... Ev hanımlarına, asgari ücret
. Kadınlar çalışmazlarsa ne olur?
Aslında her erkeğin mimarı kadındır. Annesidir, eşidir, öğretmenidir.
Kadınlarımız, çalışmaya mecbur bırakılmamalı.
Ancak kendi istekleriyle çalışmak istediklerinde, asıl ilgi ve mesuliyet alanlarında çalışmaya teşvik edilmeli.
Kadınlar,çalışma hayatından genel olarak çekilirlerse, işsizlik %98 oranında biter.
Kadınlar, kendilerine özel ve uygun branşlarda (ana okulu öğretmenliği, kadın ve çocuk doktorluğu, öğretmenlik, sanatçı, muhtarlık vs. onlarca sektörde) çalışırlarsa bu çok daha uygun ve doğru bir iş hayatı düzenlemesi olur ve iş hayatına nitelik kazandırır.
Kadının evinden çıkıp, çalışma hayatına girmesindeki temel gerekçe, ekonomik yaşamdaki zorunluluklardan, mecburiyetlerden kaynaklanmaktadır.
Yani ilk iş olarak kadınlarımızın ekonomik olarak destelenmesi,güçlendirilmesi gerekmektedir.
İşsizliğin en önemli çarelerden biri,
Kadınlarımızın,çalışma hayatından, itibar ve kadınlıklarına uygun sektörler haricinde, kendilerine pekte uygun olmayan çalışma konularından çekilmesi olacaktır.
Ve böylece;
· Kadın özgürlüğüne kavuşur
· Aile hayatı güçlenir.
· Boşanmalar azalır.
· Mutluluk ve huzur yaygınlaşır.
· Kadın,kadınlığını yaşar.
· Daha iyi nesiller yetişmeye başlar.
· İş yerlerinde, erkeklerin tacizinden kaynaklı fuhuş ciddi oranlarda azalır.
· Anarşi ve şiddet azalır.
· Asayiş düzelir.
· İnsani ilişkiler zenginleşir.
· Daha çok erkek, daha iyi şartlarda çalışma imkânı bulabileceği için
· Kahveler boşalır.
· Moraller yükselir.
· Hayat fıtrata döner ve güzelleşir.
Kadınlar iş hayatına değil – ev kadınlığına teşvik edilirse; toplum huzur bulur.
Ama lafla değil, maddi imkânlar sunarak, sağlayarak.
Çocuğuyla,eşiyle, eviyle ilgilenmek, toplumsal hayata katkı açısından, iş hayatında çalışmaktan çok daha değerli bir katkıdır.
Ve dolayısıyla kadın erkeğin ekonomik baskısından da kurtarılmalıdır.
Ev hanımı bir kadın çok şeydir.
· Annedir,
· Eştir,
· Öğretmendir,
· Eğitmendir,
· Aşçıdır,
· Temizlikçidir,
· İç işleri bakanıdır,
· Ev ekonomisi uzmanıdır,
· Çocuklarının ve hatta eşinin heykeltraşı, mimarıdır,
. EV HANIMLARIDA EN AZ ASGARİ ÜCRET KADAR AYLIK VERİLMELİDİR –
Her ev hanımı, devlet tarafından özel eğitimden geçirildikten ve yeterlilik sertifikası/belgesi aldıktan sonra, yaşadığı mahallesinde, çalışan komşu ailelerin çocuklarına kendi evinde – kameralarla canlı takip imkânıyla- anaokulu hizmeti verebilir.
Böylece toplumda çok sıkıntı oluşturan çalışan kadınların çocukları ve ev hanımlarının sosyal hayata aktif katkısı ve ekonomi meselesi – çok nitelikli bir biçimde çözüme ulaştırılır.
Eski mürebbiye mantığı gibi.
Böyle ek hizmet veren, üreten kadınlara asgari ücret + ek ücret verilecek ve her kadının ek ücret alabileceği becerileri geliştirmesi teşvik edilecek.
Mesela süt anneliği de bu yeni ek hizmetler arasında yer alabilir.
Böylece mutlu, huzurlu aileler oluşur ve nitelikli nesiller yetişir.
. Devlet ev kadınlarına –
Evleriyle ilgilendikleri için (iç işleri bakanı),
Ev ekonomisini en güzel şekilde idare ettikleri için (işletmeci),
Çocuklarını yetiştirdikleri için (özel öğretmen),
Topluma iyi insan kazandırdıkları için (pedagog),
Yemek yaptıkları için (aşçı),
Temizlik yaptıkları için (hizmetli),
Eşlerini motive ettikleri için (psikolog),
Vs. onlarca hizmeti aşk ile – mükemmelce icra ettikleri için –
1.ev hanımlığı maaşı vermelidir ki: bu, en az asgari ücret olmalıdır.
2.yirmi yıl ev hanımlığı yapan her kadın ki – çok yıpratıcı – en üst maaştan emekli edilmelidir.
3.ve her türlü sosyal hakkı, evlenir evlenmez sunulmalıdır.
Tüm bu işleri ve dahasını mesai mefhumu olmaksızın ve bugüne dek tek kuruş maaş almaksızın yaptıkları için Nobel insanlık – sevgi ve şefkat ödülü,
Her kadına tek tek verilmelidir.
Çünkü kadınlarımız,huzurun, mutluluğun, şefkatin, sevginin taa kendisidir.
Çünkü; yuvayı dişi kuş yapar.
‘Yuvayı Dişi Kuş Yapar atasözü, kurulan bir yuva içerisinde kadının oldukça aktif bir şekilde rol aldığını belirtmek için kullanılır. Bir ilişkinin ve yuvanın birliğini ve beraberliğini kadın sağlar. Yine evdeki düzeninde en büyük sağlayıcısı kadınlardır. Bu atasözü de bunun destekçisidir.’
Ve daha çok çok şeydir, kadınlarımız.
E peki bunun karşılığı kuru bir minnet ve teşekkür mü olmalıdır.
Tabi ki hayır
Mesela sadece bir gün temizliğe gelen bir bayana, bugün en az 1000 – 1500 TL verildiğini düşünürsek,
Bir ev hanımı bu hesapla, ayda en az 30 bin TL almalıdır ki diğer tüm hizmetleri düşünürsek, buna rağmen hakkı asla ödenemez ve mutlak bir helallik istenmesi, alınması gerekir.
Tam da bu noktada devlet devreye girmeli ve tüm ev hanımlarını sigortalı yapmalı, sigorta bedellerini kendi ödemeli, üstlenmelidir.
Hadi biz işi asgariden, en azından ele alalım.
Her ev hanımını çalışan kabul edilip, en az olmak kaydıyla asgari ücret verilmelidir.
Asıl olanda budur.
Tersini yapmaya çalıştıkça boşanmalar artıyor, nesiller bozuluyor ve mutsuzluğun,şiddetin önüne geçilemiyor.
Bırakın kadınlarımız, ailesine, sevdiklerine ilgi ve sevgisini çok daha nitelikli verebilsin.
Topluma daha nitelikli insanlar kazandırılmasının en güzel yolu, her anneye, ailesiyle ilgilenmesine imkân verecek zamanı kazandırmaktır.
Bu da,kadınlarımızı sadece para için çalışmaya mahkûm etmeyerek olabilir.
– para meselesini devletin üstlenmesi sağlanmalıdır, şarttır. Başarılmalıdır. Asıl büyük başarı budur.
Böylece, iyi eğitim ve öğretim görmüş, nitelikli insanların oluşturduğu mutlu milletin ve güçlü bir devletin oluşmasına en büyük destek, kadınlarımızca sağlanmış olacaktır.
--- Erkek, çalışıp kazanma ve ailenin geçimini temin etme gibi bir sorumluluğu üstlenirken, kadın da ev işlerini düzenleme, çocukları terbiye etme, evde rahat yaşayabilmenin sebeplerini kolaylaştırma, evde huzuru sağlama gibi sorumlulukları üstlenmelidir. ---
Mutlu millet- güçlü devletin temelinde bu kadına pozitif ayrımcılık yatar.
Ev hanımlığı ya memur statüsüne kavuşturulmalı ya da meslek olarak tanınmalı
erolyazıcı / abbeyt ♥️