DEVA Partisi Eğitim Siyasetleri Başkanlığı, deprem sonrasındaki eğitim sürecine ait öğretmenlere tavsiyelerde bulundu. DEVA Partisi Eğitim Siyasetleri Lideri Mustafa Ergen, “Öğretmenlere herkesten daha fazla görev düşüyor” tabirlerini kullanırken, parti kurucularından Aydın Vilayet Lideri uzman psikolog Meltem Gürler görüntüyle öğretmenlere seslendi.
Çocukların hislerini oyunla anlattığını söyleyen Gürler,“Birincisi his düzenlenmesi marifetlerinin tamiri. Bu etapta, elimizde çok kıymetli bir aracımız vardır: Oyun. Oyun, çocukların lisanı, sözleri. Bilhassa travmada çocuklar iç dünyalarını, hislerini oyunla anlatıyor. Çocuğa oyun oynaması için alan açmak, ona kendini söz fırsatı vermek demektir. Oyun sayesinde çocuğun bu süreci nasıl anlamlandırdığını manaya fırsatımız oluyor. O da kendi hislerini tanımlayarak, o hislere temas ederek, yaşadıklarıyla baş etme istikametinde büyük bir adım atıyor.” diye konuştu.
Bu periyotta hedefimiz öğretmek değil iyileşmektir diyen Gürler, “Önceliğimiz çocukların hayata tutunmaları, ruh sağlıklarının iyi olması. Hemen öğretmeye odaklı bir tavra bürünmeyin. İhtiyaçları olan zamanları tanıyın. Ayrıca rutinleri sağlamak çok önemli. Hayatlarının rutinleri oturursa, kendilerini daha güvende hissetmeye ve hayatlarının ritmini bulmaya başlayacaklar. O yüzden rutinleri oturtun.” tabirlerini kullandı.
İkincisinin ego kaynaklarının tamiratı olduğunu söyleyen Gürler, şöyle devam etti:
“Tıpkı yetişkinlerde olduğu üzere, çocukların denetimlerinin hiç olamadığı bir süreç yaşadık, bu da egolarını zayıflattı. Kendilerini aciz, muhafazasız ve yetersiz hissediyorlar. Denetim hissini yine kazanmaları kıymetli. İşe vücuttan başlamak gerekiyor. Evvel kendi vücudunun farkında olmasını ve denetim edebildiğini fark etmesini sağlamak güzel gelecektir. Yeniden oyunlara başvuracağız. Bilhassa çocuğun ağır yaşadığı hisleri da dışa vurmasını sağlayacak, büyük hareketler yapabileceği oyunlar için imkan sağlayalım. Koşabildiği, zıplayabildiği oyunlar, vücudunun farkına varmasını ve denetim hissinin kuvvetlenmesini sağlar. Ortamın inançlı olması elbette çok değerli. Oyun süreci hem bu denetim hissini hem oynarken topu şu tarafa atmak, bu arkadaşına pas vermek üzere çeşitli kararlar vererek onu sonuca ulaştıracak, tahlil üretebilmesine fırsatlar sunar. Önümüz bahar. Çocuklarımızla birlikte vakit geçirin, oyunlar oynayın.”
Üçüncüsü, kişilerarası münasebetlerin tamiri. İtimat hissinin, zedelenmiş insan ve dünyaya dair görüşlerin onarılması gerekiyor diyen Gürler, “Çocukların hayatındaki kıymetli insanların sürekliliği hayati bir ehemmiyet taşıyor. Öğretmenler bu süreçte ebeveyn, bakım verenden sonra en kıymetli figür. Bu yüzden, birebir öğretmenle sürece devam etmeleri kritik. Sizi daima izlediklerini unutmayın. Siz de üzülebilirsiniz, ağlayabilirsiniz. Sizi görmeleri, bu hislerin yaşanmasının da olağan olduğunu kabul etmelerini sağlar. Doğal olmaktan vazgeçmeyin. Öyküler size yardımcı olacak. Terapötik, düzgünleştirici öyküler anlatın. Bazen ucu açık öyküleri, çocukların tamamlamasına müsaade verin. Onları cesaretlendirin.” dedi.
Dördüncüsü ve sonuncusunun da hayatının yine nasıl yapılandırılacağı olduğunu söz eden Gürler, “Hayata anlam katma, amaç bulma ve diğerlerinin iyiliğine katkıda bulunarak bağ kurma. Çocukların bir işe yaradıklarını fark ettirecek etkinlikler tasarlayın. Bir kediyi beslemek, çiçekleri sulamak gibi çok basit eylemler bile iyilik yapabildiğini düşünmesini sağlayacak ve kendini yararlı ve iyi hissettirecektir. İyilikte örnek olun.” halinde konuştu.
Hibya Haber Ajansı