Her doğan güneşi bir takvim yaprağı gibi buruşturup atmıyor muyuz... Doğan güneşleri batıran bizler neler yaparız neler kimleri batırmayız ki sinelerimizde... Eşerken günü bu kadar yorulmamıştır insan sanki o doğuruyormuşta güneşi... Nedensiz ölümüne batırıveriyoruz güneşleri...
Ey acizliğe bürünmüş kınından çıkarsana zekânı. Kınında durdukça zekâ keskinliğini kaybeder. Mecralar ara o da güreşsin göğe serilmiş minderde...
Doğan gereği doğmalısın sende güneş gibi; İsa gibi babasız. Doğumunu gerçekleştir kendi başına umarsız insanların bakışları ardında... Sen de doğ sen de bat...
Bulutlar olacak muhakkak etrafında parmak uçlarında yükselme! gerek yok! üflersen dağılırlar...
Ben uyuma bilmem, neden bana uyuyor muamelesi yapıyor bu insanlar... Uyuyorlar derinden, içlerinden geçiyorlar batıyorum nedense onlara! beni yalanlarına alet ediyorlar... Bir gerçek ki ben asla batmam batasıca insan kendi gibi bilir beni... Doğuyorum ya iş çıkarıyorum demek ki onlara...
Anamdan ben de bir kez doğmuşum. Doğmam da batmam da... Geceler gündüzler hep sizin uydurmalarınız. Başınıza iş almışsınız. Takvim yaprağı gibi buruşturduğunuz aslında ömrünüz.