Üsküdar Üniversitesi Sıhhat Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Etraf Sıhhati Programı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, deprem bölgesindeki enkazların insan ve etraf sıhhatine uygun halde bertaraf edilmesi gerektiğine ait değerlendirmede bulundu.
“Enkaz atık miktarı çok fazla”
Ülkemizi derinden sarsan Kahramanmaraş zelzelelerinin pek çok vilayetimizi ve bu vilayetlerde yaşayan 13 milyonu aşkın insanı direkt etkilediğini kaydeden Dr. Ahmet Adiller, “Depremden yüksek oranda etkilenen illerde yaşamın tekrar kurulması nihai hedeflerin başında gelmektedir. Bu hedefin gerçekleşmesi için söz konusu yerleşim alanlarında yıkılan yapılara ait atıkların uzaklaştırılması ilk adımı oluşturmaktadır. Depremin şiddeti, yayıldığı alan ve yıkılan bina sayısı göz önünde bulundurulduğunda işlenmesi gereken enkaz atık miktarının çok olması öngörülmektedir.” dedi.
Bu atıkların öncelikle süreksiz depolama alanlarına alınması gerektiğini söz eden Dr. Ahmet Adiller, “Bu atıklar mevcut geri dönüşüm ve bertaraf tesislerinde de işlenebilir. Ancak bu büyüklükteki bir atığın geri dönüşüm için işlenmesi ve geri dönüştürülemeyen kısmının bertaraf edilmesi mevcut tesislerin kapasitesinin taşıyabileceğinden daha yüksek bir yük getirebilir. Bu yüzden enkaz atıkları bu tesisler yerine alternatif olarak oluşturulacak bir geçici depolama alanına alınmalıdır.” diye konuştu.�
“Geçici depolama alanları su kaynaklarına uzak olmalıdır”
Geçici depolama alanlarında olması gereken özelliklere de dikkat çeken Dr. Ahmet Adiller, “Bu alan bölgesel su kaynaklarının yer almadığı, karayoluyla rahatlıkla ulaşılabilecek, fay çizgisi üzerinde bulunmayan ve sağlam bir yere sahip olmalıdır. Bu alanın belirlenmesi ve bilhassa taban için gerekli ön hazırlıkların yapılmasından sonra enkazın süratli bir halde bu alana taşınması gerekmektedir. Zira enkazın kaldırılmadığı her gün enkaz içerisinde kalan organik unsurun bozunması ile çevresel bir sıhhat riski oluşmaktadır ve bu sıhhat riski bölgede bulunan vatandaşlarımızı ve canlıları tehdit etmektedir.” ikazında bulundu.
“Eski yapılarda asbest riski bulunuyor”
İnşaat yıkıntıları ya da hafriyat atıklarının günümüzde çevresel olarak risk faktörü düşük olan ve inert ismi verilen atıklardan olduğunu kaydeden Dr. Ahmet Adiller, “Ancak geçmişte üretilen pek çok yapı malzemesi asbest gibi çevre ve insan sağlığına zarar veren içeriklere sahiptir. Ayrıca deprem gibi afetler sonucunda yıkılan yapılarda, yapının hammaddesi olarak kulanılmayan ancak içerisinde depolanan pek çok tehlikeli madde bulunabilir.” formunda konuştu.�
Bu yüzden enkazı kaldırılan yapının kullanım maksadının da bilinmesi ve enkaz kaldırma çalışmalarının ona uygun olarak kaldırılması gerektiğini tabir eden Dr. Ahmet Adiller, “Kaldı ki enkazın kaldırılması sırasında etrafa yayılacak olan toz bile içerisinde herhangi bir kanserojen ya da tehlikeli bir madde barındırmasa da insan sağlığına oldukça zararlıdır.” sözlerini kullandı.
“Spreyleme yapılmalı, maske kullanılmalı”
Enkaz kaldırılması sırasında ortaya çıkan tozların da sıhhat açısından pek çok sakıncalar oluşturabileceğini tabir eden Dr. Ahmet Adiller, “Ayrıca enkazın kaldırılması sırasında kanserojen ve tehlikeli maddelerin büyük bir kısmı da solunum yoluyla taşınacağı için, havaya kalkan tozlar bu maddelerin taşınmasına da sebep olacaktır. Bu yüzden enkaz kaldırma sırasında günümüzde inşaatların hafriyat aşamasında da yapılan spreyleme ve maske kullanımı toz yayılımını minimize ederek insan ve canlı sağlığını koruyacaktır.” tavsiyesinde bulundu.
“Atıklar özelliklerine ve risk seviyelerine göre ayrılmalıdır”
Enkazın kaldırılması ve süreksiz depolama tesisine taşınması sonrasında ise bu atıkların özelliklerine ve risk düzeylerine nazaran ayrılması gerektiğini tabir eden Dr. Ahmet Adiller, “İnşaat yıkıntı atıklarının büyük bir kısmı geri dönüştürülerek tekrar kullanılabilir özelliktedir. Ancak bu atıklara karışmış ya da bulaşmış olan pek çok tehlikeli madde ya da atık bulunabilir. Bu yüzden deprem bölgesindeki atıkların toplanması ve işlenmesi konusunda detaylı bir inceleme ve iyi bir planlama yapılması oldukça önemlidir.” diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı