Kültür ve SanatHaber Girişi : 18 Nisan 2023 17:28

Gerçek ve Hayal Birlikte: Masumiyet Müzesi

Gerçek ve Hayal Birlikte: Masumiyet Müzesi

Bir romandan yola çıkılarak hayal edilen Masumiyet Müzesi, dünyanın en ilginç müzelerinden biri! Orhan Pamuk’un aynı adlı romanından adını alan müzeye birçok toplu taşımayla ulaşım alternatifleri bulunuyor. Masumiyet Müzesi ve romanı hakkında tüm detaylara haberimizde yer verdik. İşte merak edilenler…

Masumiyet Müzesine Nasıl Gidilir?

Masumiyet Müzesi İstanbul’da, Çukurcuma’da, İstiklal Caddesi ile Tophane arasındadır. Yürüyüş mesafesi olarak: Taksim’den 12, Galatasaray’dan 8, Tophane’den 8, İstanbul Modern’den 10, Cihangir’den 10 dakika uzaklıktadır. Tramvayla gelecek olanların Tophane durağında inip sekiz dakika yürümeleri gerekir.

Adres: Çukurcuma Caddesi, Dalgıç Çıkmazı, 2, 34425, Beyoğlu, İstanbul, Türkiye

İletişim bilgileri:

Telefon: 00 90 212 252 97 38 – Email: [email protected]

Masumiyet Müzesi Ziyaret Saatleri

Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar: 10.00-18.00 saatlerinde ziyaret edebilirsiniz.

Masumiyet Müzesi sadece Pazartesi günleri ve ayrıca her yıl 1 Ocak’ta, Ramazan ve Kurban Bayramlarının ilk günlerinde kapalı oluyor.

Not: Müzenin sadece giriş katı tekerlekli sandalyeli ziyaretçiler için uygundur.

Masumiyet Müzesi Giriş Ücreti 2023

Bilet Ücretleri: Tam (T.C. Vat): 75 TL, Öğrenci: 40 TL

Sesli Rehber / Rehberli Tur: 10 TL

Masumiyet Müzesi biletinizi müze girişinin solunda kalan bilet gişesinden (Pazartesi günleri hariç) her gün 10:00 – 17:30 saatleri arasında satın alabilirsiniz. Grup rezervasyonları için [email protected] adresine e-posta atabilirsiniz.

Not: Müzeye kitapla gelirseniz 537’nci sayfayı göstererek ücretsiz giriş yapabilirsiniz.�

Masumiyet Müzesi Hakkında

Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk’un hem yazdığı bir roman hem de yaptığı bir müzedir. Pamuk 1990’lardan itibaren romanı ve müzeyi baştan beri bir arada düşündü. 1974 ile 2000’lerin başı arasında geçen aşk romanı, biri zengin diğeri orta halli iki aile üzerinden geçmişe dönüşler ve hatıralarla birlikte 1950-2000 arası İstanbul hayatını anlatıyor.

Müzede ise romanda anlatılan kahramanların kullandığı, giydiği, işittiği, gördüğü, biriktirdiği, hayal ettiği şeyler dikkatle düzenlenmiş kutu ve vitrinlerde sergileniyor.

Müzeden zevk almak için romanı okumaya gerek yok. Tıpkı romandan zevk almak için müzeyi gezmeye gerek olmadığı gibi. Ama romanı okuyanlar, müzenin çeşit çeşit anlamını daha iyi kavrayacakları gibi, müzeyi gezenler de, romanı okurken fark etmedikleri pek çok şeyi görecekler. Roman 2008 yılında yayımlandı, müze ise 2012 baharında açıldı.

Masumiyet Müzesi Sesli Rehber

Masumiyet Müzesi sesli rehber eşliğinde Türkçe ve İngilizce olarak gezebilirsiniz. Masumiyet Müzesi Sesli Rehberi Orhan Pamuk’un sesinden Türkçe ve Pamuk’un yanısıra müzisyen Richard Hamer ve British Council desteği ile British Council Bölgesel Sanat Direktörü Gregory Nash’in sesinden İngilizce olarak hazırlandı.

Ayrıca sesli rehberde yer alacak sesler arasında müzenin seslerini tasarlayan ve yerleştiren Cevdet Erek’in müze için düzenlediği sesleri ve Nil Karaibrahimgil’in ‘İlk Türk Meyveli Gazozu’ kutusu için bestelediği Meltem Gazozu şarkısı da bulunuyor. Özellikle müzeyi gezmek için Masumiyet Müzesi romanını okumayı bekleyenler için kaçırılmayacak bir fırsat.

  • 5 Katlı Müze binasının 4 katında sergileme alanı vardır. Her katta, romanın bölümlerine karşılık olan ve aynı bölüm numarası ve başlığını taşıyan sergileme kutuları bulunur. Kutular, müzenin en büyük parçası olduğu için girişe yerleştirilmiş olan 4213 İzmarit başlıklı 68. kutu dışında roman bölümleri ile aynı sırayı takip etmektedir. Müze yapılırken, 2000-2007 yılları arasında Kemal Basmacı’nın yaşadığı oda olan en üst katta ise Orhan Pamuk’un roman elyazmalarının yanı sıra romanın her bölümü için yaptığı kutu çizimlerini de görebilirsiniz.

MUTLULUK İNSANIN SEVDİĞİ KİŞİYE YAKIN OLMASIDIR YALNIZCA
Mutlu anlardan geriye kalan eşyalar, o anların hatıralarını, renklerini, dokularını ve görme zevklerini bize o mutluluğu yaşatan kişilerden çok daha sadakatle saklarlar.

