Bu yazı, tüm istatistikleri altüst eden, sınırlayıcı inançları yerle bir eden ve modern girişimcilere ilham kaynağı olmuş olağanüstü bir kadının hikayesini anlatıyor: Marie Curie.
Hikayesi 1867'de, Rus işgali altındaki Polonya'da başlar. Marie Sklodowska, bilime tutkun bir kadın olarak, o dönemde imkansızı hayal ediyordu.
Babası fizik öğretmeni olmasına rağmen aile yoksuldu. Zekanın bir lüks sayıldığı bu zorlu ortamda, başarıya ulaşmak için diğerlerinden katbekat fazla çalışmak gerekiyordu.
Marie, adeta lanetlenmiş gibi, köşeye sıkışmış ve tek çıkış yolunun önündeki her şeyi aşmak olduğunu bilen bir hayvan azmiyle çalıştı.
Nöronları kanayana kadar bilgiye olan takıntısının peşinden gitti.
Paris'e giderek Sorbonne'a kabul edildi. Ancak bu başarının bedeli ağırdı: açlık, soğuk, yalnızlık. Buz gibi bir çatı katında yaşadı, mum ışığında ders çalıştı ve çoğu zaman yemek parası olmadığı için kitaplarının üzerinde uyudu. O dönemde kadınların "istilacı" olarak görüldüğü bir üniversitede ve küçümseyici bir toplumda hayatta kalmayı başardı. Nefrete cevabını birincilikle tamamladığı diplomasıyla verdi.
Hayatının dönüm noktalarından biri Pierre Curie ile tanışması oldu. Aşkları, romantik komedilerden farklıydı. İkisi de sadece tek bir şeye tutkundu: araştırmaya. Pis bir laboratuvara kapanıp yıllarca tonlarca pechblende (uranyum minerali) ile çalışarak radyoaktif elementler olan radyum ve polonyum'u izole etmeye çabaladılar.
Bu devrim niteliğindeki keşif, o dönemde radyoaktivitenin vücut üzerindeki etkileri bilinmediği için Marie'nin yavaş yavaş zehirlenmesine neden oldu. Araştırma defterleri bugün bile eldivensiz elle tutulamayacak kadar radyoaktiftir.
1903 yılında, ilk Nobel Ödülünü kazanan ilk kadın oldu. Ancak ödül başlangıçta sadece kocasına layık görüldü. 1903'te bir kadının Nobel kazanması hala şaşkınlıkla karşılanıyordu. Pierre Curie'nin onurlu duruşu sayesinde Marie de ödüle dahil edildi.
Sekiz yıl sonra, ikinci Nobel Ödülünü kazandı. Bu kez yalnızdı. Bu, mutlak bir rekordu.
Marie Curie, tanınma peşinde değildi. O, gerçeğin amansız bir arayıcısıydı. Zenginlik ve ikonluk, yaptığı işin doğal bir sonucuydu.
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsanız, acıya hazırlıklı olun. Küçümsenmeye, hakarete uğramaya, unutulmaya hazırlıklı olun. Yaptığınız işin çalınmasına, kredilerin başkalarına verilmesine hazırlıklı olun. Ama devam edin. Çünkü zaman, herkesin gerçek yerini gösterecektir.
Başarılı Olmak İstiyor Musun? Marie Curie'den Öğütler:
Gölgede çalış. Işık sonra gelir. Özverili ve görünmeyen çabaların meyvesi zamanla alınır.
Doyumsuz ol. Marie Curie, "tamam, yeterince yaptım" demedi. Sürekli öğrenmeye ve gelişmeye odaklanın.
Gerçekleri ara, onay değil. Saygı, bunu dayattığınızda gelecektir. Doğruluğa odaklanın, popülariteye değil.
İzin alma. Al. Fırsatları beklemeyin, onları yaratın ve harekete geçin.
Bedelini öde. Gerçek büyüklük, düşük maliyetle elde edilmez. Başarı için fedakarlık yapmaya hazır olun.