Şubat ayında TÜFE beklentilerin altında 3,15 oranında artış gösterirken, yıllık bazda TÜFE Ocak ayındaki yüzde 57,68 düzeyinden Şubat ayında yüzde 55,18 düzeyine geriledi. Besin enflasyonu yıllık bazda yüzde 71,00 düzeyinden yüzde 69,33 düzeyine, çekirdek enflasyon ise yüzde 53 düzeyinden yüzde 50,58 düzeyine geriledi. Geçen yılın tıpkı periyodunda yüzde 4,81 olarak açıklanan aylık bazda enflasyon sonrası, baz tesiri kaynaklı olarak enflasyon son iki ayda olduğu üzere Şubat ayında da gerilemeye devam etti.
ÜFE ise aylık bazda yüzde 1,56 artış gösterirken, yıllık artış bir evvelki aydaki yüzde 86,46 düzeyinden Şubat ayında yüzde 76,61 düzeyine gerilemiş oldu.
TÜFE tarafında aylık bazda besin ve alkolsüz içecekler yüzde 7,36, eğitim yüzde 5,69, lokanta ve oteller yüzde 4,07 artış gösterirken, şubat ayında düşüş gösteren kümeler yüzde 0,43 ile alkollü içecek ve tütün, yüzde 1,76 ile giysi ve ayakkabı oldu.
ÜFE tarafında ise en fazla artış yüzde 6,89 ile elektrikli teçhizat, yüzde 4,98 ile başka madencilik ve taşocakçılığı eserleri, yüzde 4,69 ile basım ve kayıt hizmetleri olurken, şubat ayında düşüş gösteren kümeler yüzde 0,69 ile metal cevherleri, yüzde 1,46 ile kok ve rafine petrol eserleri, yüzde 6,78 ile elektrik, gaz ve buhar iklimlendirme oldu.
Yurt içinde beklentilere paralel sayılabilecek gelen enflasyon verisi sonrasında endekste yüksek volatilite gerçekleşmedi. Deprem tesirlerinin endeksteki yaraları regülatör kararları ve yurt içi haber akışlarına bağlı olarak sarılmaya devam ederken, bilanço devrinin son günlerine yaklaşıldığı bu devirde şirket karlılıkları endekse katalist tesiri yarattı.
Yurt dışı piyasalarda ise Fed meçhullüğü hakim. ABD’de Türkiye’de deprem tesiri nedeniyle sağlıklı fiyat oluşumlarının olmadığı ve piyasaların kapalı olduğu haftada gelen enflasyon datalarının beklentilerin üstünde kalması, 50 baz puan faiz artırımına tekrar dönülebileceği iletilerine neden oldu. Fed’in enflasyon iddialarında değerli bir rolü olan PCE verisinin de beklenti üstü kalması enflasyonist riskleri tetikledi. Dolar endeksi ve tahvil faizleri yükselirken, risk iştahında istikamet arayışı sürüyor. Makroekonomik bilgiler akabinde bir sonraki ay Fed’in 25 baz puan faiz artırma ihtimali yüzde 71,’e gerilerken, 50 baz puan artırım ihtimali yüzde 29’a yükseldi. Dün İşsizlik Maaşı Müracaatlarındaki geri çekilme de istihdamdaki güçlü seyri ön plana koyarken, istihdam piyasalarının üst istikametli seyri iç talebe bağlı olarak ABD’de geri çekilen enflasyonu baskılayabilir.
Son TCMB Toplantısında siyaset faizinde 0 ya da 100 puan indirim beklentilerinin olduğu periyotta Merkez tarafından 50 baz puan faiz indirimine gidildi. Karar metninde zelzelenin tesirleri ile enflasyon kanadının yakından takip edileceği belirtilirken, ekonomik aktivitelerin olumsuz etkilenmesi/etkilenecek olması ile finansal şartların destekleyici olması maksadıyla 50 baz puan faiz indirimi olduğu belirtildi. Deprem tesirlerinin yılın birinci yarısındaki izlerinin izleneceği düşünülürse finansal şartların desteklenmesi şartı ile 23 Mart’taki PPK toplantısında 50 baz puan indirim olacağını ön görüyoruz.
Kaynak: İnfo Yatırım
Hibya Haber Ajansı