ŞİDDET-2-
Belde, ilçe ve illerde kent merkezlerine yakın tarıma uygun arazileri sahiplenip imara açtırmak, yapılan inşaatların atık su kanalizasyonunu dere, ırmak ve denizlere akıtmak, sanayi atıklarını ve/veya atık su kanalizasyonunu dere, ırmak ve denizlere boşaltmak gibi işlem ve eylemleri yapan/yaptıran her kim varsa hukuk nezdinde gerekli en ağır para cezası ve/veya mahkûmiyet dahil en ağır cezaya çarptırılmalı, hafifletici neden gibi hâkim takdirine maruz bırakılmamalıdır.
Sözde doğa sever görünen ama menfaat, çıkar ve rant için doğa katliamını ve yeşili yok etmekten, hayvan sever görüntüsü verip zevk için avcılık yapan, etçil beslenme kültürü olup sadece kurban bayramlarına karşı çıkan insanların varlığını ve bu insanların hayvan ve doğa sever görüntüsü vermeleri düşündürücüdür.
Şiddet ve öldürme olayları ile hayvan ve doğa katliamlarının yazılı ve görsel basında fütursuzca kare kare izleyicilerin psikolojisini bozacak düzeyde enforme edilmesi izleyicinin sağlığını bozmakta, şiddet ve öldürme olaylarını gerçekleştiren kişi/kişilerini gündem yapması, aykırı, sapkın davranış sahiplerinin yazılı ve görsel basında manşet olması, o kişilerin reklamın iyisi kötüsü olmaz istek ve arzularına hizmet etmekte, hukuka intikal etmiş vakalara hukuk unsurlarınca verilen, toplum vicdanını yaralayan kararlar ise, hukuk sistemine güveni azaltmaktadır.
Yani diyorum ki; insanı hayvanı sevmek, sevgi saygı ve hoşgörünün vücut bulduğu, doğayı sevmek ise gelecek neslin haklarının bugünün menfaat ve rantına heba edilmemesi gerektiğine inanmış düşünce sistemi çalışır olan insanlığın işi, insanı hayvanı ve doğayı sevmek ile enformasyonunu doğru yapmak, ancak; yazılı ve görsel basın unsurlarının halkla aynı havayı soluyan, kaygıları, üzüntüleri, sevinçleri aynı veya benzer olan, aynı şeye ağlayıp aynı şeye gülebilen, ideolojik ve/veya maddi manevi baskılara göğüs gerebilen kalemi veya vicdanı satılık olmayan insanların işidir. “Bunlar insan olmanın asgari şartlarından sadece birkaç tanesidir.”