaşılacak; caz konserleri, söyleşiler, imza günleri düzenlenecek.
İş Dünyasına da Hizmet Verecek
Sarayburnu’nda demirleyen Le Vapeur Magique’de, özel iş toplantıları için standartların üzerinde dekor ve teknik donanıma sahip 45 kişilik toplantı salonu ve bahar-yaz aylarında kullanabilecek 150 kişilik teras alanı da bulunuyor. Tüm gün yemek ve içecek servisine açık olan toplantı salonu, özel davet ve sunumlarda kullanılabilir durumda hazır tutulacak. Le Vapeur Magique iş dünyasına, hem limanda hem de Boğaziçi’nde seyahat hizmeti verebilecek.
Bülent Fidan İmzası
Geminin marka kimlik ve pozisyonlandırma çalışmaları, marka tasarım ajansı Brand Suite İstanbul tarafından 2019 yılında yapıldı. Le Vapeur Magique, Bülent Fidan’ın küratörlüğünde “art deko” tasarım içeriği ile tekrar Boğaziçi’ne kazandırıldı. Tıpkı vakitte Le Vapeur Magique’in kurumsal sözcüsü de olan Bülent Fidan proje hakkında şunları söyledi: “Vapur sözcüğü aslında bildiğiniz üzere bir deniz taşıtı ismi değil. Fransızca ‘buharlı gemi’ sözcüğünden lisanımıza geçmiş lakin sonra yalnızca ‘buhar’ yani, ‘vapur’ kısmı kullanımda kalmış. 1800’lerde Osmanlı Dönemi’nde Fransız tesiri ile hayatımıza girmiş. Biz de tıpkı esintiyi, 1900’lerin birinci çeyreğindeki ‘art deco’ akımıyla birleştirdik. Geminin iç ve dış tasarımı, sunulan özel alanlar, içerideki caz esintisi, etkinlikler ve daha pek çok husus bu tasarım anlayışı ile oluşturuldu. İstanbul Boğazı’nda yeni, farklı, şaşırtan ve sürekli değişen sürprizli aktiflikleri ile saygın bir müze, kafe, restoran, stant, seyahat, söyleşi ve konser salonu gereksinimini, üstelik direkt deniz üzerinde karşılayan bir ömür alanı oluşturduk. Dileğimiz bir deniz kenti olan İstanbul’da Kız Kulesi, asma köprülerimiz, Boğaziçi’ni selamlayan İstanbul silueti üzere bir simge olmak. İstanbul için, Turizm için.
Hibya Haber Ajansı