SERBEST PİYASA EKONOMİSİ
Serbest piyasa ekonomisi, yatırım, üretim ve dağıtım ile ilgili ekonomik faaliyetlerin tam rekabet şartları içinde serbestçe yapılabildiği, mal ve hizmet fiyatlarının serbest fiyat sistemi içinde belirlendiği, ekonomik sorunların çözümünün devletin ekonomiye müdahalesiyle değil fiyat mekanizması aracılığı ile gerçekleştirildiği ekonomik model olup; demokratik ülkelerde kullanılan bir ekonomi modelidir.
Piyasa ekonomisinin arz yönlü fayda üretebilmesi, talep yönünün bilinçli ve sivil toplum örgütlü bir yapının varlığı ile mümkündür. Ülkemizde serbest piyasa ekonomisinin birinci ayağı olan arz yönü (üretim) gücü elinde bulundururken talep yönü (tüketici) örgütlenememiş ve/veya kurulu örgüt piyasayı dengeleme konularında yetersiz kalmaktadır. Örneğin; Tüketici Koruma Derneği (TÜKODER), Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) gibi dernekler ve bağlı bulundukları Tüketici Dernekleri Federasyonu ve Tüketici Örgütleri Federasyonu (TÖF) faaliyetlerinde piyasadaki fiyat istikrarının oluşmasına fayda sağlaması beklenirken aksine arz yönü (üretici) piyasada “tekel” gibi davranabilmekte ürün fiyatları ile çok kolay yukarı yönlü değişikliğe gidebilmektedir.
Parayı yatırım mallı gibi değerlendirip dövize talebi artırma aymazlığının sergilendiği Ülkemiz gayri milli düşünce sistemli kişi ve kişilerinin ne yazık ki parayı elinde bulunduran zengin kişilerden oluşuyor olması Ülkemiz için şansızlıktır. Bir ülkenin bankalarındaki tasarrufunun %65 inin döviz cinsinden olması düşündürücüdür. Bu “milli” düşünce sistemine aykırı bir durumdur.
Milli bir eğitim öğretim almamış kişi ve kişilerin ülke menfaatlerine bakışının şaşı olmasından doğal ne olabilir ki; atası; özel işlerinde devletin kalemi ile imza atmaktan imtina ederken geldiğimiz nokta özel işlerinde devletin kalemini kullanmak biryana devletin ona emanet ettiği malı, mülkü israftan, ücretini devletten aldığı mesai saatinde harcadığı emeğinin yüzde doksanını şahsi menfaatleri için ve/veya boşa harcamaktan rahatsızlık duymama halini nasıl ifade edebiliriz ki ?
Serbest piyasa ekonomisinin insanlık için iyi sonuçlar üretmesinin başlıca şartları arz yönünün (üretim) sektörde “tekel”in oluşmaması çabaları ile sektöre katılımın önündeki engellerin kaldırılması, talep yönü (tüketici) ayağının demokratik yöntemler kullanılarak oluşmuş yönetimlerin elinde güçlü ve etkili sivil toplum örgütlerinin (STK) varlığı ile ülkesinin derdi ile dertlenen milli bir eğitim öğretim görmüş insan sayısını artırmakla mümkün olacaktır.
Rahmetli Sn.Prof Dr.Oktay Sinanoğlu’nun gündeme taşıdığı Fulbright Eğitim Komisyonu mudur ülkemizde eğitim öğretimi gayri milli yapan?
(bu komisyon ile ilgili yazı devam edecek)