Türkiye Deprem Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erdik’e göre yıkıcı depremin yarattığı ağır tablonun nedeni şartnameye uygun iş yapılmaması. Bunun için de yanlış uygulama sigortası teminatıyla betona su katan müteahhide ihale verilmemesi gerekiyor.
10 ilimizde binlerce can kaybına neden olan depremlerin yapı sektöründeki etkileri devam ediyor. Yıkıcı depremin etkisiyle 10 ilde binlerce binanın yerle bir olduğu bölgede, yıkılan binaların çoğunlukla 2000 yılı öncesinde yapıldığı ileri sürülürken, 1-2 yıllık yapılarda çok sayıda cana mezar oldu. Müteahhitlik hizmetlerinde dünya liderliğine oynayan Türkiye’nin bu denli büyük yıkımlara sahne olması “Hata nerede başlıyor?” sorusunu gündeme getirdi.
Türkiye Deprem Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erdik’e göre sıkıntı şartnameye uygun iş yapmayanların olması. Prof. Dr. Erdik, “Türkiye’de teknoloji var, kalite var ama hesap verebilirlik mekanizması yok. Konunun hukuksal boyutun yanı sıra mali olarak hesap verebilirlik olması da lazım. Yanlış işi yapanlar bu işin maliyetinden de sorumlu olmalı, hesap sorulmalı” diyor.
Dünya.Com’a konuşan Prof. Dr. Erdik’e göre, işi alacaklarda mali yükümlülük sigortası aranmalı. Bu teminatı alamayanlara iş verilmemeli. Erdik, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Müteahhit betona su katıyorsa bir daha o teminat sigortasını alamasın. Belediye iş ruhsatı vermesin. Araç sigortası yaparken bile kaza geçmişine bakılıyor. Binayı yapacak müteahhitlik firması binanın tipine, boyutuna göre yanlış uygulama teminat sigortası getiremiyorsa dünyada da yapıldığı gibi ihaleye giremesin, iş alamasın.”
Prefabrik yapıların deprem dayanıklılığı ve hız anlamında kesin çözüm olduğunu belirten Erdik, “Dünya modüler yapı tekniğini kullanıyor. Türkiye’de bunu yapacak teknolojiye sahip olan çok sayıda firmalarımız var. Çok büyük hastane, okul gibi binaları bile modüler olarak yapmak mümkün. Devlet öncelikle bu konuda talep yaratmalı. Deprem sonrası can kaybını en aza indirmek için çok hızlı olmak, imkanları optimal kullanmak zorundayız. İstediğimiz performans kriterlerini doğru koymak lazım. İstanbul için istediğimiz kriter, deprem sonrasında bina sağlam kalsın değil binada can kaybı olmasın.”