Ayşe Ünal Hoca kurduğu kısa cümlelerle, uzun – upuzun mesajlar veriyor. Hüzünle beslendiğini ifade eden Ayşe Hoca’nın spesifik bir alanı yok. “Ben her şeye dair yazarım” diyor.
Ayşe Ünal. Emekli bir coğrafya öğretmeni. Yıllarca süren eğitim öğretim dönemleri boyunca; müfredat programındaki haritalar, ülkeler, yer şekilleri, bitki örtüleri, nüfus, yerleşim ve benzeri konularla meşgul oldu.
Okulunu, öğrencilerini çok sevdi. Öğrencileri de ona aşıktı. ‘Aşk’ diyoruz çünkü Ayşe Hoca; kalbi şiir sözleriyle, sevgiyle dolu ve tüm güzellikleri paylaşmaya hazır bir gönül elçisiydi.
7’den 70’e herkesle yazdı paylaştı, aldı paylaştı, verdi paylaştı, gördü paylaştı; paylaştıkça da çoğaldı gerçekten… Sözleri şiir oldu, şiirleri bestelendi.
Halihazırda 300’ün üzerinde şiiri ve ‘Kendimce’ adlı bir şiir kitabı bulunuyor. 20’den fazla güftesi de bestelendi.
Onun güftelerini besteleyen sanatçılar arasında Kemal Külah, Murat Seçkin, Mustafa Coşkun, Mine Karaçay, Haluk Tarhan, Bülent Gül, Osman Erkan, Bahadır Tezgören, Kartal Acar gibi önemli bestekarlar yer alıyor.
Ayşe Ünal hüzünle beslenen, bazen bir sözün, bazen bir sesin ya da sessizliğin; jestin mimiğin, güneşin gölgenin, ayın yıldızın etkilediği ve içinde biriktirdiklerini yazmak – dışa vurmak için tetikleyebildiği bir isim.
Her şeye ve her konuya dair yazıyor ve zaten bu yönünü de; “Çiçeğe böceğe, eve eşyaya, her şeye yazarım” şeklinde betimliyor.
‘Allah’a şükür’ adlı ilk şiirini, annesinin incinmiş yüreğine su serpmek için ilkokul yıllarında kaleme almış.
Ardınca yürümüş sözler, kalplere ulaşmak için yollara düşmüşler dur durak bilmeden, kervan olmuşlar…
Ve şu sıralar içinizi ısıtan bir söz ya da melodi çalınırsa kulağınıza, ihtimal ki o; namı diğer Ayşe Hoca’nın, Ayşe Ünal’ın bir eseridir…
Henüz kendisi, eserleri ile tanışmadıysanız ipuçları veriyoruz: Akşehir Konyalıdır. Pendik Batı Mahallesi’nde ikamet eder ve arıların bal yaptığı çiçeklere benzer…
İşte Ayşe Ünal’ın ‘Gönlüne kar mı düştü’ şiirinden bir dörtlük: Gönlüne kar mı düştü, yoksa ayaz mı vurdu / Sımsıcak o sözleri hangi rüzgar savurdu / Bir alev gibi düşüp büyümüştün gönlümde / Hani her şeyin bendim, şimdi bize ne oldu.