Ergen, eğitimin temel yerinin okul olduğunu belirterek, “Uzaktan eğitim ile mesleksel yeterliliği karşılayamayız. Zira yüz yüze eğitimin yerini öbür hiçbir prosedür tutamaz. Bilim, üniversite öğrencilerinin akranları ve hocaları ile etkileşimleri sonucunda üretilir. Sanal ortamda dikkate kıymet bir çıktı elde edilmez. Online ortamda tesirli bir tartışma, tenkit, laboratuvar, kişisel ve küme danışmanlığı ortamı oluşturulamaz.” sözlerini kullandı.
“Uzaktan eğitim gençleri korku ve gerilimle mezun ediyor”
Pandemi mağduru gençlerin özgüvenlerinin mesleksel yetersizlik derdiyle zedelendiğini söyleyen Ergen, “Bu da beraberinde işsizlik telaşını getiriyor. Uzaktan eğitim gençleri bilgi ve marifetle değil, dert ve gerilimle mezun ediyor. Üniversite gençliğinin yalıtılmışlığı; gençleri karamsarlığa, kedere, depresyona, tükenmişliğe, öfkeye ve amaçsızlığa mahkum ediyor.” dedi.
“Nereden baksanız zarar”
Ergen, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki internet altyapısı meselesinin eğitimde fırsat eşitsizliğine neden olduğunu ileri sürerek, şöyle devam etti:
“Bu karar eğitimde fırsat eşitsizliğine de neden oluyor. Sarsıntıdan ziyan görmeyen kentlerin ekonomik ve toplumsal yaşantısını da köreltiyor. Okudukları kentlerde çalışarak para kazanan öğrencilerimizi kayba uğratıyor. Etrafına ekonomik canlılık kazandıran üniversite ortamını bozuyor. Yabancı öğrencileri ülkelerine geri gönderiyor. Hem inanç sarsılıyor hem potansiyelimiz ziyan görüyor. Yani nereden bakarsanız bakın, ziyan. Her istikametten büyük bir kusur.”
“Eğitim ortamı iyileştirir”
Gençlerin konuta kapatılmaması gerektiğini belirten Ergen, “Depremin yaralarını üniversite ekosisteminde sararız. Eğitim ortamı öğrencilerimizi sosyalleştirir, geliştirir, sosyal-duygusal travmaları düzgünleştirir. Eğitim bir toplum için en değerli dayanışma ve birliktelik alanıdır, rehabilitasyon ortamıdır, ilerlemenin yoludur.” biçiminde konuştu.
“Yurtlar tahlil değil”
Ergen, Türkiye’de 209 üniversite ve 8 milyon 196 bin öğrenci olduğunu tabir ederek, “Bunların 200 bini yabancı asıllı. KYK yurtlarında kalanların sayısı ise yalnızca 678 bin. Bu durumda 678 bin kişilik barınma alanı, ülkemizin konuk meskenleri ve toplumsal tesislerinde ve fiyatları ödenerek otellerde sağlanabilir. Depremzede vatandaşlarımız meskenlerinden daha konforlu yerlerde konaklayabilir. Uzaktan eğitim kararından vazgeçilmelidir.” dedi.
Hibya Haber Ajansı