"Family temizlik" kapsamında "iç ve dış temizlik" için emânet edilen bu bedenin, iç temizliğini beceremiyoruz mâdem;
Hiç değilse, dış temizliğini bâri yapabilsek de dış temizlik ücretini alabilsek!
Bana sözü olan duvâra,
Dünyâya sözü olan bana dönsün!
Kolları göğsünde bağlı duranlarda fıtık; elleri göbeğinde bağlı duranlarda kamburluk olurmuş.
Dik durmak, disk kayması ve fıtık yapabilir; Ama zelil, sefil, parya, madara ve maskara yapmaz!
Fıtık olanlara selâm, kambur olanlara yazıklar olsun!
Bütün TV dizilerinde hasbelkader yer verdikleri güzel, doğru ve hikmetli sözler ile hakîkatleri:
*Ya deli, dîvâne ve meczuplara,
*Ya da elini ayağını dünyâdan çekmiş, ununu elemiş ve eleğini asmış, gençlikte yaptıklarını affettirme derdine düşmüş yaşlılara
Söyletiyorlar.
Ula; bütün bunları haykıracak hiç mi akıllı, genç ve delikanlı bir adam yok bu Ülke'de?
Ama ruhsatlı ama kaçak, fark etmez!
Ama defîneci ama arkeolog ama hurdacı ama hırsız; fark etmez!
Birileri gönlümde:
*Kazı yapsa da defîneleri ortaya çıkartsa!
*Yıkım yapsa da enkâzı alıp götürse!
Boş adamların, boş lâfların ve boş hayallerin geri dönüşümü;
Kırılan kalplerin ve yıkılan dünyâların kentsel dönüşümü
De, mümkün müdür ki?
Hani, hiç değilse sonradan işe yarasalar diyorum!
Kimi şeylerin değeri yoktur, beş para etmez: Onlar, haddini de kendini de hiç bilmez!
Kimi şeylerin taban ve tavan fiyâtı vardır: Onlar, haddini hiç bilmez, kendini çok iyi bilir!
Kimi şeylere pahâ biçilmez: Tabiî ki; o haddini bilir, kendini bilmez!
Vurduktan sonra, önden mi arkadan mı vurduğu çok mu önemli?!..
Araplar arkadan vurdu da Batı alnımızdan mı öptü??!
Önden vurana “orantısız aşk”, arkadan vurana “orantısız kin” beslemek de nedir?..
"Orantılı ahmaklık", böyle bir şey işte!
Dilenci:
-Amca, bir şey sorabilir miyim?
Amca:
-Ben de yabancıyım, hastayım ve borçluyum!
"Servet" diye gördüklerimiz, "sermâye" diye gördüler ya bizi..
Acı olarak yetti de arttı bile bize!..
Fârenin kızıl elması, ancak bir dilim peynirdir.
Bana kızıl elmanı söyle, sana kim / ne olduğunu söyleyeyim!
Balıkçı 3 arkadaş; Keban Barajı Gölü’nde, oltayla, 157 cm boyunda ve 46,81 kg ağırlığında Fırat turnası yakaladı.
Oysa, hepi topu ya bir solucan ya da 10-15 gr et / ekmek vardı oltanın ucunda..
Tamahkârlık etmeseydi eyiydi!
Turna balığı, dünyânın en pahâlı atıştırmalığını yedi ve hesâbı da cânıyla ödedi!
NOT:
*"Sanat, Hak ve halk içindir!" düstûruyla, elimiz ve dilimiz döndüğü kadar bir şeyler yazmaya çalışıyoruz.
*Bu nedenle, yazı ve şiirlere yönelik yorumlarınız biz yazarlar için çok değerli!
*Yüz yüze ve telefonla görüşmelerde veyâ gazetedeki yorum bölümünde yorumda bulunan dostlara çok teşekkür ederim!
Yaşlı amca mevzuyu iyi çözmüş :)
Yazının devamında nerelere vurgu yaptığını daha iyi öğrenmiş olacağız..kolaygelsin