Mart ayında TÜFE beklentilerin altında yüzde 2,29 oranında artış gösterirken, yıllık bazda TÜFE Şubat ayındaki yüzde 55,18 düzeyinden Mart ayında yüzde 50,51 düzeyine geriledi. Besin enflasyonu yıllık bazda yüzde 69,33 düzeyinden yüzde 67,89 düzeyine, çekirdek enflasyon ise yüzde 50,6 düzeyinden yüzde 47,4 düzeyine geriledi. Geçen yılın tıpkı periyodunda aylık bazda yüzde 5,46 olarak açıklanan enflasyon sonrası, baz tesiri kaynaklı olarak enflasyon son üç ayda olduğu üzere Mart ayında da gerilemeye devam etti.
ÜFE ise aylık bazda yüzde 0,44 artış gösterirken, yıllık artış bir evvelki aydaki yüzde 76,61 düzeyinden Mart ayında yüzde 62,45 düzeyine gerilemiş oldu.
TÜFE tarafında aylık bazda eğitim yüzde 6,30, lokanta ve oteller yüzde 3,85, besin ve alkolsüz içecekler yüzde 3,84 artış gösterirken, Mart ayında düşüş gösteren tek küme yüzde 1,92 ile giysi ve ayakkabı oldu.
ÜFE tarafında ise en fazla artış yüzde 4,64 ile besin eserleri, yüzde 4,12 ile fabrikasyon metal eserler, makine ve ekipmanlar hariç eserleri, yüzde 3,78 ile ağaç ve mantar eserleri olurken, Mart ayında düşüş gösteren kümeler yüzde 13,28 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme, yüzde 4,75 ile kok ve rafine petrol eserleri, yüzde 0,68 ile ham petrol ve doğal gaz oldu.
Beklentilerin altında gelen enflasyon verisi sonrasında BİST100 endeksindeki satış baskısı da devam etti. 60 g HO’nun altında yaklaşık 11 gündür seyrini devam ettiren endeks küresel piyasalardan da negatif ayrışıyor. Küresel taraftaki bankacılık krizi, seçime yaklaşılma sürecindeki belirsizlik sonrasında KKM’de üst faiz sonunun kaldırılması haberi ve enflasyon tarafındaki geri çekilme ile alternatif getiri arayışında farklı enstrümanların ön plana çıkabileceği görüşü ile endeksteki geri çekilme devam ediyor.
Yurt dışı piyasalarda ise bankacılık krizi hakim. Her ne kadar majör Merkez Bankaları faiz kararlarında agresifliğe ya da şahin telaffuzlara devam edip bankacılık krizi yok dese de gelen haberler telaşları de beraberinde getirmeye devam ediyor. UBS’in Credit Suisse’yi satın alması, Deutsche Bank’ın karlılığının güçlü olması ve AB başkanlarına Lagarde’nin bankacılık sisteminin güçlü olduğunu anlatması kısa vadeli küresel piyasaları rahatlatsa da İsviçre Federal Savcısının Credit Suisse'nin UBS tarafından devralınmasına soruşturma açması da soru işaretlerinin beraberinde getiriyor. Ayrıyeten piyasa beklentisi nakdî genişleme telaffuzları iken şahin tavra devam edilerek piyasaları şoka uğratan Merkez Bankaları akabinde ABD’li yetkililer geçen hafta Salı günü son yıllarda görülen en büyük revizyonun çerçevesini çizerek bankacılık bölümünü yakından takip edeceklerini gösterdiler. Son haftalarda bankacılıkta yaşanan meseleler FED’in agresif para siyaseti duruşunu sürdüreceğine dair beklentilerin azalmasına da neden oluyor.
Son TCMB Toplantısında siyaset faizinde beklentilere paralel formda faizde değişikliğe gitmedi. Karar metninde liralaşma ve küresel enflasyon sorunu ile yurt dışı para siyasetlerine dikkat çekildi. TCMB Genel Kurul’unda konuşan Kavcıoğlu ‘Liralaşma siyaseti sayesinde finansal istikrar potansiyel üretimi desteklemeye devam edecek. Enflasyonda kalıcı düşüş sağlanacaktır’ açıklaması yaparken, sarsıntının tesirleri ile enflasyon kanadı yakından takip edilmeye devam edecek. Sanayi Üretim ve İmalat PMI’deki yükseliş düşünülürse 27 Nisan’daki PPK toplantısında faiz değişikliği ön görmüyoruz.
Kaynak: İnfo Yatırım
Hibya Haber Ajansı