UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Şanlıurfa‘nın Harran ilçesi, dünyada sadece 3 yerde bulunan konik kubbeli evleriyle ilgi çekiyor. Dışı balçıkla; içi ise yumurta akı, toprak, saman ve gül yağı ile elde edilen karışımla sıvanan evler, yazın serin kışın ise sıcak kalıyor.
1979 yılında arkeolojik ve kentsel sit alanı olarak kabul edilerek, günümüzde artık ev olarak kullanılmıyor.
Geleneksel konik kubbeli evlerin tarihi MÖ 6 bin yıl öncesine kadar uzanıyor. Mezopotamya, Ege ve Transkafkasya bölgelerinde kullanılan Kubbeli evlerin uzun yıllar boyunca tercih edilmesinin en önemli sebebi sıcak iklim koşulları. İçerisi son derece serin olan Harran evlerinde, kışın da tek bir soba yakarak neredeyse 20 odayı birden ısıtmak mümkün.
Harran evlerinde her kümbet bir odayı temsil ediyor; evlerdeki kubbe sayısından da ailenin maddi durumu hakkında yorum yapmak mümkün. Evlerdeki herkes birbirleriyle akraba olduğu için, odalar içeriden birbirlerine bağlı olarak inşa edilmiş. Hem içeriden hem de dışarıdan balçıkla sıvanan evler bu sayede daha da dayanıklı hale geliyorlar.
İç yükseklikleri yaklaşık 5 metre olan evler içeriden kemerler aracılığıyla birbirleriyle bağlandıkları için içeride daha geniş mekânlar elde ediliyor. Kimi zaman kubbelerin üzerleri açık bırakılarak hem buradan ışık girmesi sağlanıyor hem de içerideki soba dumanının dışarı çıkması hedefleniyor.
Konik çatılara sahip, taş yapıların neden böyle bir mimariyle yapıldıkları konusunda ise farklı rivayetler mevcut. Bir rivayete göre dönemin kralı, kendisinden izinsiz yerleşim yeri kurmayı yasakladığı için var olan evlerden yüksek vergi alınmasını emretmiş. Halk da buna çözüm olarak küçük kireç taşlarını harç koymadan üst üste yığıp yaptıkları evleri bulmuş. Böylece vergi memurları geldiğine evlerini kolayca yıkıp, gittiklerinde ise tekrar yapabiliyorlarmış.