Yine bir şeyler yazıyorum. İnsanlar yazdıklarımı neden anlamıyorlar? Senaryolaştırdıklarımı ben oynarım. Oscar alacağım. Televizyonda benden bahsediyorlar. Ünlü olmaya başladım. NASA’ da bilim adamı olacak çocuk da benim sevgilim. Hem herkes ne kadar kıskandı. Gerçi biraz kötü bir çocuk. Kızları kullanıp kullanıp atarmış. Ama beni seviyor. Kuzenimin arkadaşı. Benim hayatında gördüğü en güzel kız olduğumu düşünüyor. Bunu düşünen ilk kişi değil. Ben insanlara yardım edeceğim. Nobel Barış Ödülü’ nü bile alacağım. Öyle şeyler başaracağım ki; babam bana cam fırlatmayı bırakacak. O zaman gözüne gireceğim. Annem odama girdi. Parmağımı kontrol etti. Kanıyor, diyor. Ama ben ona kan yok, dedim.” Sahile sevgilinle mi gittin?” diye sordu. Henüz sevgilimden söz etmedim. Kırmızı eşofman altımın popo hizasında ip sökülmüş. Annem bağırdı; “Seni şeytan. Arkandaki kuyruğa bak.” Defterimi kontrol etti. Hiçbir şey yazmıyormuş. Tükenmez kalemle bir şeyler yazdı. Yazıları o görmüyor, ben görüyorum. Acaba annem renk körü mü oldu?. Ama annem bana bağırınca hiç korkmadım. Sen hayatta kimden,
neyden korktun ki? Galiba bir tek abinden. Annemle babam ağlamaya başladı. Yarın beni bir yere götüreceklermiş. Gidelim bakalım. Belki sesleri kesilir, benimle uğraşmayı bırakırlar.