Dünya üzerinde görenleri hayrete düşüren birçok farklı yer bulunuyor. Kimi insan eliyle meydana getirilmiş, kimi ise doğada nadir bulunan güzelliklerden…
Her birinin birbirinden garip hikayeleri bulunuyor. Yazıyı okurken ‘Nasıl ya?’ dedirtecek cinsten.
Yüzyıllardır gizemini koruyan Mısır Piramitleri, doğa harikası Kapadokya Peri Bacaları ve Meksika’da tüyler ürpertici �Bebek Adası gibi sıra dışı yerleri bu yazımızda derledik.
İşte detaylar…
Piramitlerin büyük çoğunluğu Eski Krallık ile Orta Krallık dönemlerinde firavunlar ve eşleri için anıt mezarlar olarak inşa edilmiştir.
Piramitler 20 ton ağırlığındaki taşlardan oluşmuştur. Ancak bu taşları temin edebilecek en yakın mesafe de yüzlerce kilometre uzaklıktadır. Taşların nasıl getirildiği konusunda kesin olmayan farklı varsayımlar bulunmaktadır.
Piramitlerin yapımından çalışan işçiler bu piramitlerin sırrını bildikleri için o dönemde öldürülmüştür.
Mısır’da 100 den fazla piramit vardır. Bunlardan bazıları;
Gize piramitleri, tarih boyunca ayakta kalan en eski piramitlerdir. Keops piramidi Gize’de bulunan ve en büyük piramit olma özelliğine sahip dünyanın 7 harikasından biridir.
Çin tarihinin en önemli sembollerinden biri olmasının yanı sıra, tüm dünya tarafından da kabul görmüştür. 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine eklenmiştir.
Seddin yıkılmış olan kısımlarıyla birlikte uzunluğu 8.851,8 kilometredir. Bugün ayakta duran kısım Ming Hanedanı devrinden kalan 2.500 kilometrelik settir. Ancak asıl inşaat, MÖ 221 ile MS 608 yılları arasında yapılmıştır. Bir diğer arkeolojik araştırmaya göre tüm kollarıyla birlikte toplam 21.196 km uzunluğa sahiptir.
Tarihçiler farklı görüşler öne sürmüşlerdir. Bunlardan bazıları:
Nevşehir’de bulunan Kapadokya’da peri bacalarının oluşumunda etkili olan, jeolojik zamanlardaki aktif volkanlardır. Aktif olarak lav püskürten yanardağlar iç denizi kurutmuş; bu lavlar kuruyan denizin çukurunda birikmeye başlamıştır.
Peri bacaları, yağmur, rüzgâr ve sel suları gibi doğal olayların tüflerden meydana gelen yapıyı aşındırması ile biçimlenen bir kaya oluşumudur. Aşınan yapı zamanla koni biçimini alır.
Herhangi bir insan eli ile yapılmadığı, tamamen doğa tarafından oluştuğu için, bu bölgede perilerin yaşadığına inanılırmış.
Rusya’nın Kamçatka Yarımadası’ndaki Mutnovksy Yanardağı civarında bulunan bir kaplıcanın sıcak suları, yakınlardaki bir buzulun içini delmiş ve ortaya muhteşem bir buz mağarasını çıkmış.
Yarımadanın eğimli yüzü sayesinde, Mutnovsky volkanının lavları, buzul mağarasının yatağı boyunca akarak donmuş. Gün ışığı ise ince bir buzul tabakası tarafından filtreleniyor.
Şanlıurfa’da bulunan Göbeklitepe, yapılma tarihinin MÖ 10.000’li yıllara uzanması sebebiyle dünyanın en eski yerleşimi olarak kabul görüyor.
Tarih öncesi insanın inanç dünyasını yansıtan, animist figürlerle zenginleştirilmiş tapınaklar Göbeklitepe’yi arkeoloji tarihinin en önemli keşiflerinden biri olmasını sağlamıştır.
Yerel halk, Göbeklitepe hakkında bazı ilginç görüşlere sahiptir. Anlatılana göre, Göbeklitepe keşfedilmeden önce çocuğu olmayan kadınlar bu tepeye gelip dua ediyorlarmış. İşin ilginç kısmı; Göbeklitepe’deki sütunlardan birinde doğum yapan kadın figürü bulunuyor. Bu figür, dünyadaki en eski doğum yapan kadın figürü olarak biliniyor.
Bolivya’nın La Paz bölgesinde halk arasında ‘Ölüm Yolu’ olarak da bilinen ‘Kuzey Yungas’ yolu, dünyanın en tehlikeli yollarından biri olarak anılıyor.
Bir araç genişliğinde ve üzerinde seyahat eden araçları korumak için gerekli korkulukları bulunmayan yolda, yaklaşık 200’den fazla ölüm yaşandığı belirtiliyor.
Yola alternatif bir rota yapıldıktan sonra bu yol, turistler için bir cazibe merkezi haline gelmeye başladı.
İlginizi Çekebilir: Türkiye’de bu yerlere girmek yasak!
İtalya’da bulunan bu açık mezar, ailelerin yakınlarını tekrar görmeleri için tasarlanmıştı. Ancak zamanla iskelete dönüşen ölüler kötü bir görüntü oluşturdu. Şimdiyse bir müze gibi kullanılan Catacombe dei Cappuccini, turistler tarafından ziyaret ediliyor.
La Isla De Las Muñecas ya da Bebek Adası olarak bilinen Meksika’daki bu tüyler ürpertici ada; bir gece boğularak ölmüş genç bir kızın ruhunun yaşadığı düşünülen oyuncak bebeklerle dolu! Adanın her yeri yüzlerce oyuncak bebekle kaplı. Kirli elbiseleri, dolaşık saçları, yuvalarından fırlamış gözleri, kopuk kol ve bacaklarıyla bu bebekler oldukça korkutucu…
Natron Gölü’nün yüksek alkalin değerinden ötürü dokunan her hayvanın birdenbire taşlaştığı ve öldüğü iddia ediliyor.
Göl sodyum karbonat gibi mineraller ile zengindir. Bu nedenle bu gölde ölen hayvanlar çürüyüp dağılmak yerine kalsiyumla kaplandığı söyleniyor. �
İlginizi Çekebilir: Google Earth bulunan gizemli yerler ve koordinatları: