DANANIN KUYRUĞU VE PAMUĞUN İPLİĞİ

DANANIN KUYRUĞU VE PAMUĞUN İPLİĞİ

 

Batı cephesindekiler seçimden ümîdi kesip de Türkiye’de tekrar darbeyle iktidâra gelmeye kalkarlarsa, olacaklar belli:

 

Allah, ya Batı cephesindekilere verecek ya Doğu cephesindekilere!

 

Konu fazla uzadı, hesap ve hesaplaşma fazla gecikti: Taraflar arasındaki hesap bir ân önce görülmeli, kazanan ve ayakta kalan taraf yoluna devâm etmeli!

 

Yok eğer Batı cephesindekiler darbeye yeltenmeyip de Türkiye’de seçimle iktidâra gelirlerse: Millet, Batı cephesindekilerin yedi düvel ve onların vekîli olan terör örgütleriyle birlikte hazırladığı müşterek seçim beyannâmesini:

 

      -Tabiî ki, neden olmasın; bundan daha yahşi hâl mi olur; elleriniz dert görmesin!”

 

Demek sûretiyle onaylamış demektir!

 

Ne diyelim, vatan sağ olsun! diyeceğiz; ama demesi, sanıldığı gibi öyle kolay olmuyor!

 

Batı cephesindekilerin, serbest ve hür bir seçim ortamında “vatanın bölünmez bütünlüğü ve birliği üzerine kezzap döken” böyle bir beyannâmeyle Türkiye’de büyük bir taraftar kitlesi elde etmesi ve "Millet eliyle iktidâr olması", çok büyük bir tehlike ve büyük bir handikap!

 

Batı cephesinde yer alan bütün “dâhilî ve haricî hâin ve bedhahlar” ile Doğu cephesindeki “basîretsiz ve ahmaklar”ın topyekûn bir araya geldiği; Doğu cephesi adayının ancak kıl payı denilecek ölçüde %2 fark ile seçildiği son cumhurbaşkanlığı seçimi ile patates soğan fiyatları kapsamında “sevgili ve değerli, basiretli ve uzak görüşlü” seçmenleri tarafından cezâlandırılan Doğu cephesi adaylarının %15-35 bandında oy kaybetmek sûretiyle ağır bir yenilgiye uğradığı son yerel seçimler; söz konusu tehlike ve handikapı her türlü şek, şüphe ve sisten ârî şekilde âyân beyân ortaya koymaktadır!

 

Demek ki, mensûbu olmaktan onur duyduğumuz bu “aziz” Millet, Doğu cephesindekilerin bildiği gibi bir Millet değil!

 

Doğu cephesindekiler, ya başka bir milletten bahsediyor ya da Milletimiz lehinde yanlış şeyler vehmediyor!

 

Vatanın bölünmez bütünlüğü ve birliği üzerine kezzap döken” böyle bir beyannâmeyle Batı cephesindekilerin Türkiye’de büyük bir taraftar kitlesi elde etmesi ve "Millet eliyle iktidâr olması"nın sorumlusu bellidir: Devlet!

 

Tahsil gören ve görmeyen vatandaş arasında, günün sonunda sâdece "meslek farklılığı" oluşması gerekirdi.

 

Hâlbuki Devlet; sonu okuyanda “çokbilmişlik-ukalâlık" ve okumayanda "eziklik-câhillik” şeklinde biten derin bir uçurum oluşacak şekilde kültür, algı ve bilinç farklılığına ve taraflar arasındaki siyâset bilincinde “sosyolojik travma ve ayrışma”ya sebep olmuştur.

 

Mevcut durum: Bir zamanlar Amerika kıtasında beyazlar-zenciler, kuzeyliler-güneyliler ya da çiftçiler-çobanlar arasında yaşanan kanlı çatışmalar gibi, “alan hâkimiyeti” ve “onur” mücâdelesi kapsamında “ezen ve ezilenlerin çatışmaları”na doğru yol almaktadır.

 

Kısaca: Beyaz, kuzeyli ve çiftçilere “Ezen” ; zenci, güneyli ve çobanlara “Ezilen” diyelim.

 

Ezenler, alan hâkimiyeti sağlamak için despotlaşmakta ve cebîr ile şiddete başvurmakta; ezilenler, onur ve haysiyetlerini korumak için direnmektedir!

 

Ezenler; sâhip oldukları ekonomi-eğitim-hukuktaki güçleri ile çatışmayı hafif sıyrıklar ve pansumanlarla geçiştirmekte ve kendi cephelerindeki yerini ilk günkü gibi korumaktadır.

 

Ancak ezilenler; ekonomi-eğitim-hukuktaki zayıflıkları nedeniyle oldukça büyük zâyiâtlar vermekte, sağa sola savrulmakta, çatışmaya nefesi yetmeyenler ya da çatışma sonucu bulundukları cephede ganîmet alamayacağını görenlerde karşı cepheye geçişler görülmektedir.

 

Ezilenlerdeki “siyâset bilinci” ile ezenlerdeki “hak ve adâlet bilinci” iyileştirilmediği ve dengeye getirilmediği sürece, dâhilî ve hâricî bedhahların Ülke üzerindeki etkisi ve dağdaki câhil ile ovadaki ukalânın arasındaki çatışma artacaktır!

 

Devlet mevcut durumu düzeltmek istemedikçe de bu durum böyle devâm edecektir!

 

Millet’in Batı cephesindekilere yerel ve genel iktidârı teslîm etmesi durumunda, Doğu cephesindekiler; bağrına taş basıp Millet’in kararına saygı duyacak, olacakları Batı cephesindekiler ile hep birlikte bekleyecek ve sonuçlarına birlikte katlanacak!


Doğu cephesindekiler bekleyecek beklemesine de: Bugüne kadar karşı cephede yer alıp da “kendi varlıkları ve kimlikleri” üzerine herhangi bir sorunla karşılaşmayan yeni iktidâr sâhipleri ve destekçileri olan Batı cephesi sâkinleri; Doğu cephesindekilerin varlık, kimlik ve karârına saygı duyacak mı?

 

Olup bitecekleri doğru görebilmek için “bakış mesâfesi” , “bakış açısı” ve “göz sağlığı” hiç önemli değil: Geçmişte olup bitenlere bakarsak, koskoca bir “cık!” çekmek ve “aslâ!” demek hiç de yanlış değildir!

 

Hep birlikte göreceğiz:

 

Dananın kuyruğunun dipten koptuğu yere ya da pamuk ipliğinin inceldiği yerden koptuğu yere kadar yolu var!

.

.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Adem ERDOĞAN 03 Eylül 2024 14:14

    Allah herşeyin hayırlısını lütfetsin.

  • Zeynep 03 Eylül 2024 12:40

    Ellerine sağlık

  • Muhammet Ali Arslan 02 Eylül 2024 17:48

    bizim "aziz" ~ az muhterem... ~ millet yok yok millet değil vatandaş kitlesi hayatının merkezine her neyi aldiysa o uğurda kendine yeni tercihler belirledi. siz doğu batı cephesi diye tanımlamışsiniz ama ben bu tanımlamayı yetersiz buldum yuvarlak dünyanın dogusu da bir batısı da. cepcilere karşı vicdan ehlinin savaşında saflar çok karışık, cepler gizli ve derin vicdanlar suni ve sığ.

  • Adem Yivli. 02 Eylül 2024 15:42

    Kalemine sağlık.