İstanbul, kendine has büyüsü ve zengin kültürel çeşitliliğiyle dünya çapında birçok gezginin hayalini süsleyen bir şehir. Özellikle bu güzel şehir; sayısız edebi esere ilham kaynağı olmuş ve birçok ünlü yazarın yaşamına ev sahipliği yapmıştır. İstanbul’da edebiyatın izlerini sürmek ve yazarların dünyasına adım atmak isteyenler için bu şehirdeki müzeler, gerçek bir arşiv niteliğindedir. İşte İstanbul’da edebiyatseverlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken müzeler ☺????✏????
Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, kurulduğu günden bu yana sağladığı koleksiyonlarla kadın tarihine ışık tutmayı amaçlamış, aynı zamanda uluslararası bilgi ve belge koruma standartlarına uygun hizmet vermeyi önemsemektedir. Vakıf, arşiv ve koleksiyonlarında yer alan nadir ve özgün eserlerin korunması, düzenlenmesi, kullandırılması ve geleceğe aktarılması işlevini gerçekleştirerek, farklı alan ve disiplinlerde araştırmalar yapan yerli ve yabancı sosyal bilimciler, üniversite öğrencileri, akademisyenler, gazeteciler, uluslararası kadın kütüphaneleri, ulusal ve uluslararası kadın örgütlerine hizmet sunmak amacıyla hizmet vermeye devam etmektedir.
Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk’un hem yazdığı bir roman hem de yaptığı bir müzedir. Pamuk 1990’lardan itibaren romanı ve müzeyi baştan beri birlikte düşündü. 1974 ile 2000’lerin başı arasında geçen aşk romanı, biri zengin diğeri orta halli iki aile üzerinden geçmişe dönüşler ve hatıralarla birlikte 1950-2000 arası İstanbul hayatını anlatıyor.
Müzede ise romanda anlatılan kahramanların kullandığı, giydiği, işittiği, gördüğü, biriktirdiği, hayal ettiği şeyler dikkatle düzenlenmiş kutu ve vitrinlerde sergileniyor.
Müzeden zevk almak için romanı okumaya gerek yok. Tıpkı romandan zevk almak için müzeyi gezmeye gerek olmadığı gibi. Ama romanı okuyanlar, müzenin çeşit çeşit anlamını daha iyi kavrayacakları gibi, müzeyi gezenler de, romanı okurken fark etmedikleri pek çok şeyi görecekler. Roman 2008 yılında yayımlandı, müze ise 2012 baharında açıldı.
Şair Tevfik Fikret`in 1906-1915 yılları arasında yaşadığı ev Aşiyan Müzesi olarak hizmet vermektedir. 1940 yılında eşi Nazime Hanım`dan İstanbul Belediyesi tarafından satın alınıp, 1945 yılında Edebiyat-ı Cedide Müzesi olarak açılmıştır. Daha önceleri Eyüp mezarlığında bulunan naaşı, 1961 yılında doğal görünümü ile çok beğendiği bu bahçeye nakledilmiş ve bu tarihten sonra müze “Aşiyan Müzesi” adını almıştır.
Tevfik Fikret, evinin projelerini kendisi çizmiş, Farsça “yuva” anlamına gelen aşiyan kelimesini de buraya isim olarak koymuştur.
Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi, adını Türk romancı, öykücü ve şair Ahmet Hamdi Tanpınar’dan alan bir edebiyat müzesi ve arşividir. İstanbul’da bulunan müze Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kurulmuş olup 12 Kasım 2011 tarihinde ziyaretçiye açılmıştır.
Kitaplarının telif hakkını ve mal varlığını Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlayan Türk hikâyeciliğinin öncülerinden Sait Faik Abasıyanık’ın Burgazada’da yaşadığı ve pek çok hikâyesini kaleme aldığı köşkü, çağdaş müzecilik anlayışıyla ziyaretçilerini ağırlıyor.
Orhan Kemal Müzesi, Orhan Kemal’in anısını yaşatmak üzere İstanbul-Beyoğlu’nda kurulan müzedir. Müzede yazarın fotoğrafları, kitaplarının orijinal ilk baskıları, mektupları, özel eşyaları bulunmaktadır. Üç katlı bu binada ayrıca bir kitaplık ve alt katta İkbal Kahvesi adında bir kahve bulunur.
Özgen Berkol Doğan Bilimkurgu Kütüphanesi 2007 yılında aramızdan ayrılan genç bilim insanı Özgen Berkol Doğan’ın anısını yaşatmak üzere, 2012 yılı Aralık ayında kurulmuş, Türkiye’nin ilk ve tek bilimkurgu kütüphanesidir.
Pazartesi günleri hariç haftanın her günü 10:00 – 19:00 saatleri arasında açıktır.
Kemal Tahir Evi – Kütüphanesi, İstanbul’ un Anadolu Yakası’nda yer alan ilçesi Kadıköy’ e bağlı Şaşkın Bakkal’ da bulunmaktadır.
Yazarın hayatının son yıllarını geçirdiği bu evde Kemal Tahir’ in kitaplığını, çalışma masasını, daktilosunu, yatağını, o meşhur kalın çerçeveli gözlüğünü, piposunu, saatini, Nazım Hikmet’ e ait daktiloyu, mektupları ve diğer kişisel eşyalarını görmeniz mümkün.
Siyah kalın çerçeveli gözlükleri ve piposu ile hafızlara kazınmış olan bir hakikat arayışçısı olan Kemal Tahir’ in son çalışmalarını yaptığı, hayata gözlerini yumduğu bu evi ziyaret ederseniz kahverengi koltuk ve kitaplığın olduğu salonun bir köşesinde duran Nazım Hikmet’ in daktilosunu görebilirsiniz.
Kemal Tahir’in müze evinde ona ait yaklaşık 9000 kitap, el yazmaları, kullandığı daktilosu, çalışma masası, çeşitli zamanlarda çekilmiş fotoğraflar, Nazım Hikmetin Oliver marka daktilosu ve ödüllerini de görebilir ve inceleyebilirsiniz.
