Araştırmacılar, Dünya’nın derinliklerinde bir ‘okyanus‘ olduğuna ilişkin yeni deliller keşfettiklerini duyurdu.
Victor Tangermann
Uluslararası bir araştırma ekibi, Botswana’nın yaklaşık 660 kilometre altındaki bir bölgede oluştuğu düşünülen ve son derece ender bulunan bir elması inceledikten sonra, Nature Geoscience dergisinde yayınladıkları yeni bir makalede, gezegenin üst ve alt mantosu (Dünya’nın iç kısımlarına doğru yüzlerce kilometreye varan bir geçiş bölgesi olarak bilinen bir katman) arasındaki sınırın, daha önce düşünülenden çok daha fazla sıkışmış halde su ve karbondioksit barındırdığı neticesine ulaştığını duyurdu.
Araştırma, Dünya’nın su döngüsüne ve geride kalan 4.5 milyar yılda bugün gördüğümüz okyanus dünyasına nasıl dönüştüğüne ilişkin anlayışımız üzerinde geniş kapsamlı etkiler yaratabilir.
Almanya’nın Frankfurt kentinde bulunan Goethe Üniversitesi Yerbilimleri Enstitüsü’nden araştırmacı Frank Brenker, “Bu araştırmada, geçiş bölgesinin kuru ve süngerimsi bir yapı olmadığını, bilakis, büyük miktarda su barındırdığını ispatladık” diyor. “Bu keşif, aynı zamanda bizleri Jules Verne’in, Dünya’nın derinlerinde bir okyanus yattığı fikrine bir adım daha yaklaştırıyor.”
Bu geniş birikinti büyük ihtimalle koyu renkli bir tortu ve sulu kaya karşımı olsa da toplam hacmi bakımından olağanüstü olabilir.
Branker, “Bu tortular devasa miktarlarda su ve CO2 (karbondioksit) tutabilir” diye ekliyor. “Öte yandan, şu ana dek geçiş bölgesinde ne kadarının daha kararlı haldeki, sulu mineraller ve karbonatlar şeklinde biriktiği bilinmiyordu; bu sebeple, gerçekten de büyük miktarlardaki suyun orada depolanıp depolanmadığı da bilinmiyordu.”
Ekibin yaptığı açıklamaya göre, geçiş bölgesi tek başına Dünya’nın bütün okyanuslarında bulunan toplam su miktarının altı katına kadar su barındırıyor olabilir.
Araştırma ekibinin incelediği elmas, Dünya’nın sadece manto katmanında yüksek basınç ve sıcaklık altında oluşan ama suyu fazlasıyla iyi tutabilen bir element olan Ringwoodit’in en yaygın biçimde bulunduğu bir bölgeden yüzeye çıkmıştı. Araştırmacıların elindeki açık kanıtlar, incelenen mücevheri, ringwoodit’i ve dolayısıyla suyu da içeriyordu.
Bilim insanları, 2014 yılında buna benzeyen bir elması inceledikten sonra, Dünya’nın geçiş bölgesinin devasa miktarlarda su tuttuğundan şüphelenmiş olsalar da yapılan en son araştırmalar bu teoriyi sağlamlaştırıyor.
Araştırmaya dahil olmayan ve Alberta Üniversitesi’nde bir manto jeokimyacısı ve doktora sonrası araştırmacı olan Suzette Timmerman, Scientific American adlı dergiye verdiği demeçte, “Elinizde sadece bir örnek varsa, bu yalnızca sınırlı bir sulu bölge olabilir” diyor: “Buna karşın, artık ikinci örneğe sahibiz ve bunun yalnızca tek bir bölge olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.”
Yazının orijinali�futurism.com sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)