Masumiyet Müzesi Romanı Hakkında

Yazılma süreci

Orhan Pamuk, kitabın fikri Masumiyet Müzesi’ni yazmaya başlamadan on yıl önce ortaya çıktı ve Kar’ı yayımladıktan sonra kitabı yazmaya başladı. Fakat bir yıl sonra romanı yazmayı bıraktı ve İstanbul: Hatıralar ve Şehir adlı anılarını yazmaya başladı. Ardından tekrar Masumiyet Müzesi’ne döndü ve toplamda yedi yıl bu roman üzerinde çalıştı. Romanı bitiren yazarın Nobel ödülü sonrası programının yoğunluğu nedeniyle, kitabın yayımı gecikti. Yazar, romanın toplamak, saklamak, koleksiyon yapmakla ilgili olan kısımları için müzecilik tarihini araştırdı. Avrupa ve Asya’da birçok müze gezdi.

Masumiyet Müzesi Romanı Olay Örgüsü

Tekstil zengini Basmacı ailesinin 30 yaşındaki oğulları Kemal’in Sibel ile nişanlanmaya doğru giden bir ilişkisi vardır. Sibel’e çanta almak için gittiği dükkânda yıllardır görmediği 18 yaşındaki uzak akrabası Füsun ile karşılaşır. Füsun’dan etkilenen Kemal, zamanla Füsun ile buluşmaya ve birlikte olmaya başlar. Füsun, tezgahtarlık yapmanın dışında üniversite sınavlarına hazırlanmakta ve Kemal ile birlikte matematik çalışmaktadır.

Günler süren buluşmaları Kemal’in Sibel ile nişanlanmasından sonra kesilir. Kemal, Füsun’u Merhamet Apartmanı’nda buluştukları dairede, her gün aynı saatte beklemeye başlar. Fakat Füsun, buluşmaya gelmez. Füsun’a ulaşamayan Kemal, mutsuz günler geçirmeye başlar. Sibel’den ayrılır ve Füsun ile seviştiği dairede Füsun’un eşyaları ile birlikte zaman geçirir.

Kemal’in babasının ölmesiyle Füsun’dan Kemal’e taşındıkları evin adresini içeren bir not gelir. Kemal, verilen adrese gittiğinde Füsun’un evlendiğini öğrenir. Füsun’un beş ay önce evlendiği kocası Feridun, Füsun’a çocukluğundan beri âşık, şişman ve sevimli, işsiz bir genç sinemacıdır. İlerleyen zamanlarda Kemal, Füsunlara gidip gelmeye başlar ve Füsun’un kendisine ulaşmasının asıl nedeninin kocasının çekeceği Yeşilçam filmi nedeniyle duydukları sermaye ihtiyacı olduğunu anlar. Kemal, Füsun ile olan ilişki kopmasın diye Füsun’un başrolünde oynayacağı, Feridun’un çekeceği filmin finansörü olmaya karar verir. Füsun, Kemal ve Füsun’un kocası Feridun, akşamları beraber yazlık sinemalara gidip film izlemektedirler. Füsun, Kemal’i eve davet etmesine rağmen, ona yakın davranmamaktadır. Nadiren anlık yakınlaşmalar olsa da ortak geçmişlerine dair bir işaret vermemesi Kemal’i ondan uzaklaştırmamaktadır. Füsun’un annesi Nesibe Hanım’ın, Füsun’un evliliğinin namusu kurtarmak için yapılmış geçici bir ilişki olduğunu anlatması ve er geç Füsun’la birlikte olacaklarını ama sabırla beklemesi gerektiğini öğütlemesi Kemal’e şevk vermektedir.

Kemal zamanla Füsun’u bir gün kaybedeceği korkusuyla ona ait nesneleri gizlice alarak biriktirmekte ve suçunu örtmek için her hırsızlık ertesinde eve değerli hediyeler getirmektedir.

Kemal, Füsun’un başrolünde oynayacağı film için Limon Filmcilik’i kurar. Fakat ne Kemal ne Feridun Füsun’un filmde oynamasını isterler. Onun yerine daha sonraları Feridun’un gönül verip yaşamaya başlayacağı Papatya’yı seçerler. Film başarı getirir, fakat Füsun ile Feridun’un evliliği kopmuştur ve Kemal de bu sonuçtan memnundur.

Füsun’un babasının ölmesiyle Kemal ve Füsun birlikte olmaya doğru adım atarlar fakat Füsun, kendisinin Kemal’in ailesine, arkadaşlarına Kemal tarafından takdim edilirse ve söz, nişan, nikâh, düğün törenlerini yapılırsa evleneceğini söyler. Önce sözlenirler sonra Füsun, Kemal ve Füsun’un annesi Paris’e gitmek için arabayla yola koyulurlar. Babaeski’de Edirne yoluna bakan bir otelde dinlendikleri gecenin sabahında Füsun’un kullandığı ve Kemal’in de bulunduğu araç kaza yapar. Füsun ölür, Kemal ise ağır yaralanır.

Kemal iyileştikten sonra, yıllar boyunca topladığı eşyayı sergileyeceği bir müze açmaya karar verir. Fusünların Çukurcuma’daki evini müze haline getiren Kemal, müzenin kataloğunu roman biçiminde yazılması için yazar Orhan Pamuk’a teklif götürür ve Pamuk kitabı yazmayı kabul eder. Başından itibaren birinci tekil kişi anlatımıyla ilerleyen kitabın son sayfalarında, Kemal sözü kitabın kahramanı olan yazar Orhan Pamuk’a bırakır. Pamuk, Kemal’in ölümünü de anlatarak kitabı sona erdirir.

Fotoğraflar Pendik gazetesine aittir.